~Küçük bir çocukken içim çok sıcaktı.
Yani derinden, derinden.Allah yukarda ve toprak sıcaktı. Yani derinden, derinden.
Dünya dönerdi, ya bende dönerdim.
Yani derinden, derinden.Annem gülerdi, ya bende gülerdim.
Yani derinden derinden.~Şarkıdan küçük bir kısım. Bence dinleyin. Hem karakterimizi anlatıyor biraz.
Şarkı ismi: derinden derinden
Neyse başlıyalım...
Yavaş adımlarla bağırma sesleri olan odaya doğru yürüdüm. Odadaki çığlık sesleri çok tanıdıktı. Yavaşça kapıyı araladım. Kapıdan içeri girdiğimde kimse bana bakmadı, sanki görünmezdim.
Annem ve babam otuzlu yaşlarındaydı. Birbirlerine bağırıyor küfürler savuruyorlardı. Alışmış olduğum bir manzaraydı. İkisinin gözünde ise tek gördüğüm şey saf nefretti.
Odada göz gezdirdiğimde odanın en köşesinde yerde başını elleri arasına almış, ellerinide dizlerinin arasına almış cenin pozisyonu alan küçük bir kız çocuk gördüm. O küçük kız çocuğu bendim. Benim küçüklük halimdi.
Bu hafızamın eski, karanlık unuttuğum anlardan biriydi. Her gece farklı gördüğüm anlardan biri.
Küçük kız çocuğu gözlerini beyaz fayansa dikmiş korkudan nefes bile almıyordu. Adımlarımı ona doğru atıp, yavaş adımlarla yürümeye başladım. Hafif kamburum sanki hafif bir rüzgarla yıkılcakmışım gibi hissettiriyo ve öyle görünmemi sağlıyordu.
Küçük kızın yanına doğru vardığımda hafif gülümseyip yanına oturdum. Küçük bedeni tirtir titriyor ağlamamak için kendini sımsıkı tutuyordu. Bir kez daha acıdım bu küçük kıza, bir kez daha kendime acıdım bir kez daha acizğime acıdım.
Bacaklarımı kendime çekip kollarımla bacaklarımı sardım ve başımı küçük beni görebilecek şekilde bacaklarıma yatırdım.
Küçük kız tırnaklarını başına saplıyor, titremesini durdurmak istiyordu ama durmuyordu, durduramıyordu. O korkuyordu. Her şeyden korkuyordu. Burdan kurtulmak istiyordu ama kimsenin ona yardım etmiyeceğini bilmiyordu kimse ona yardım etmiyecekti.
Ona yardım edemediğim için kendime bir kez daha lanet okudum.
Kendimden, acizliğimden nefret ediyordum. Kendimi bile hiç bir şeyden kurtaramazken bu dünyada olmam kadar büyük bir saçmalık olamazdı, ölmem gerekiyordu. Bu kadar kötü bir dünyada olmamam gerekiyordu. Tek sevdiğim şey masum yanımdı yani küçüklüğümdü.
Elimi kısa saçlarına atıp hafif okşadım. Her zaman bunu istemiştim biri gelip saçlarımı okşasın beni sevsin. Ama kimse gelmemişti gelipte saçlarımı okşamamıştı. Okşamıyıcaktı. O şuan 7 yaşındaydı hala inanıyordu birinin gelip saçlaŕını okşıyıcağına.
Kolunda olan siyah bilezik hala bende vardı. Kimin verdiğini hatırlamıyordum ama takıntılı gibi her zaman onu taktığımı biliyordum.
Gözlerini birden beyaz fayanstan çekip annem ve babama dikti. Babam anneme vuracakken annem babamın elini havada tutmuştu, gözlerinden yaşlar akıyordu annemin.
Anem, babama evi terk ediceğini söylediği anda, kendini ağlamamak için tutan küçük benin gözlerinden bir damla yaş aktı. O damlada kaybolduğumu hissettim.
"Anne." Diye fısıldadı kendiyle konuşurcasına. "Yine mi bırakacaksın beni?" Bu sözü bazen kendine söyliyiyecekti, acaba terkmi etsem bu evi diye. "Madem beni sevmiyorsun kardeşimi düşün onun için gitme!" Diye yalvarırcasına fısıldadı.
"Yine aldattım seni! Aldatıcamda. Bunu bilerek evlenmedin mi benimle lan orospu!?" Annem elini kaldırıp tokat attı. Babamın kafası sağa doğru düşerken hızını kesmeden odadan sonrada evden çıktı. Babam sinirle masanın üstündeki örtüyü çekmesiyle masanın üstündeki her şey yeri boylamıştı.
Midem bulanıyordu. Küçük ben çıkan sesle kafasını hızlıca bacaklarının arasına yerleştirip gözlerini kapadı. Artık sessizce ağlıyordu. O daha küçüktü bunları yaşamamalıydı.
Gözümden bir damla yaş aktığını hissetmemle sol elimin tersiyle gözümdeki yaşı sildim. Ağlamayacaktım. Ağlamak bana yasaktı.
Babam biriyle telefonda konuşuyordu. Kim olduğunu anlamasamda o şerefsizin olduğunu biliyordum. O keşke gelmeseydi. Gelmesindi istemiyordum.
Küçük bende telefondakinin kim olduğunu anlamış gibi "Hayır." Diye fısıldıyo önden arkaya doğru sallanıyordu.
"7'ye kadar say sonra her şey geçicek." Diye fısıldadım küçük benin kulağına. Küçük ben birden irkilerek kolundaki bileziğe baktı ve gülümsedi. "1." Diye saymaya başladı. Kapı çalıyordu "2." Babam koşarak kapıya gitti ve kapı açma sesi geldi "3." Kadın kahkaha sesleri buraya kadar geliyordu "4." İçeri iki mini elbiseli kadın, o şerefsiz dediğim bilal ve babam girdi "5." Babam sarışın olan kadını kendisine doğru çekerek öpmeye başladı "6." Kadın babamı yavaşça soyuyor hiç utanmıyordu "7." Bilalle esmer kadın babamlada o sarışın kadın ön sevişmelerini bitirmişlerdi.
"Hani geçicekti gecenin siyahı?" Diye fısıldadı elindeki kolyeye "Geçmedi." Dedi acı çekerken "Hatta daha çok acıyor." Göz yaşlarını durduramıyor sadece ağlıyordu. Babamlara bakmamak içinse elinden geleni yapıyordu. "Niye gelmedin." Avuç içiyle gözündeki yaşı sildi. Yavaşça çekiliyor karanlık kendini benden saklıyor ve beni çekip çıkartmaya çalışıyordu "Lütfen gel ...."
Tam ismi söyliyicekken iğrenç hayata bir kere daha gözlerimi açtım.
Biliyorum kısa bir bölüm ama olsun. Umarım bölümü beyenirsiniz.
Bu bölümü; btsdiye_olmusemm iltifaten yazdım.
İyiki doğdun güzelimm 🖤🤍💙Kelime sayısı: 701
Gecenin bileziği bunun siyah renklisi gibi düşünebilirsiniz yada yıldızlı kendi istediğiniz gibi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 Sır
أدب المراهقينOrmanın ortasında olan bir terapi yeri. Özel olarak seçilen yedi genç. Peki yedi gencin terapi yerinin yani akıl hastanesinin sırlarını öğrenebileceklermi? Burdan sağ çıkabileceklermi? Peki geçmişleri, geçmişlerinden kurtulabileceklermi? Peki bu y...