5. BÖLÜM
'Sırlar'(Deniz)
'Herkesin bir sırrı vardır dimi? Bir sırrı 2 kişi ve daha fazlası bilirse bu bir sır olmaz. Her sırrın bir karanlık yanı, birde aydınlık yanı vardır. Sıra sende. Ya sırrını söyle, yada birine veda et'
☆
Doğru ve yanlış arasında ince bir çizgi vardır. Bazen doğru yanlış gibi görünür, yanlış ise doğru gibi. Siyah ve Beyaz gibi. Siyah içinde bütün renkleri barındırır. Ve bu renklerden güç alır. Siyah o renkler olmadan bir hiçtir. Fakat beyazın, beyaz olmak için hiç bir renke ihtiyacı yoktur. Kendi başına kendi krallığını yaratır. Beyaz diğer renklere katılarak onları canlandırır. Beyaz hayat verendir, siyahın aksine. Siyah ise diğer renklere katılarak onları kendi karanlığına katar. Siyah lanetli olandır, beyazın aksine.
Peki ben kimim hayat veren mi, lanetli olan mı?
Yüzümdeki maske olmazsa ben bir hiçim. Gülüşümün altında hep bir acı olur. Denizden sonra maskem yok oldu. O gittikten sonra maske benim için bir hiç oldu.
Şimdi hep neden terk edildiğimi anlıyorum. Hem ailem, hem sevgilim, hem o şerefsiz eski sevgilim ve kaşar eski en yakın arkadaşım tarafından neden terk edildiğimi anlıyorum. Ben zaten terk edilmek için bu dünyaya gelmişim.
Zaten hasta ve aptal birini kim sever ki, dimi?
Sonunda gözlerimi aça bilmiştim. Bir odada yalnız başıma oturmuştum. Oda bom boştu. Peki diğerleri neredeydi? Hiç bir fikrim yoktu. "Merhaba, küçük farem". Bir anda bir ses duydum. Sesin geldiği tarafa baktım. Küçük bir hoparlör'den geliyordu bu ses. "Kimsin sen, Allahın cezası?!" Dedim bağırarak. "Aa, o nasıl bir kelime? Kim olduğumu nasıl bilmezsin?". Francis!
"Şerefsiz! Arkadaşlarım nerede?!" Yeniden bağırmaya başladım. "Ama böyle konuşursan kalbim kırılır bak". Resmen dalga geçiyordu benimle. "Soruma cevap ver!". .
"Şu biricik sevgilin ve kuzenin mi? Biri daha vardı ya! Heh, sevgilinin askercikleri mi?". Kafayı yiyecektim! "Onları senin bulman gerekiyor yoksa oyunun bir keyfi kalmaz".
"Çabuk söyle! Oyun oynama benimle". Çıldırmak üzereydim artık. "Çok bağırma, yoksa kalbin acır. Hassas ve değerli kalbine zarar gelsin istemeyiz dimi?". Bu aptal ne saçmalıyordu?! "Kapı açık hadi git ve onları bul".
Ne yani bir saattir şu aptal kapı açık mı? Ben boşuna mı burada boğazımı yırtıyorum? Hah, zaten biraz daha bağırsam boğaz falan kalmazdı bende.
Kapıyı hemen açıp çıktım. Burada uzun bir koridor vardı. Ve sayması mümkün olmayacak kadar kapı.
Ne yani bunların hepsini açıp bakmam mı lazım?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON GÜN
AksiDİKKAT! BU KİTAP 152 GÜN KİTABININ DEVAMIDIR! ÖNCE 152 GÜNÜ OKUYUP SONRA BUNU OKUMANİZ TAVSİYE EDİLİR AMA YİNEDE BU HİKAYEYİ 152 GÜNÜ OKUMADANDA OKUYA BİLİRSİNİZ. ★ Son gün... Bugün tam 152 gün tamam oldu ve biz ikimizde kaybettik. Biz 152 günün ar...