Multi: Sırasıyla; küçük Luna, küçük Matthew , küçük Adam(fklsdfdhs) ve Annabel
10 YIL ÖNCE
Knight Şatosunda sessizlik hakimdi. Herkes bugün işe başlayacak yeni kişiyi bekliyordu. Şatoda işe girmek kolay değildi. İleri düzey Türkçe bilmek en önemli kriterdi. Tabii, Leydi Alya'nın da onayı gerekiyordu ki en zoru da buydu. Leydi Alya, kızı Luna'nın güvenliği için en iyisini istiyordu. İngiltere'nin en ünlü şirketlerinden biri olan The Knight Company'nin sahibi olmak kocası Lord Robert ve kendisi için zordu. Knight Ailesinin destekçileri olduğu kadar düşmanları da vardı. Bu düşmanlardan en tehlikelisi hiç şüphesiz, rakip şirket 'The Dragon Company' idi. Daha önce bu şirketten üstü kapalı tehdit mektupları almışlardı. Fakat, tehditleri kağıt üzerinde kalınca, endişeleri sona ermişti.
Şatoya bir tekne yanaşınca, yeni çalışanı merak eden hizmetliler bahçeye akın etmişlerdi. Şatonun büyük kapıları açıldıktan bir süre sonra, yüzünde tatlı bir gülümseme olan kızıl saçlı bir kadın içeri girdi. Herkes kızıl saçlı kadının etrafında toplanmış, sorular soruyordu. Yeni çalışan onları etkileyebilmişti. Hizmetliler adını sorduğunda ''Adım Annabel ama siz bana kısaca Anna diyebilirsiniz.'' dedi ve yine o muhteşem gülümsemesini sundu.
Şatonun güvenlik şefi Harold, Anna'ya içeriye kadar eşlik edecekti. Harold'un pantolonuna tutunan küçük Adam buna engel oldu. Adam ''Baba, bu kadın kim?'' diye şaşkınca sordu. Anna'yı daha önce gördüğünü hatırlamıyordu. Harold oğlunun başını okşadı ve ''Anna'yla tanış Adam. Kendisi Luna'nın yeni bakıcısı.'' diye cevapladı. Bu konuşmaya tanık olan Anna, gülümseyerek elini Adam'a uzattı ve ''Tanıştığımıza memnun oldum Adam.'' dedi. Adam önce Anna'nın eline sonra da yüzüne baktı. Yüzündeki gülümseme Adam'ı rahatsız ediyordu. Kaşlarını çattı ve ''Ben hiç memnun olmadım kızıl cadı.'' dedi ve arkasını dönüp koşmaya başladı. Harold mahcubca gülümsedi ve ''Siz onun kusuruna bakmayın. Ben size içeri kadar eşlik edeyim.'' dedi.
Anna yüzündeki gülümsemeyi silmeden başıyla onayladı. Şatodan içeri girdiklerinde Anna gözlerine inanamadı. 'Gerçekten söyledikleri kadar varmış.' diye düşündü. Gözleri etrafı tararken, merdivenlerden gelen topuklu ayakkabı sesiyle başını merdivenlere çevirdi. Leydi Alya zarif bir şekilde merdivenlerden iniyordu. Üzerinde dizine kadar gelen beyaz bir elbise, ayaklarında elbisesiyle uyumlu topuklu ayakkabılar vardı. Yeşil gözlerini ortaya çıkaran bir makyaj yapmıştı. Leydi Alya'nın güzelliğine imrendi Anna.
Leydi Alya, yeni bir sima görünce ''Sen Annabel olmalısın. Ben Alya. Kardeşim Ali, bana çocuk bakımı konusunda çok tecrübeli olduğunu söyledi. Umarım dediği kadar iyisindir.'' dedi.
Anna, Leydi Alya'nın dedikleri üzerine gülümsedi ve ''Bundan emin olabilirsiniz. Çocuk bakımında uzmanlaştığımı söyleyebilirim.'' dedi
Leydi Alya karşısındaki özgüveni yüksek olan kadını bir süre inceledi. Güzel sayılabilecek bir yüze ve bakımlı saçlara sahipti. Kendisinden en az beş yaş küçüktü ya da yüzü genç gösteriyordu. Boğazını temizledi ve ''Pekala, bugün işe başlayabilirsin. Ama önce Luna'yı bulmalıyım. Sen burada bekle, kaybolabilirsin.'' dedi. Merdivenleri çıkarken Luna'nın adını sesleniyordu. Anna içinde sevinç çığlıkları atarken gülümsemekle yetindi.
O sırada Luna, şatonun koridorlarında koşuşturmakla meşguldü. Matthew'le saklambaç oynuyorlardı ve ebe olma sırası ondaydı. Ne kadar arasa da Matthew'i bulamıyordu. En sonunda dayanamayıp bağırmaya başladı.
''MATT! Hemen saklandığın yerden çık yoksa seni anneme söylerim ve bugün ahırda yatarsın!''
Bunun üzerine Luna bir kıkırtı sesi duydu. Arkasını döndüğünde bir tabloyla karşılaştı. Tabloda bir tuhaflık vardı. Mesela 8 yaşındaki bir çocuğun kadın kıyafetleri giyiyor olması gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CESUR ŞÖVALYE
Fantasiİyi notlarıyla ailesinin ilgisini kazanmaya çalışan sıradan bir kızdı. Yaşıtlarına nazaran pek arkadaşı yoktu, hatta hiç arkadaşı yoktu. Olanca sıradanlığıyla süren hayatının, doğum gününde kapısına bırakılan bir mektupla alt üst olacağını nereden...