Şaşkınlığı üzerinden atan Matt, kılıcını eski ahşap bir sandığa koydu ve bana döndü. Ben hala şaşkınlığı atamamıştım.Üzerindeki demir zırh, loş ışıkta bile parlıyordu.
''Burada ne işiniz var? Kayıp mı oldunuz?''
Hala zırhına bakıyordum.Asıl onun burada ne işi vardı?
''B-Ben, lavaboyu arıyordum ve kayboldum.Senin burada ne işin var?''
''Ben..Aslında burası benim gizli yerim.Tabii, siz bulana kadar gizliydi.Şey,ben buraya rahatlamak için gelirim.O yüzden buradayım.''
''Üzerindeki zırhla mı rahatlıyorsun?''
''Zırh mı? Evet, evet.Zırhım beni çok rahatlatır.Demir benim burcumun elementi.''
''Burcun ne ki ?''
''Benim burcum..At?''
At mı? İçimden kahkaha atarken, Matt'e gülümsemekle yetindim.Dedikleri hiç mantıklı gelmiyordu ama ondan şüphelendiğimi belli etmeyecektim. Rüyamdaki fısıltılar, bütün sırların burada gizlendiğini söylüyordu. Gözlerimle odayı taradım. Tozlu raflarında ciltleri yıpranmış eski kitaplar olan bir kitaplık, eski bir çalışma masası, paslanmış demir bir sandalye ve ahşap bir sandık. Matt kılıcını o sandığa koymuştu. Belki o sandıkta bir şeyler bulabilirdim.
''Artık gidelim mi leydim ? ''
''Evet, lütfen.''
Matt üzerindeki zırhı çıkarıp, odadan çıkınca son bir kez odaya göz atıp ben de çıktım. Meşaleler sönmek üzereydi. Aceleci adımlarla Matt'e yetiştim. Onun bir adımı, benim üç adımıma eşit olduğundan epey zorlandım. Sonunda tahta merdivene vardığımızda, önce Matt ardından ben yukarı çıktık. Matt tereddüt etmeden koridorda ilerlerken peşinden koşar adımlarla ona yetişmeye çalışıyordum. Matt halimi fark etmiş olmalı ki bana bakıp gülümsedi ve adımlarını yavaşlattı.
Matt sayesinde hiç zorlanmadan odama gelmiştim. O odaya bir daha girmeliydim.
''Teşekkürler Matt. Ben odamda dinleneceğim. Akşam yemeğinde görüşürüz.''
''Rica ederim leydim. Yemekte görüşürüz.''
Matt'e şirince gülümseyip, odama girdim ve kapıyı kapattım. Eğer şimdi o odaya gidersem Matt ile karşılaşabilirdim. Biraz oyalanmak için televizyon izleyebilirdim. Uzaktan kumandayı elime aldım ve kanalları dolaştım. Bütün kanallar İngilizceydi. Sonunda sıkılıp televizyonu kapattım.
Matt yeterince uzaklaşmış olmalıydı. Yavaşça kapıyı açtım ve koridoru kontrol ettim. Görünürde kimse yoktu. Odamın kapısını kapattım ve yavaşça merdivenlere doğru adımladım. Merdivenlerden sessizce parmak ucunda inmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CESUR ŞÖVALYE
Fantasyİyi notlarıyla ailesinin ilgisini kazanmaya çalışan sıradan bir kızdı. Yaşıtlarına nazaran pek arkadaşı yoktu, hatta hiç arkadaşı yoktu. Olanca sıradanlığıyla süren hayatının, doğum gününde kapısına bırakılan bir mektupla alt üst olacağını nereden...