17 - Sahipsiz Altınlar

20 10 8
                                    

Bölümlerin yapay zekayla oluşturulan videosu için profilde yer alan linke tıklayınız...



17 Mayıs 2827

Her gece geç saatlere kadar saraydaki çalışma odasındaydı. Önündeki defterlerde, parşömenlerde yazanları okuyamayacak kadar yorgun düşene kadar çalışıyordu. Hesap işleri günden güne artıyor, her gün omuzlarına yeni bir yük biniyordu. Hesap defterlerinin sıkı takipçisiydi. Wilbur Barışı'nın beşinci yılı özel bir anlam taşıyordu. Ötelenen vergiler toplanmaya başlamıştı. İmparatorluk kasasına giren altınların takibi git gide güçleşiyordu. Baş Defterdar Khanro, tek bir adımı bile atlamadan tüm işlemlerin nakış gibi işlendiğinden emin olmak istiyordu. Zaman zaman defterdarken daha az çalıştığını düşünüyordu. Terfi etmesiyle artan sorumlulukları ve Hazine Başı Carrion'un gözlerinin sürekli üzerinde olması bu azmi iyice ateşliyordu.

Baş Defterdar olduğundan beri sırt ağrıları artmıştı. Eski iştahı kalmamış, iyice zayıflamıştı. Hareketleri kısıtlanmıştı, gün içerisinde odasından dışarı çıkamıyordu. Oturduğu koltuktan kalktıktan sonra kendine gelmesi, bacaklarını açması vakit alıyordu. Sırtına saplanan bıçaklarsa cabasıydı. Sabahları yataktan kalkması da git gide güçleşiyordu. Her sabah artık yaşlanıyorum diyerek doğruluyordu. Kahverengi saçlarının bir teli bile beyazlamamıştı, ama kendisini en az imparator kadar yaşlı hissediyordu. Çalışmalarına kısa kısa ara veriyor ve yeni yeni alışmaya başladığı ferah odasında birkaç adım atıp turluyordu.

Khanro, Vatonen'de bulunduğu makamı hak edenlerin başında geliyordu. Prense olan yakınlığından dairedeki hiç kimseye bahsetmemişti. Bunun kendisine bir çıkar sağlamasını asla kabul edemezdi. Baş Defterdar olduğundan beri Yüksek Prens Yihen'i görmemişti. Prensle gençlik yıllarına dayanan çok eski bir dostluğu vardı. İkisinin de başına buyruk oldukları zamanlar geçip gitmişti. Bir yıl önce Minya Gera'nın ölümünden sonra prens artık ortalıklarda görünmez olmuştu. Vatonen'de yükselen fısıltılar, prensin bir gün şehri terk ettiğini başka bir gün ise Kudretli Diyar'a gidip oraya yerleştiğini söylüyordu. 

Mutfak çalışanlarının iddiasına göre Yihen Fralon'da kendisine bir malikâne inşa ettiriyordu. Khanro bu basit hizmetçi dedikodularına gülüp geçiyordu. Eğer prens kendisine bir mülk inşa ettirmeye karar verse, altınlar imparatorluk kasasından çıkmadan önce onun onayından geçmesi gerekiyordu. Yüksek prensin dört oğlu vardı. Eşinin ölümü her ne kadar onu derinden etkilese de Yihen'in bir süre sonra toparlayacağını ve eski günlerine döneceğini biliyordu. Ya da öyle olmasını umuyordu.

Deftere aklındaki son notu karalayıp çıkmak için yeltendi. Sabah ilk iş olarak Hazine Başı Carrion ile Pronx için ayrılan altınların detaylarını görüşecekti. Carrion bütçenin artırılmasını söylemişti. İmparatorluk Konseyi, Pronx Kalesi'nin daha büyük bir garnizona dönüşmesi kararını almıştı. Vatonen'de artık sadece şehir muhafızları görev yapacaktı. Büyük birliklerin Pronx'a konuşlanmasına karar verilmişti.

 Yorgun bir şekilde hazine binasının geniş koridorlu giriş katına indi. Eskiden çalıştığı defterdar odasına göz ucuyla baktı, tahmin ettiği gibi ışık yoktu. Memurlar artan iş yükünü pek umursamıyordu. İki kat daha aşağıya indi ve Kasa Sorumlusu Harwey'in yanında iki askerle merdivenlerden yukarı çıktığını gördü. Askerlerin kollarında altın keseciklerinden oluşan bir dağ vardı. Harwey en alt katta mahzenlerin yanındaki Hazine Odası'nın amiriydi. Khanro'ya küçük bir baş selamı verdikten sonra yanından geçip merdivenleri çıkmaya devam ettiler. Bir an memurların çalıştığı dairenin boş olduğu aklına geldi.

"Harwey o elinizdekiler de ne?"

"Ensane'den gelen vergilerin bir kısmı, Defterdar Fesettor kontrol etmek istedi. Eksik olduklarını öne sürüyor, sayımı kendisi yapacakmış."

The Lost CrownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin