2. BÖLÜM-MEZARLIĞIN GERÇEK YÜZÜ-

1.3K 95 88
                                    


İyi okumalar.

~~~~

"Başınız sağ olsun.." Üç kelime, bir cümle hayatımdan çok şey almıştı. Benden hayatımı çalmıştı.

Belki de bu yüzden hayatımda olan küçük olaylardan bile korkuyordum.. Kim bilir?

Giden imamın arkasından baktım bir süre. Sonra önümdeki mezarlığa döndüm.

NESLİHAN ARGAH

D.T 11/02/1984

Ö.T 26/02/2024

Annem?

Hayır. O benim annem değildi.

O Neslihan Argahtı. Bana hayatı dâr eden kadındı. Benim yaşayan bir ölü olmama sebep olan tek insandı.

Belki bunu düşündükten sonra kendime kızacaktım ama keşke.. Keşke hiç varolmasaydı. Keşke o da 'baba'm gibi bizi bırakıp gitseydi.

Peki şuan buna sevinmeli miydim? Bana bir kere bile sevgisini göstermemiş,sevgisizliği iliklerime kadar hissettiren o kişi ölmüştü. Ben sevinmeli miydim? Bu bencillik olur muydu? Bunu yaparken kötülük yapmış olur muydum? Sonuçta on sekiz yılımda yanımda olan tek kişi o iken bunu düşünmem ne kadar doğruydu?

Elimi toprağın içinden geçirerek orada olduğunu hissettim. Bu.. Bu nedense güzel hissettirmişti. Bir anda kendimi tutamayıp boş mezarlıkta kahkaha attım. Dakikalarca kahkahalarla güldüm. Gülmekten karnıma ağrılar bile girmişti.

Ben hayatımda bu kadar güldüğümü hatırlamıyordum. Ben ilk defa kahkalarla annemin mezarında gülmüştüm.

Hayır.. Annem değil Neslihan Argah.

"Görüyor musun? Anne.." Kafamı iki yana salladım. "Anne değil. Sen anne olmazsın. Bunu hak etmiyorsun.. Görüyor musun Neslihan Hanım? Gülmesin diye uğraştığın o 'çocuk' gülüyor. Kahkaha atıyor Neslihan Hanım! Ben gülüyorum! Ben ilk defa bu kadar mutlu hissettim! Beni ölümün ile mutlu ettin!" Hiçbir zaman mutlu olacağımı bile düşünmüyorken böylesine mutlu olmak beni hem korkutmuştu hem de mutlu etmişti.

Ellerimi iki yana açtım. Sağ elimdeki toprak yerle buluşmuştu ama takmadım. Başımı o gün ki gibi tekrardan kararmaya yüz tutmuş gökyüzüne çevirdim. "Ben mutluyum!.. Görüyor musun dünya? Ben mutluyum! Yenemedin beni. Ben mutluyum!" Gözlerimden yaşlar aktı. Umursamadım. Tekrar kahkaha attım. Ağzımdan bir hıçkırık kaçtı..

Kendimi bir an annemin toprağının yanına yatarken buldum. "Nolur ölme! Bir kere! Bir kere lan bir kere! Bana oğlum demedin! Anne uyan! Lütfen! Sana yalvarıyorum! Uyan! Yaşattıklarını yaşa! Anne! Neslihan Argah! Neslihan Hanım!.." Başımı toprağa döndürdüm. Kokusunu içime çektim.

Benim annem toprak kokuyordu..

Ellerimi toprağa doğru koyarak ona sarıldım. Ben anneme ilk defa sarıldım! Ben anneme sarıldım!..

Hayatımda bir ilk daha yaşadım bugün..

Peki her zaman ilklerim bir mezarlıkta olmak zorunda mıydı?

Ben mezarlığa mı aittim?

Annemin dediği gibiydi galiba..

Ben bir yere 'ait' değilim. Benim tek yerim yalnızlığım ya da yalnızlık kokan mezarlıktı belki de.. Kim bilir?

~~~~

Sen bana aitsin benim güzel oğlum..
(*gözleriyaşlıbiranne)

Karakterler hakkında ki düşünceleriniz neler?

Sizce bundan sonra ne olacak?

İstek sahne var mı? (Tabi kitabın gidişatına uygun olursa yazdıklarınızı, yazmaya çalışacağım.)

Sağlıcakla kalın.

Seviliyorsunuzzz

TEK GERÇEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin