Selamlarrr
Gününüzü güzelleştirmeye geldimmm
Şimdiden iyi okumalar
~~~~
Sadece yaşamak için çaba harcadığım bu hayatta bunu bile hak edemeyecek ne yapmıştım?
Bütün çocuklar istemez miydi sevilmek? Bir yere kabul görmek? İstenmek? Ve en önemlisi aile evinde huzur bulmak?
Ben istemiyordum.
Çünkü bunlar bana göre fazla şeylerdi. Ben sadece nefes almak istemiştim. Bana her şeyi çok gören bu hayatta sadece huzurla nefes almak ve saçma olan şeye bile bazen gülümsemek hatta kahkaha atmak istemiştim.
Ve benim kahkahalarım bir mezarlıkta canlanmıştı.
Hayır huzur yoktu.
Sadece acı vardı. Ölü ama hâla var olan birisinin acı dolu sessiz çığlıkları vardı o kahkahalarda.
Ve ben yalnızlığımın şimdi farkına varmıştım. Ne bir akrabam yanına gidip destek alacağım ne de bir arkadaşım vardı omuzunda saatlerce ağlayacağım.
Benim hiçbir şeyim yoktu..
Öyle boş geliyordu ki artık yaşamak. En azından varlığını bildiğim bir anne adı altında bir kadın vardı hayatımda.
Şimdi o da yoktu.
Yüzüme tokat gibi çarpan detay ile saatlerdir oturduğum koltuktan kalkarak etrafıma baktım.
"An- Neslihan Argah?!" Gür ama kırgın sesim evde yankı yapıp bana dönünce gözlerimi kapattım.
Salondan çıkarak mutfağın kapısının önünde durdum. Onun her zaman oturduğu sandalye boştu.
Odasına giderek kapıyı açtım. Muhtemelen günlerdir girmediğim için havasız kokan odayla yüzüm buruştu.
Gözlerimi odada gezdirdim. Boştu..
Sonra tam çaprazındaki odaya baktım. Her şeyim olan kişinin odasına.
Kapının üzerinde hâla el izlerimiz vardı.
"Gerçekten yok..Yoklar." İlk o kadının kapısına dönerek sinirle gülümsedim.
İyi ki ölmüştü.
Sonra karşımdaki el izimiz olan odaya bakarak yüzüme şefkatli bir gülüş koydum. "Yanına geleceğim.." Kimse olmayan evde ses çıkarmamak için yavaş yavaş yürüyerek kapının önüne gittim.
Hafif gözlerim dolunca dudağımı büzdüm. Gözlerimi kırpıştırarak her gün geldiğim odanın kapısını açtım.
İçerisinin güzel kokusu ile gözlerimi kapatarak huzurla nefes aldım.
Ve ben bu günlerde ilk defa nefes aldığımı hissettim.
İçeri girerek turuncu renginin yoğun olduğu yatağa uzandım. Cenin pozisyonunu alarak başımı bacaklarımın arasına gömdüm.
Birkaç dakika boyunca sürekli ayağımı sallayarak zihnimi dinledim.
Kafamı kaldırarak göz yaşlarımı silip saate baktım.
14:20
Zaman gelmişti..
Yataktan kalkarak turuncu rengindeki küçük çekmeceye ilerledim.
Yapabilirsin!
Elimdeki jileti alarak bileğime tuttum.
Yapabilirdim. Artık hiçbir şeyim kalmamıştı. Gözlerimi kapattım. Sadece kısa bir acıdan sonra huzuru bulacaktım.
Sonra zihnimde bir ses yankılandı. Uzun zamandır gitmeyen sesler..
Babanı bul!
Senin gibi oğlum olduğu için utanıyorum!
İşe yaramazsın!
İmzala şunu!
Ailemizden bir şey çalamayacaksın!
Seni kimse sevmeyecek!
Seni çok seviyorum kahramanım..
Özür dilerim,babamı bulmadım. Onu sevmiyorum. Beni terk eden ilk insanı sevmiyorum.
Özür dilerim, ben utanılacak bir insanım.
Özür dilerim, bir şeyleri beceremiyorum ve evet işe yaramaz biriyim.
Özür dilerim ama ailenize ihtiyacım yok. Var..
Dünyaya geldiğim için özür dilerim anne..
Ve sonra aklıma o geldi. Huzurla gülümsedim. Ölecekmiş gibi değilde, hayat bulmuş gibi
Seni çok seviyorum kızılım.
~~~~
Bende seni seviyorum güzel oğlum..
Nasılsınız?
Sizce kafamız çok mu karışık? İntahar edecek kadar?
Tahminleriniz neler?
Sağlıcakla kalınnn
Seviliyorsunuzzzzz
Melih Kaan Argah'ımız👇
(Gözlerinin altında daha fazla çil olduğunu düşününn)
Hayalimdeki erkek Melih(Allah'ım nasip et)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK GERÇEK
Povídky~Kesit~ "Kural bir: Acizliğini asla belli etme çocuk." Tanıdık sesi duymam ile yutkundum. Yanıma doğru geldiğini topuklu ayakkabı sesinden anlamıştım ama yere eğik olan kafamı asla kaldırmadım. Adım sesleri kesildiğinde elini saçımda hissettim. Ağl...