Selamlar
Bu haftanın ve diğer haftanın diğer bölümü olacak bu bölüm. Çünkü bu pazartesi bütün sınavlarımızı yapacaklarmış. Onlara çalışmam gerekiyor.
Hem elimde taslaktaki tamamlanmış son bölümdü.
Biraz kısa oldu, kusura bakmayın. Ama bu bölüm çokta uzatılacak bir bölüm değildi.
İyi okumalar.
~~~~
Dudaklarımı birbirine bastırarak komik bulduğum ama asla komik olmayan yaptığım şaka tarzı olan şeye baktım.
Ne kadarda komik değilim..
Yaşlı kadın suratımı görünce kağıdı elimden çekiştirerek aldı. Kağıda baktığında sinirli bakışlarını bana çevirdi. "Sen bunu şaka falan mı sanıyorsun velet?!"
Omuz silktim. "Benim için öyle. Sizin için değil galiba?" diye sorduğumda gözlerini kapatarak sakinleşmeye çalıştı. "Çantam nerede?" Konudan çok bağımsızdı ama o çanta benim için önemliydi. "Sen önce şunun bir hesabını ver!" Yaşlı kadının bağırması ile irkildim."İmza at dedin bende imza attım." Umursamazca konuşmam onu daha da sinirlendirmiş gibi elini masaya vurdu.
Ne bu şiddet bu celal?
"Kağıda 'imza' yazmak ne demek küçük şey?!"
Kağıdı yemediğime dua etsindi. Hem çokta acıkmıştım iyi gelebilirdi.
Bir süre sinirli hâlini izledim. Sonra rahatça arkama yaslandım. Tabi bu sandalye hiç rahat değildi. Zenginlikleri galiba kaçırdıkları kişiye işlemiyordu. "Şaka? Gül diye." Elini burun kemerine koyup arkasını döndü. "Anne bunu farklı yollar ile halledebileceğimizi sende biliyorsun. Bu uğraş niye?" Gerçekten de anne-kızlarmış. Annesi ile aynı saç rengi-ama uzun olan- saçlarını geriye doğru attı. "Bu şeyle daha fazla uğraşamayacağım." Odaya geldiğinden beri konuşmayan ve yaşlı kadının oğlu olduğunu anladığım çocuk bunu dedikten sonra odayı hızla terk etti. Kapıyı çarpmayı da unutmamıştı.
Hormonlu ergen!
Kız tekrar annesine döndü. "Uğraştığımız şeylere bak!" diye sinirle söylenip o da odadan defolup gitti.
Yaşlı kadın ile baş başa kalmıştık..
O bana, ben ona bakıyordum...O da odadan hızla çıktığında tam ayağa kalkıyordum ki kilit sesi ile tekrar yerime oturdum.
Kapıya kırarcasına vurup 'çikirin bini biredin!' diye bağırabilirdim ama ben onu yapmaya çok üşendiğim için kollarımı masanın üzerinde bağlayarak başımı onun üzerine koydum. Şimdi uyumanın en güzel zamanıydı.
~~~~
"Kalk!" İrkilerek kafamı sesin geldiği yöne doğru kaldırdım.
Yaşlı kadın bana bakıyordu.
Ben ona boş boş bakınca göz devirip karşımdaki sandalyeye oturdu. "Bak çocuk uzun işleri sevmem. Ama sen beni buna itiyorsun. Şimdi ya imzala ya da bunu uzun yollar ile çözeceğim." Elim ile gözlerimi ovuşturup esnedim.
"İmzalarım ama şartım var." dedim yarı uykulu bir şekilde. Tek kaşını havaya kaldırdı. "Ne şartı?" Derin bir nefes alarak arkama yaslandım. "Bir daha karşıma çıkmayın. Ne sen, ne senin kocan-ki onu hiç görmedim- yinede karşıma çıkmasın. Ve daha demin içeride olan ergenler." Sessiz kaldı. "Bunun sözünü bana verebilir misin? Çünkü bunları istemiyorum. O adamdan gelecek hiçbir şeyi istemiyorum." İstemiyordum. Belki salaklık yapıyordum ama ben beni bırakan ve olaylardan sonra bile karşıma çıkıp hesap vermeyen adamdan bir şey istemiyordum. Parayı ise geleceğimi süsleyen bir meslekten helâl yollarla kazanmak istiyordum.
Nereden geldiği belli olmayan bir parayı alacak değildim.
"Benimde isteğim bu." Az öncekine göre daha sakin konuşuyordu. Söylediklerim onu tatmin etmiş gibiydi. "Ailemden,benden,kocamdan, çocuklarımdan ve hayatımdan uzak dur.. Eğer durmazsan, durdurmasını gayet iyi bilirim." Tehdit mi ediliyordum?
"Asıl senin ailem dediğin insanlar benden uzak dursun! Sizin gibi çıkarcı insanlarla işim olmaz!" Kaşlarını çattı. Sinirlendiği her halinden belliydi. "Doğru konuş!" dedi. Sakin ama bir o kadar korkunç söylemişti ki ayaklarımı sırtıma vura vura buradan kaçmayı düşündüm.
Ama sadece düşündüm..
"Bak Melih sana bunun temennisini veremem. Ama şuan burada sana söz verebilirim. Her ne kadar seni görmek canımı acıtsada yapacak bir şeyim yok. İmzanı at ve kurtulalım bu durumdan." İnsanı sakinleştiren ve kararlarını değiştirebilecek bir şekilde konuşması bu alanda iyi olduğunu gösteriyordu. Ara ara duraksıyor özenle kelimeleri seçiyordu. Olması gereken yerde sesini kısıp olması gereken yerde yükseltiyordu. Bu da beni etkilemişti.
Ve o mavi gözleri ile gözlerime bakması.
Az daha kendimi öldürecektim o derece korkunçtu."Tamam." Kısa açıklamama abartılı bir şekilde göz devirerek kalemi önüme doğru fırlattı.
İmzaladım.
Ben Melih Kaan Argah bugün bana verilen sözler ne tutulacaktı ne de benim medet umduğum şeyler gerçek olacaktı.
Ama ben bunu bilmiyordum. Zamana inanıp kendimi ona teslim etmişken kaybolduğumdan haberim yoktu.
Kaybolduğum yer ise yalanlarla dolu bir hayat değil. Gerçeklerle ve bir o kadar acılarla dolu bir hayattı.
~~~~
Maalesef kağıdı yemedi shskzbdklsd
Ama onu başka bir zaman yaparızSizce imza atmakla iyi mi yaptı?
Bundan sonra bizi ne bekliyor?
Karakterimiz hakkındaki düşünceleriniz neler?
Bu bölüm karakterin yüzünü koyacaktım ama tam kafamdakine göre birisini bulamadım. Bulunca koymamı ister misiniz?
Fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın.
Seviliyorsunuzzzzz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK GERÇEK
Nouvelles~Kesit~ "Kural bir: Acizliğini asla belli etme çocuk." Tanıdık sesi duymam ile yutkundum. Yanıma doğru geldiğini topuklu ayakkabı sesinden anlamıştım ama yere eğik olan kafamı asla kaldırmadım. Adım sesleri kesildiğinde elini saçımda hissettim. Ağl...