12.BÖLÜM-TUTSAK-

259 30 43
                                    

Selamlar, nasılsınız?

Nasıl gidiyor yaz tatili?

Oylar günden güne azalmaya başladı. Yükseltirsek sevinirim. Böyle olunca yazasım kaçıyor. Şimdiden teşekkürler

İyi okumalar♡

~~~~

Babam..

Babacığım..

Baba..

Hayatımda sadece kelimeden ibaret olan ama içimdeki büyük boşluğu kaplayan o kelime.

Belki bir videoda, bir yerde, parkta çoğu zaman ise okullarda gördüğüm o şey. Şimdi ise var olduğunu bildiğim halde uzanıp dokunamadığım. Dokunsam bile kıyamadığım bir kelime. Sadece kelime..

Şimdi ise büyük bir boşluk..

Yüreğimi talan eden bir acı..

Beni günden güne öldüren bir his..

Bu eve ya da odaya değil 'baba' kelimesine tutsak olmamı sağlamıştı.

Omzuma dokunan elle irkilip düşüncelerimden çıktım.

Elin sahibi yaşlı kadının kızıydı. Hani şu atarlı ergen olan kız.

"Beni takip et." Çıkan hengameden kurtulmak için emrine uyarak peşine düştüm. Yaşlı kadınla konuşmadan içeriye giren koruma ' Sayın Sergen geldi efendim' demesi ile İrem'in etekleri tutuşmuş bir şekilde hemen beni odadan çıkartmıştı.

Acaba kimdi bu 'Sayın Sergen'?

Kim olduğunu bilmiyordum ama nedense korumanın ağzından bu adı duyduğumdan beri içimde bir yerlerde küçük bir güven oluşmuştu.

Garipti.. Fazla garipti.

Sanki adam gelmeden önce gelmiş gibi hissettirmişti. Öyle bir aurası vardı.

Derince iç çektim. Bu evden kurtulmam lazımdı şuan ise sadece buna odaklanmalıydım.

Yavaş adımlarıma önemdeki kız dayanamamış olacak ki kolumdan tutarak hızlı hızlı daha önce hiç görmediğim bir odaya soktu. Kaşlarımı çatıp odayı inceledim. Genellikle ferahlatıcı renkler kullanılmıştı ve kız odasına benziyordu. Galiba kendi odasına getirmişti.

Böyle bir evde böyle bir oda beklemiyordum.

Tabi ilk geldiğimdeki beyaz odayı saymazsak.

"Geç şuraya." Emrine karşılık göz devirip gösterdiği yerin en uzak köşesine oturdum.

O da bana göz devirdi.

Saçlarını eli ile arkaya atıp beni süzdüğünde bende onu süzdüm. Güzel bir kızdı. Yaşını bilmiyordum ama küçükte göstermiyordu. Sarı uzun saçlı, annesinin aksine maviye kaçık ela gözleri vardı. Bu durum ise bakışlarına fazlası ile yansıyordu. Çok tuhaf ve kötü bakıyordu.

İç güzelliğin önemli olduğunu önümdeki şahsiyete bakıp daha iyi anlayınca ondan gözlerimi çektim.

"Seninle bir derdim yok." Kaşlarım havalandı. Asıl benim onlarla bir derdim yoktu ama sanki bütün şımarıklıkları ben yapmışım gibi davranıyorlardı. Ağzımdan 'hah' nidası dökülürken bakışlarım tekrar onu buldu.

Gözlerini dikmiş dik dik bakıyordu. Aynı şekilde karşılık verdim. Bu hareketime tek kaşını kaldırdı ardından hafif bir şekilde gülümsedi. "Bak bizde annemin esirleriyiz. Emin ol ki güzel ve normal bir hayatımın olmasını bende çok isterdim." Omuzlarını kaldırıp indirdi. Sonra dudaklarını büzerek bakışlarını kaçırdı. "İnsan ailesini seçemiyor biliyorsun." Sesi gittikçe alçalırken sakince onu dinliyordum. Çünkü bu konuşma hiç hayırlı yerlere gitmiyordu. "Sende yaşadın sonuçta beni anlarsın, senin de anne-"

Lafını böldüm. Fazlası ile saçmalamaya başlamıştı. "Kısa kes." Yutkundu. Gözlerini kırpıştırıp bana baktı.

İlk geldiğim gün ki kız neredeydi?

"O zaman yeniden tanışalım ve anlaşalım." Saçma bir şekilde gülümseyip elini uzattı. Bir eline bir ona baktım.

"Ben bu tımarhaneden kurtulmak isteyen ama buraya tutsak olan İnci Sönmez. Benimle bu yerden birlikte kurtulmak ister misin?"

Ve kartlar yeniden dağıtılmış oldu..

~~~~

Merhabalar!

Fazla anlamlı ve güven verici konuşmak isteyen kızımız hakkındaki düşünceleriniz?

Sizce ona güvenebilir miyiz?

'Sayın Sergen' sizce kim ve nasıl birisi?

Bölüm kısa oldu biliyorum ama şu aralar yazamıyorum. Bir de şu sıcak yok mu.. O da eklenince tüm yazma hevesim kaçıyor

Anlayışla karşılarsanız sevinirimmm

Wattpad de bir sorun var arkadaşlar yorumlara giremiyorum ve cevap veremiyorum. O yüzden gelen yorumlarınıza cevap vermeyeceğim düzelene kadar

Fikirlerinizi belirtmeyi unutmayınnn

Seviliyorsunuzzzzz

TEK GERÇEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin