sebastian szymanski.

1K 22 32
                                    

Gülümseyerek onları izlediğimde, gözlerimin dolduğunu fark ettim.

"Mila?"

"Evet?"

Omzumu dürttüğünde, ona bakmamıştım bile. Zorla beni kendine çevirdi ve bu aptal halimi gördü.

"Kızım, noldu!"

Gözümden yaş akmadan sildim.

"Bir şey yok, hemen geleceğim."

Ayağa kalktım ve banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkadım. Aynada kendime baktım öylece.

Sonra çantamı aldım ve makyaj malzemelerini çıkardım.

Rimeli kapatıp koyduktan sonra, rujumun üzerine biraz parlasın diye gloss sürdüm.

Sürerken gözüm arkada ki kişiye kaydı. Sebastian öylece durmuş bana bakıyordu.

"Ne işin var burda? Kızlar tuvaleti burası."

"Biliyorum."

"E o zaman, Sebastian?"

"Seni görmem gerekiyordu. Bekledim, gelmedin. Ben de içeri girdim."

"İyi, şimdi de çık."

Tekrar dönüp gloss sürme işlemini bitirdim. Eşyalarımı çantama koyarken, hala orda durduğunu fark ettim. Duvara yaslanmış, beni izliyordu.

"Senin başka işin yok mu?"

"Seni izlemekten daha iyi ne gibi bir işim olabilir ki?"

Aynadan ona baktım.

"Sevgilinle cilveleşmek gibi?"

Çantamı omzuma taktım. Tam yanından geçip gidecektim ki, kolumdan tutup sertçe beni duvara yasladı.

Önüme geçip beni duvarla arasına aldı. Birden sert bir şekilde kapıyı kapattığında, yerimde sektim.

"Neden böyle yapıyorsun?"

"Bir şey yapmıyorum."

"Yapıyorsun. Uzak davranıyorsun."

"Aşkım canımlı mı davranmamı beklerdin?"

"İsterdim."

"O zaman şansına küs."

Tam onu ittirip gidecekken tekrar sertçe beni duvara itti.

"Sana gidebilirsin demedim."

"Sormadım zaten."

Sebastian kafasını yana çevirip güldü.

"Senin en çok bu huyunu seviyorum."

Soran bakışlarla ona baktım. Elini yanağıma koydu ve baş parmağını gezdirdi.

"İnatcı ve kendinden eminsin."

"Teşekkür ederim, şimdi bırak beni!"

İtmeye çalıştığımda kendisini bana bastırdı. Tüm bedenini, bedenimde hissetmiştim.

Hızla gözlerimi kapattığımda hafifçe güldüğünü duydum.

"Seni delirtiyorum."

"Sevgilin yok mu senin! Ne bu genişlik?"

"Sevgilim olduğunu nereden çıkartıyorsun?"

"Kaç kere birlikte fotoğraf paylaştınız. Nerede bir toplantı, yemek düzenlense onunla birlikte geliyorsun. İki saattir de cilveleşiyorsunuz."

"Zeki kızsın, ama ayrıldık."

"Ne?"

"Sürekli gözümün sen de olduğunu fark etti. Daha önce de kavga ettik bu konudan, ama umursamadım."

"Sarhoş musun?"

"Hayır, ayığım."

"Neden ayrıldınız anlamıyorum."

"Aklım sendeydi. Sürekli seni izliyordum. Sürekli sendin. Onunla da seni unutmak için birlikteydim."

Derin bir nefes aldım.

"Beni sevdiğini biliyorum, herkes biliyor. Reddedemezsin beni."

Öylece yüzüne baktım. İyice bana yaklaştı. Dudaklarını benimkilere bastırdı. İlk bir karşılık vermedim. Tam geri çekileceği anda, ellerimi ensesine koyup yaklaştırdım ve tekrar dudaklarımızı birleştirdim.

Beni tamamen duvarla arasına aldı. Bedenlerimiz birbirine değerken, öpüşüyorduk.

Elini elbisenin deseninden dolayı çıplak kalan tenime koydu. Yavaşça gezdirdiğinde, her hareketi beni delirtecek kadar güzeldi.

"Sebastian.."

"Şşş, sadece ana bırak kendini."

Eli yavaş yavaş aşağı indiğinde, eteğimin altına ne zaman geldiğini fark etmemiştim bile.

"Sebastian-"

"İstediğini biliyorum, sadece sus."

Eli bacaklarımda gezinirken yavaş yavaş istediği yere ilerliyordu. Kafamı geriye yasladım.

Parmaklarını hafifçe külotumun üzerinde gezdirdi. O kadar hafif dokunuyordu ki, her dokunuşunda titriyordum.

Bedenim onu istiyordu. Yaptığı her hareketle, daha da fazla.

Eli yavaşça külotumun içine girdiğinde bacaklarım titredi.

"Sakin ol, bebeğim."

Yavaşça eliyle vajinamı kaplarken, birden parmaklarını içine sokmasıyla inledim.

"Sebastian!"

Sebastian sırıttı.

"Benim sayemde mi bu kadar ıslaksın?"

Kafamı geriye yasladım. Her bir derin dokunuşta, sesli bir şekilde inliyordum.

"Sessiz ol güzelim. Birinin bizi burda, bu halde görmesini istemeyiz."

Zevkten dört köşe olurken, Sebastian hala beni rahat bırakmıyordu.

"Sebastia-"

Sözlerimi tamamlayamıyordum bile, yarıda kesiliyordu. Nefesim yetmiyordu.

Parmaklarını biraz daha derine soktuğunda daha çok inledim. Resmen parmaklarıyla, tuvaletin duvarında beceriyordu beni.

Birden dudaklarıma yapıştığında, bunun duyulmamamız için olduğuna emindim.

Bacaklarım titremekten bitecek duruma geldiğinde, zorla Sebastian'ın elini tuttum.

"Dur, artık.."

Sebastian bana baktı.

"Beni seviyor musun?"

Sesimi çıkarmadım, çıkaramadım.

"Mila?"

Kafa salladım.

"Bilmiyormuş gibi sorman çok saçma."

Sırıtıp dudaklarıma yapıştı. Bu çocuk gerçekten beni mahvediyordu.

-

Neredeyse ilk defa falan smut yazıyorum ve berbat olduğuna eminim.

with footballers | one shotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin