Konuşmalarına katılıyor gibi görünmek için güldüm.
Milli takım galibiyetinden sonra İrfan neredeyse tüm takımı yemeğe davet etmişti. Merih'in sevgilisi olarak ben de buradaydım. Merih'in ısrarları sonucu zorla gelmiştim daha doğrusu.
Birlikte yemek yedikten sonra biz bir yere, erkekler ise başka bir yere oturduk. Herhalde, sohbet farklı olduğu içindi, emin değildim.
Merih beni onlarla geçen maçta tanıştırdığı için pek yakın değildim. Sadece ara sıra onların konuşmalarına katılıyordum.
Biraz sıkılmıştım, aslında hepsi birbirinden samimi, eğlenceli insanlardı. Ama dediğim gibi, arada bir samimiyet daha oluşmamıştı.
Yavaş yavaş oluşurdu, ama şu an tam olarak oturmamıştı.
Öylece oturuyordum. Kafamı çevirip aralık kapıdan baktığımda, karşıdan Merih'in bana baktığını gördüm.
Hafifçe gülümsedim.
O da gülümsedi ve kafa salladı. Sonra kafasını çevirip birisine bir şey söylemeye başladı.
Görüş açımda sadece Merih vardı. O kadarını görüyordum.
Kafamı çevirmedim, öylece Merih'i izledim.
Merih ayağa kalktı ve sandalyeyi yerine itip yerleştirdi. Yavaşça gelip kapıyı açtı. Kafasını hafif içeriye doğru uzattı.
Herkes Merih'e baktı. Gözde arkasını döndü. Merih gülümseyerek kafa salladı.
"Hera, gelir misin bir?"
Gülümsedim ve kafa salladım.
"Gidip geliyorum hemen."
Gözde kafa salladı ve önüne döndü. Ayağa kalktım ve Merih'in yanına gittim. Arkamdan kapıyı çektim.
Orda ki erkekleri geçip, boş bir odaya girdik. Merih kapıyı kapattı ve bana yaklaştı.
Ellerini belime dolayıp beni kendine yaklaştırdı.
"Sıkıldın mı, bebeğim?"
"Biraz."
"Anlaşamadınız mı?"
"Yok, hayır, ondan değil. Çok samimiler, çok tatlılar, ama daha yeni tanıştık. Yani.. Bilmiyorum."
Merih hafifçe gülümsedi. Croptan dolayı açık kalan belimi okşadı.
"Biraz daha dayan, olur mu? Birkaç saat daha takılalım, sonra gideriz."
Kafa salladım ve kafamı boynuna gömdüm. Saçlarıma öpücük kondurdu.
"Off, Merih.."
"Seni daha önce tanıştırmalıydım."
"Ya da getirmeyebilirdin."
"Öyle olmazdı. Herkesin karısı, sevgilisi burda. Yalnız kalırdım. Onu geçtim, getir diye tutturdular."
Kafamı kaldırıp ona baktım. Bu halime güldü.
Bana yaklaştı ve dudaklarımızı birleştirdi. Bu anı bekliyormuş gibi, karşılık verdim.