Medya: Yusuf
Selin'in ağzından
Ufuk'u iter itmez sokaktan kısacık mini etekli kızın gecmesi bir oldu ve direk yere dusup Ufuk'u üstüne aldı. Şu an ağzım o şeklinden ibaretti Ufuk'a baktığımda kızın üstünden,daha doğrusu oruspunun üstünden kalkmak için debeleniyodu. Kaltak kız 'biraz daha dur' diyince tabi benim şartaller attı. Ufuk 'u kolundan tuttugum gibi kaldirdim ve kaltaka dönüp 'ne dedin sen' dedim. Kız ağzındaki sakızı patlattı ve 'ne anladıysan o' diyince ağzına bi tane kürekle patlatasım geldi. Demek ne anladıysam oysa kıza dalmak istediğimi anladığımdan kızın saçına yapıştım. Ufuk 'a baktığımda gülüyodu bide. Gerizekalı kızın cırtlak sesiyle kendime geldim. 'bıraksana beni yaa' dedi sonra Ufuk 'a dönüp 'yakışıklı beni kurtar sonrasına oda da bakabiliriz duruma' diyince kızın boğazına yapıştım. Kavgada bile ne düşünüyodu aptal. 'Gösteririm ben sana' diyip kızın boğazını sıkmaya devam ettim. Kız artık mos mor olmuştu sonra bi baktım Ufuk oruspu kızın kolundan tutup kendine çekti ve 'iyi misin' dedi. Sonra kız 'iyim sen iyi misin' dedi. Valla kaltak bu kız. Ufuk 'a sinirli bi şekilde dönüp 'ben gidiyorum artık kerane odasında duruma bakarsınız' dedim.
Bizim apartmanın olduğu yukarı ki sokağın yokuşundan aşşağı iniyodum söylene söylene 'tabi suç bende ne diye kızı dövmek istersin ki kız halinden memnun Ufuk halinden memnun'. Ufuk'un 'Seliiin' diye seslenişini aldırmadan hızlı adımlarla apartmana doğru yürüdüm. Ufuk 'un tekrar 'Selin' demesi yakından geldiğinden kosar adımlarla apartmana girdim ve kapıyı kapattım. Hızlıca asansörü beklemeden merdivenlerden yukarı çıktım ve cebimden anahtarları çıkarıp eve sessizce girdim. Eğer annem gece yarısı dışardan geldiğimi görürse o kızı boğduğum gibi boğardı. Hatta daha fazlasını yapardı annem. Direk sessizce odama gidip kapıyı kapattım ve yatağa atladım. Uyumam gerekiyodu biraz uyusam fena olmazdi hani diye düşünüp uykuya daldım şaka lan uyku bana daldı...
Ece'nin ağzından
Bugün Nazlı larda kalcaz. Biraz moral olur ona hem. Ablası felan. Herneyse yine alışveriş işi Cemre ve bana düşmüştü. İstemesek tabiki kimse gönderemez ama diğerlerine kalırsaa. Yine aynı markete gidiyoruz. Benim isteğimle. Cemreciğim de kırmadı tabi. Market o Yusuf denen piç'in. Yani babası'nın. Ama niye orda çalıştığını bilemicem. Aslında o kadar da piç değil gibi. Herneyse. 'Ne alcaz ya' dedim. Cemre'ye döndüm. Çoktan doldurmuştu alışveriş sepetini. Sırıttı ve doldurmaya devam etti. 'Ben kasadayım o zaman' diyip kasaya gittim. Yusuf ordaydı. Senden intikam almazsam banada Ece demesinler lan. Ama zamanı gelince. Neyse. Telefonuyla uğrasıyodu. Önünde durdum,baktı ve 'yine mi sen?' dedi. 'Kızı bana niye dövdürttün?' dedim,bu soruyu beklemediği belliydi ya da farklı şekilde bekliyodu. 'Canım istedi' dedi. 'Her ilişkinde böyle olma yanlız kalırsın.' dedim ve sırıttım. 'Tecrübeli gibisin.' dedi. Laf mı sokmuştu şimdi bu mal. Güldüm tam cevap verecekken Cemre gelmişti. Hassiktir ya. Neyse artık yapcak bişey yok. Cemre anlamayan gözlerle bize bakıyodu. 'İşini yapcak mısın yoksa yetkili birini mi çağıralım?' dedim Yusuf'a. Bıkkın şekilde kafa salladı ve işini yaptı. Ödemeyi yaptık ve çıktık. Bu akşam işletilceksin cici çocuk.
Direk Nazlılara gittik. Herkes gelmişti zaten. Birbirimize bakıp sırıttık. Nazlı 'noluyo' dedi. Fotoğrafı açıp telefonu ona doğru salladım. Dün geceki fotoğraf. Aşk kuşları, ıyyy. Nazlı hemen utandı ve yastık attı. Bana. Yastık. Attı. 'Bu bir savaş ilanıdır' diyip geri gönderdim yastığı. Ben ona o Cemre'ye İpek Rüya Selin felan derken evi mahvetmiştik. Belliydi böyle olcağı. Nazlı acıyarak baktı eve. Kahkaha attık. Sonra yemek. Hayvan gibi yedik valla. Özellikle ben ve Selin. Çok yerizde. Saat 10 u geçiyodu. Cemre 'Hadi adam işletelim.' dedi. Hemen 'Kızlaar, dövdüğümüz kız varya.' dedim. Hep birlikte 'eeeee' dediler. 'Onun sevgilisinin telefon numarasını buldum.' dedim. Rüya 'sevgilisi ne alaka?' dedi. 'O demiş git bulaş diye.' dedim. 'Hadi arayalım o zaman' dedi İpek. Aramadan önce whatsapp profiline baktık. Sigaralı foto. 'Allah'ın krosu' dedim. 'Sen çok farklısın zaten' dedi Cemre. 'Sus bee.' dedim. Aradık. Üc kere çaldıktan sonra nihayet açabilmişti.
-Aloo
+Selam Yusuf. Dedi Rüya. Ben konuşsam olmazdı cünki.
-Ne var
+Öyle konuşalım diye aradık.
-Aradık? Kaç kişisiniz laa. Dedi. İçiyo lan bu. Rüya da anlamış olcakki
+İçiyon mu sen? Dedi
-Heee içiyoom.
+Niye içiyon Yusuf.
-Sanane' dedi ilk sonra 'Yanlızlıktan' dedi.
+Niye yanlızsın dedi Rüya. Kızlar sıkılmış gibiydi.
-Bugün doğum günüm ve evde tek başıma içiyorum. Dedi. Yazık ya acıdım. Ortam gerilmesin diye Nazlı
+Ayıp ettin kanka adres ver gelelim hemen. Dedi gülüstük.
-Meydan da atalar apartmanı no 5 dedi. Oha ya ciddili adres verdi. Ve ekledi 'Gelmeyen orospu' dedi.
+Sensin orospu ciddi değildik biz. Dedi Selin ve Yusuf kapattı. 'Ay hiç sevmedim ben bu çocuğu' dedi Selin. 'Cemre gidiyoruz.' dedim. 'Nereye' dedi doğal olarak. 'Yusuf'un doğum gününe' dedim ve güldüm.
Plan hazırdı. Ama peruk gerekliydi bize. 'Peruk' dedim. Nazlı 'iki dakkaya geliyorum bekleyin' dedi gitti. Bizde hazırlanmaya basladık. Yüzümüz biraz kapansın diye makyaj yaptık. Normalde sevmem zaten. Hiç giymediğimiz şortlarımızı giydik ve tişörtleri. İlk ve son giyişimiz tabiki. Tek eksik peruktu ve Nazlı geldi. Elinde siyah ve sarı upuzun saçlarla. Aldık ve taktık. Siyahı ben sarıyi Cemre taktı. 'Kızım muhteşem oldunuz ve hiç tanınmıyosunuz' dedi Selin. 'Aynen de bizi kim alcak dönüşte,kaçmamız gerekebilir.' dedi Cemre. 'Hallettim ben onu.' dedim. 'Tamamdır o zaman gidin hadi.' dedi Rüya.Ve yola çıktık. Saat erken olduğu için taksiyle gidiyoduk ama dönüşte bulamayabilirdik. Bu yüzden bana borcu olan arkadaşım Burak'tan rica ettim, kırmadı sağolsun. Komik. Neyse ikimizde heyecanlıydık. Taksiden indik. Elimizde pasta da vardı. Ne de olsa doğum günü. Apartmana girdik ve onların katına cıktık. Zile bastık. 'Kızım eğer içmemişse fırlıyoruz burdan.' dedim. Kafa salladı. Kapıyı orta yaşlarda bi kadın açti. Annesi sanırım. Cemre konuştu cünkü büyüklerle aram iyi değil. 'Merhaba teyzeciğim, Yusuf evde mi acaba?' dedi. Naziklikten ölcek şimdi. 'Evde kızım geçin iyi oldu gelmeniz.' dedi. Gülümsedik ve 'sürpriz sürpriz' dedik. O da gülümsedi ve 'üst kata çıkın en sondaki oda' dedi. Oha apartmanda iki katlı ev. Cünki en üst kat... Gelmiştik. Şuan odasının önündeydik. Heyecandan kıçımız çıkıcak. Kapıyı açtık vee..