şalvariye

16 2 0
                                        

Berke'ye yaptığım açıklamanın üstünden birkaç gün geçmişti. Bugün arifeydi. Annem uzun süredir deli gibi çalıştığı için kendine bayram izni vermişti.

İkimizde depresyon tişörtlerimizi ve şortlarımızı giyip film izlemeye karar vermiştik.

'Aptal kadın, aldatan kocaya geri dönülür mü!' dedi annem kollarını gerginlikte kavuşturup yaslanırken. Kendini filme kaptırmıştı. 'Hani birde, adamda dönülecek bir tip olsa. Tövbeler olsun'

'Kayınvalidesi yüzünden döndü anne, görmedin mi?' dedim gerginlikle yastığımı sıkarken 'Adamda bir olay var ama çözemedim'

Annem bana katıldığını belli edercesine kafasını salladı. Filmin ilerleyen sahnelerinde adamın filmin başından beri yazıştığı kişiyi gördük. Film boyunca bu kişinin yüzünü görmemiştik, sadece mesajlaşmalarını okuyabiliyorduk.

'Aha! Kadın evine gelip karına her şeyi söyleyeceğim diye mesaj attı. Ay sonunda!'

Aradan çok geçmedi, kadrajda bir çift Converse ayakkabı gözüktü, kamera yavaşça yukarı çıkarken yırtık file çorabını, kot şortunu, boyalı tırnaklarını, büstiyeri gibi tüm detayları süzdük. Bu o kadındı, adamın karısını aldattığı kadın.

'Oha'

Annemden şaşkın bir ses çıkarken benimde gözlerim yerinden çıkacak gibi fırlamıştı. En başından beri merak ettiğimiz bu kadın, bir kadın değildi. 25'li yaşlarında olduğu belli olan bir adamdı. Kamera adamı ful kadraja aldı. Kendinden emin adımlarla evin içine girdi ve adamla tartıştılar. Adam panik halinde başından beri kadın sandığımız adamı evden çıkartmaya çalıştı.

'E sen karını aldatırken, adama, ben şöyle ayrılacağım böyle ayrılacağım diye kandırırsan o da böyle gelir evini basar işte!'

Şaşkınlıkla anneme döndüm. Takıldığı tek nokta bu muydu yani?

'Anne, adam karısını bir adamla aldatıyor farkında mısın?'

'Ay Erdem ne fark eder. Bak bu adam belli ki hayatı boyunca kendisi için savaşmış biri, gizli kalmadan kendini ifade etmek için elinden geleni yapıyor. Aşık olduğu adamda buna ters düşecek her şeyi yapıyor. İnsanın onuru, gururu ne kadar zedelenir biliyor musun. Boşuna mı yürüyüşlerine 'onur' demiş bu insanlar?'

Annemin ağzından çıkan her söz beynime kara bir kalemle teker teker yazıldı. Kasılan bedenim bir anda kuş gibi hafifledi. Kafamı sallayarak onay verdim, 'Hak-haklısın.' diyebildim sadece.

'Aman, sonunu iyi bağlayamamışlar filmin. Memnune ablan yarın için baklava açacaktı ona yardıma gidiyorum geliyor musun?'

Olduğum yerde birkaç saniye bakıştık, yapacak daha iyi bir işim yoktu. Çınar da okuldan arkadaşının doğum günü partisindeydi.

Annemi onaylayarak kalktığımda biraz halime gülüyordum aslında, ortaokuldayken lisemin o Amerikan filmlerindeki liseleri aratmayacağını düşünürken aklım nerdeydi acaba?

...

'Bakın şimdi, harikalar yaratacağım!'

Annem, Memnune abla ve ben terastaydık. Memnune abla tenteyi tam ayarlamış, güneşli havadan birazda olsa bizi korumaya çalışmıştı. Elimdeki uzun oklavayı savaş meydanındaymışım gibi sallayarak şalvarımı çekiştirdim. Memnune abla götümde paralanan depresyon şortumun ve bacaklarımın un olmasını istemediği için bana yöresel şalvarlarından birini giyindirmişti.

Annem ve Memnune abla apayrı dünyaların insanları olsalarda çok yakın arkadaşlardı. Düzenli pilatese gitmenin verdiği özgüvenle yırtık dar pantolonuyla yere oturarak sigarasını tüttüren annemle tontiş elma yanaklı bu Anadolu kadının hiç alakası yoktu. Ama yine de yıllardır iyi bir dostluk sürdürüyorlardı.

ERDEM (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin