Araba durduğun da her ne kadar rahatsız olsam bile arabadan inmiş ve jehoonu takip etmiştim. "Buradan" diye yol göstermiş ve devam etmişti. Eğer tek olsaydım kesinlikle içeri adımımı bile atmazdım, ancak vampir yoonginin benimle gelmesi beni biraz rahatlatmıştı. Tanrım ne saçmalıyorum oda bir vampir ve bir insandan daha da tehlikeli.
Ben jehoonu takip ederken vampir yoongide hemen arkamdan geliyordu. İçeri geçmiş ve jehoona bakmıştım. "Üzerimi değişip geliyorum koltukta otura bilirsin. Rahat ol" demiş ve üst kata adımlamıştı. O gider gitmez vampir yoongi bana yaklaşmış, "bu çocuktan hiç pozitif enerji alamıyorum" demişti. "Bu iyi bir şey mi acaba?" diye sorduğumda "nasıl anlıyorsan insan" demişti. Bir şey dememiş ve koltukta oturarak çantamı dizlerimin üzerine bırakmıştım. Bi an önce gelsede derdini öğrensem.
-
"Of jimin nerede kaldı ya? Onu yalnız göndermemeliydim" demişti hoseok. Okuldan gelir gelmez söylenip duruyordu. Tabi ev halkı ve vampirler bu durumdan çoktan sıkılmışlardı. "Hyung merak etme, hem vampir bey onunla" demişti jungkook. Ancak onu dinlememiş, "yok ben dayanamayacağım gidiyorum" diyerek ayaklanmıştı. Ancak vampir eun-woo önünü kesmiş korkutucu sesiyle "otur oturduğun yerde insan. Aksi takdirde vampir prens yoongiye hadsizlik yapmış olursun" demişti. Hoseok oflamış geri yerine oturmuştu. Tabi diğerleri vampir yoonginin aynı zamanda da prens olduğunu yeni öğrendikleri için şaşırmadan edememişlerdi.-
Koltukta oturmuş jehoonun gelmesini bekliyordum. Kendisi içecek getireceğini söylemiş ve mutfağa gitmişti. Aslında buna hiç gerek yoktu. Derdi neymiş söylesin ve bir an önce eve gideyim. Elinde içeceklerle geldikten sonra bana elindeki bardağı uzatmıştı.
"Teşekkür ederim"
"Afiyet olsun" demiş ve hemen yanımda oturmuştu. Tek seferde içeceğimi bitirdiğimde "istersen yenisini getireyim" demişti. "Yok sağol. Neden getirdin biz-ehem beni buraya?" diye sorduğumda gülümsemiş ve elindeki içkiyi masanın üstüne bırakarak bana biraz daha yaklaşmıştı. Tanrım bir de vampir yoonginin önünde.
Ellerimi omuzlarına koymuş ve onu geri itmiştim. "Ne yapıyorsun jehoon? Kendine gel" dedim sert çıkan sesimle. "Sana daha öncede söyledim jimin. Bana olumlu bir cevap vermeden bu evden gidemezsin" dedi kolumdan tutarak.
Kolumu sertçe ondan kurtarmış ve ayağa kalkmıştım. Kim olduğunu sanıyordu böyle. Vampir yoongi onun tamda arkasındaydı. Ona bir şey yapmaması için dua ediyordum içimden. Tanrım eğer ona bir şey olursa cinayet benim üstüme kalırdı. Yazar kusura bakma ama bazen hoşike hak vermiyor değilim. Ne tür replikler bunlar? "Hah! Sen kim oluyorsun da gitmeme izin vermiyorsun?!" dedim sertçe. Hatta bağırarak. Çantamı elime aldığım sırada yeniden kolumdan tutmuştu. İşte o sırada bende, istemeden sağ elimle öyle bir tokat attım ki, yüzü sol tarafa düştü.
Tokat'ı attığım gibi başım dönmeye başladı. Bana vurmak için elini kaldırdığında dengemi sağlayamamış ve koltuğun üzerine sızmıştım.
"Sorun değil. Uyandığında daha çok bağırmış olacaksın" demişti jehoon. Koltukta içki yüzünden bayılan jimine yaklaşmış ve gömleğinin düğmelerini teker teker açmaya başlamıştı. Bu sırada vampir yoongi dayanamamış, gözleri sinirden kırmızı rengi almıştı. Görünür hale gelmiş ve jehoonun arkasına geçmiş,
"Birazdan senin bağıracağın gibimi?" demişti.Jehoon arkasında duyduğu ses ile o tarafa dönmüştü. Arkasında tanımadığı vampir yoongiyi gördüğünde korkudan ne yapması gerektiğini unutmuştu adeta. "Sende kimsin be!? Nasıl girdin içer" demeye bile kalmadan vampir yoongi ona sihir yaptığı gibi yere düşmüştü. Binevi bayılmıştı. Jimine yaklaşmış ve onu dürtmüştü. Ancak uyanmamıştı. Kanının kokusunu daha iyi hiss ediyordu. Jiminin üstüne eğilmiş, ve boynunu
koklamıştı. "Çok duru" demişti nefesini sıcak boynuna verirken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dangerous Vampire
VampireHer şey o kitapı açtıktan sonra başladı... Mini fic! Semeyoon Ukejim