Artık vakit gelmişti. Vampir yoongi ile gitmeden önce biraz dolaşmaya karar vermiştik. Ormanda yürüyüş yaparken, yanımızdan büyük bir kuş uçmuştu. Çok etkilenmiştim doğrusu. Vampir yoongi adımlarını yavaşlattığın da bende otomatik olarak yavaşlamıştım.
Kuş vampir yoonginin yanında durduğun da vampir yoongi eliyle kuşun yumuşak tüylerini okşamaya başlamıştı. Kuşta halinden memnundu tabi. Birde en az ben büyüklüğündeydi.
"Seni seviyor gibi görünüyor" diye söylediğim de hiç beklemediğim bir şey olmuştu. Kuş konuşmaya başlamıştı. "Ne sandın insan?" diye kuş bana cevap vermişti. Ben daha şaşkınlığımı üstümden atamazken, vampir yoongi kıkırdamış, "tamam luki, hadi uç bakalım" demişti.
Luki isimli kuş, bir şey demeden uçmaya başladıktan sonra, vampir yoongi bana bakmış "bu dünyada her şey ola bilir jimin" demişti. Başımı olumlu anlamda sallamış "sanırım artık anladım" dediğim de yine gülmüştü. "Devam edelim mi?" dediğin de "olur" demiştim.
Aklıma gelen soruyla ona bakmıştım. "Şimdi siz kurtuldunuz mu?" diye sorduğum da oda bana bakmış, "daha tam değil bilge sadece iksiri yaptı" diye cevap vermişti. "Peki ne zaman kurtulacaksınız?" dediğim de "daha var" demişti.
Saray nihayet görüş alanımıza girdiğinde adımlarını durdurmuş, "vakit geldi" demişti. Ona baktığım da gözlerin de bir ışıltı vardı. "Yaptıkların için teşekkür ederim jimin" dediğin de yanaklarımın kızarmasına engel olamamıştım.
Ellerimi tutmuş, ve tam gözlerimin içine bakarak "seni hiç unutmayacağım jimin" demişti. Yavaşca tebessüm etmiş "bende ne olursa olsun seni asla unutmayacağım yoongi" demiştim. İkinci kez ona yoongi diye hitap etmiştim. Ama pek takmamıştı.
Bir adım atarak bana yaklaşmış "gitmeden önce bana hatıra olarak bir şey vere bilirmisin?" diye sormuştu. Kalbim kendiliğinden küt küt atmaya başladığın da, "ne vere bilirim?" diye bende sormuştum. Bir adım daha attığın da avuç içlerim terlemeye başlamıştı. Saç diplerim kaşınmaya devam ederken, kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu.
Nefesini boynum da hissettiğim de gözlerim kendiliğinden kapanmaya başlamıştı. Şöyleki gözlerimi kapattığım sırada eli belime inmişti. Belimden tutarak beni kendine çektiğin de, göğüslerimiz çarpışmıştı. O dərin ve erkeksi kokusu burnuma dolduğunda derin bir nefes alarak o muhteşem kokusunu ciğerlerime çekmiştim.
"Artık kendimi tutamayacağım" dediğin de kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya devam etmişti. Dudaklarını boynumda hissettiğim de iliklerime kadar ısınmaya başlamıştım. Dilini boynuma sürdüğün de ellerimi omuzlarına yerleştirmiştim. Dişlerini tenimde hissettiğim de ise, olduğum yerde kas kastı kesilmiştim. Boynumu ısırmıştı. Ve kanımı emiyordu.
"A-ahh"
Kendimi tutamadan dudaklarımdan bir inleme kaçtığında yavaşça geri çekilmiş ve parmağıyla ısırdığı yeri okşamıştı. "Teşekkür ederim güzel insan" demiş ve gülümsemişti.-
Ben, jungkook, taehyung hoseok ve vampirler bir araya toplanmıştık. Vampir yoongiyle deminden beri bakışırken diğerleride birbirleriyle konuşuyorlardı. "Hala neler yaşadığımı anlamış olmasam da yine de teşekkürler" diye jungkook söylediğin de vampir seokjin, "istersen gitme" demişti. Ancak Jung-kook taehyungun arkasın da saklanmış "aman almayayım" demişti.
Bu dediğine herkes kıkırdarken, vampir yoongi ellerini bir birine çırpmış "hadi vakit geldi" demişti. Başımı onaylar anlamda sallamış ve vampir yoongiye yaklaşmıştık. "El-ele tutuşun" diye vampir namjoon dediğin de el ele tutuşmuştuk. Vampir yoongi 'gözlerinizi kapatın' dediğin de ise gözlerimizi kapatmıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dangerous Vampire
VampireHer şey o kitapı açtıktan sonra başladı... Mini fic! Semeyoon Ukejim