Son kez vampir seokjinin sihirle yaptığı aynadan kendimi süzmüş "ben hazırım" demiştim. Oda zaten bunu bekliyormuş gibi "o halde gidelim" demiş ve odadan çıkmıştık. Hava iyice kararmıştı ve yanılmıyorsam birazdan şenlik olacaktı.
Taehyung ve jungkookun yanına gittiğim de çok kızgın bakıyordu ikisi de "ne oldu?" diye sorduğum da jungkook "tanrı aşkına bir de soruyor musun jimin?" diye sormuştu. Kaşlarım iyice 'acaba ne yaptım?' diye çatılırken, taehyung "hoseok zindanda ve sen süslenip püsleniyorsun" demişti. "Özür dilerim ama hoseok hiç aklımdan çıkmıyor" dediğim de "o halde git o vampir kılıklı adama söyle hoseoku getirsin" demişti jungkook.
"Size söyledim çocuklar, vampir yoongi cəzasının bitmediğini söyledi. Ama eminim ki birazdan onu getirirler" dediğim de "boş ver bebeğim sanırım jiminimiz halinden oldukça memnun" demiş ve yanımdan ayrılmışlardı. "Siz de beni yalnız bırakmayın" demiştim çok kısık bir sesle. Kendim bile zor duymuştum sesimi.
Omzum da bir el hissettiğim de arkama bakmıştım. "Vampir eun-woo?" diye şaşırarak sorduğum da "endişelenme bunlar sana küs kalamaz" demiş "ben hoseoku getireyim. Ne değerliymiş" diye sözüne devam etmiş ve gitmişti.
Tamam kendimi bu gece için bayağı kaptırmış ola bilirdim. Ama ben arkadaşlarımı satmam. Hoseok her saat, her saniye aklımdaydı bir kere.
-
Vampir eun-woo zindana doğru inmiş ve kapıda bekleyen nöbetçiden kapıyı açmasını istemişti. Nöbetçi kapıyı açmış ve geri çekilmişti. Hoseok yerde oturmuş ayaklarını kendine çekerek başını dizlerine yaslamıştı.
Bir ses duyduğun da ise başını kaldırmış ve gelene bakmıştı. Vampir eun-woo'yu gördüğün de ne kadar göz devirmek istese de hiç sırası olmadığını bildiği için yapmamıştı.
"Ceza saatin bitti insan" demiş ve hoseoku izlemişti bir süre. Kendisinin bu dünyada çok cezbedici bir görüntüsü vardı. Ve köy halkı eun-woo'yu severdi. Ancak eun-woo'nun fikrine göre ise hoseok kendisine çok cezb edici gelmişti.
Hoseok ayağa kalkmış "çocuklar nerede?" diye sormuştu. Eun-woo hoseoka bir kaç adım atmış, hoseokun siyah saçlarına bulaşan örümcek ağını temizlemiş, "seni bekliyorlar" demişti. Hoseok eun-woo'yu kendinden uzaklaştırımış, ve önden yürümeye başlamıştı.
Ancka eun-woo hoseokun bu yaptığına göz devirmiş hoseokun önünde belirivermişti. Hoseok aniden vampir eun-woo'yu görmesiyle duraksamış ve ona çarpmıştı. "O kadar merdiven çıkmak yerine bir saniyede bunu yapa bilirim" demiş ve hoseoku kendine çekerek "kapat gözlerini" demişti. Hoseok dediğini yapmış ve gözlerini kapatmıştı. Vampir eun-woo hoseoku izlemiş ancak gitmeleri gerektiği için kendilerini şenlik salonunun tam ortasına ışınlamıştı.
Hoseok gözlerini açtığın da büyük salonun tam ortasında olduklarını fark etmiş ve vampir eun-woo'dan uzaklaşmıştı. Jungkookla taehyungu görmüş yanlarına adımlamıştı.
-
Her kes büyük salona yavaş yavaş toplanmaya başlamıştı. Ancak bu pek umurum da olmamıştı, çünkü hoseoku diğerlerinin yanına da gördüğüm de kalbim kırılmıştı. Benim yanıma bile gelmemişlerdi.
Bir vampir etrafta dolanıyor vampirlere özel taşlardan süslenmiş bardaklarda kırmızı bir içki dağıtıyordu. Tabi bu işte yalnız değildi. Ona yardım eden vampirler de vardı. Bana da ikram etmişti. Ancak ne olduğunu sorduğum da insan kanı demişti. Bu yüzden midemin bulanmasına zor engel olarak geri yerine bırakmıştım.
Vampir yoongi siyah bir kıyafetle halkının önüne çıktığın da her kes onu alkışlamaya başlamıştı. Siyah irislerinin odak noktası ben olduğum da başımı başka tarafa çevirmiştim. Sanırım bu gün hiç modum da değildim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dangerous Vampire
VampireHer şey o kitapı açtıktan sonra başladı... Mini fic! Semeyoon Ukejim