{15}

42 7 30
                                    

Jimin gider gitmez, jeongsung üstünü başını düzeltmiş ve kapıyı açarak dışarı çıkmıştı. Vampir yoongi, kırmızının en koyu rengi olan gözleri ile jeongsunga yaklaşmış, onun yakasına yapışmıştı. Jeongsungu bir iki kez silkelemiş, "insan nerede?" diye sormuştu. "O benimle hiç gelmedi" diye jeongsung cevap verdiğin de, vampir yoongi sırıtmış, "aptal olduğumu mu sanıyorsun, ya konuşursun ya da kellen gider jeongsung?!" demişti.

Jeongsung, kardeşi yoonun arkasında durup kendilerini izleyen, eun-woo, namjoon ve bir kaç askere kısa bir bakış atmış, gözlerini kardeşiyle tekrar buluşturduğun da ise, "benden bu kadar mı nefret ediyorsun?" diye sormuştu. Bu sorusu karşısında hiç bir şey söyleyemeyen vampir yoon, kardeşini bırakmış yüzünü namjoon ve eun-woo'ya tutmuş, "gidelim, onu bulmadan saraya kimse dönmeyecek" demişti. "Emredersiniz efendim" diye askerler onu cevaplamış ve jeongsung'un evinden ayrılmışlardı.

Jeongsung onların arkasından baka kalmış, ağaçlığın arasında kısa süre içerisinde kaybolan kardeşi ve askerlerinin arkasından gülümsemiş "güle güle kardeşim yolun açık olsun" demişti. Gülümsemesini kesmiş, "onlar onu bulmadan önce insanı ben bulmalıyım" demiş ve evinin arkasından dolanarak jiminin peşine düşmüştü.

-

Jeongsung bana gitmemi söylediği gibi evden çıkmış ve var gücümle koşarak uzaklaşmıştım. Peşimdemiydiler bilmiyordum, ancak onlar beni bulmamalıydılar. Hem jeongsung hem de o vampirler beni bulursa çok kötü ola bilirdi işler. Bir taraftan jeongsungtan ve bir taraftan da o vampirlerden kaçmak hem yorucu hem de heyecan verici olsa bile buna mecburdum.

Şu an benim benden başka kimsem yoktu. Adımlarımı kayalığın orada durdurmuştum. Ellerimi dizlerime yerleştirmiş ve biraz nefes almak için durmuştum. Kalbim hızlı hızlı atıyordu. Ama bu kalp atışları normal değildi. Bir vampirin kalbi böyle atmazdı. Tamam yorulunca kalbimiz hızlı hızlı atmaya başlar ancak bu işte bir şeyler vardı.

Sonuçta jeongsung beni zehirlemişti. O mantarları hiç yememeliydim. Basım kendiliğinden dönmeye başladığın da dengemi yitirmiş ve yere düşmüştüm. Sırtımı büyük kayaya yaslamış ve oturmuştum. "Neler oluyor bana?" diye kendi kendime sorsam da sorumu cevaplayacak hiç kimse yoktu. Gözlerimi kapatmış öylece beklemeye başlamıştım. Yüzümde ter içinde kalmıştı.

Adım sesleri duymaya başladığım da sanırım beni bulduklarını anlamıştım. Kokularından vampir oldukları kolayca anlaşılıyordu. Ancak o kadar halsizdim ki, kıpırdamak bile benim için güçtü. "Vampir yoongi burada biri var" diye bir ses duyduğum da artık tamamen beni bulduklarını anlamıştım. Yavaşça gözlerimi açmış, ancak tekrardan kapatmak zorunda kalmıştım. "Bu o" diye bir kişiden daha ses çıktığın da artık bu kesindi.

"Jimin, iyi misin?" duyduğum sesle gözlerimi açmış ancak hiç bir şey demeden yeniden kapatmıştım. "Onu saraya götürelim iyi değil" demişti aralarından biri, beni kucağına almış ve götürmeye başlamışlardı.

"Götürün bakalım götürün nasıl olsa kendine geldiğinde başınıza dert olacak"...

-

Vampir yoon jimini saraya getirmiş, onu kendi odasında ki, rahat yatağında yatırmış, yüzünü namjoona tutarak "bilgeyi çağır" demişti. "Peki" diye namjoon demiş ve vampir yoonun odasından çıkmıştı. Jiminin üstünü örttüğü gibi bilge ile namjoon hemen gelmişlerdi. Bilge vampir yoona selam vermiş, "beni emretmişsiniz efendim" demişti. Vampir yoon bilgeye bakmış, "buraya getirirken ve onu bulduğumuz da iyi değildi bilge, bir şeyler yap" demişti.

Bilge başını olumlu anlamda sallamış ve jimine yaklaşmıştı. Jiminin yüzüne dokunmuş, biraz düşündükten sonra ise, "bu sadece zehirlenme vampir yoon, insan zehirlenmiş" demişti. Vampir yoon kaşlarını çatmış, "peki iyileşmesi için ne yapmalıyız?" diye sormuştu. Bilge uzun sakallarını eliyle taramış, "bana biraz zaman verin efendim" demiş ve vampir yoonun odasından çıkmıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 17 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Dangerous VampireHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin