"Sarp."
"Efendim babacığım?"
Aşağı babalarımın yanına indim. Evet babalarım diyorum. Çünkü ben iki gay insanın oğluyum. Çok garip öyle değil mi? Bana da hep çok garip gelmiştir. İki erkek insanın evlat edindiği bir çocuk olmak. Çok garip geldi her zaman. Fakat ailemi gerçekten çok seviyorum.
"Sarp. Oğlum yarım saattir baban sana sesleniyo niye bakmıyorsun?"
"Üzgünüm dalmışım. Efendim baba?"
"Gel otur yanıma. Seninle birşey konuşmam gerek."
"Kötü bir şey mi yaptım?"
"Hayır. Şöyle ki. Eşyalarını toplamaya başla. Yarın evleniyorsun."
"Ne?"
Çok net söylemişti. Son sözleri zihnimde yankılanıyordu. 'Evleniyorsun, evleniyorsun, evleniyorsun..."
"Nasıl? Daha 17 yaşındayım baba! Reşit bile değilim!"
"Bana sesini yükseltme!"
İlk tokadımı yemiştim. Gözlerim doldu.
"Şimdi hemen odana çık ve hazırlan birazdan seni istemeye gelecekler."
Babamın sözünü dinlemekten başka çarem yoktu. Kaçabilirdim evden. Fakat 5. Katta oturuyorduk ve kapıdan kaçmamın imkanı yoktu.
Mecburen odama çıkıp hazırlanmaya başladım. 10 dakikalık kısa bir duşa girdim. Duştayken ağladım. Hem de çok fazla. Duştan çıktıktan sonra babamların odama buraktığı takımı giydim ve saçlarımı kuruttum. Güzel kokulu bir parfüm sıktım ve kapının çaldığını duydum. Telefonumu alarak koşar adımlar kapıya yöneldim. Dolu gözlerimi sildim ve düz bir ifade ile babamların yanına vardığımda salonda oturduklarını gördüm.
Derin bir nefes aldım ve yavaş adımlarla salona girdim. Babam ayağa kalktı ve yanıma geldi.
"Bu da bizim oğlumuz."
"Merhaba oğlum. Nasılsın?"
"İyiyim efendim teşekkür ederim. Siz nasılsınız?"
"Çok şükür."
O sırada kasları giydiği takımdan bile belli olan, uzun boylu, yakışıklı ve gözleri kahvenin en koyu tonu olan çocuk ile göz göze geldim. Çocuğun ona olan şaşkın bakışlarıma karşılık dudakları hafifçe kıvrıldı.
Bana nasıl olduğumu soran adam ve o çocuk ayağa kalktı. Yanımıza geldiler.
"Bu da benim oğlum. Kısmetse senin de yeni kocan."
Dedi ve güldü. Salondaki diğer herkes gibi. Fatih babam yanıma geldi.
"Hadi biz kahveleri yapaldım."
Dedi. Fatih babam ile kahveleri yapmaya mutfağa gittiğimizde sessizce ağlamaya başladım.
"Üzülme oğlum."
"Nasıl üzülmeyeyim baba. Daha reşit bile değilim. Ve evleniyorum. Hem de hiç tanımadığım biriyle. Söylesene. Neden ha neden?"
"Bak oğlum. Son 3 aydır durumlar çok sıkışık. Ceyhun beyin de oğlu seni dışarda görmüş çok beğenmiş. İsteyeckelirini söylediler. Baban ilk başta vermeyeceğini söyledi. Fakat para teklif edince geçimimizi sağlamak için kabul etmek zorunda kaldı. Hem iyi yanından düşün. Paraları var. Zenginler. Daha iyi bir hayat yaşayabilirsin. İstediğin her yeri gezersin. Görmediğin ne varsa görürsün, en iyi okullarda okursun!"
"Beni 3-5 kuruş için sattınız yani. Peki baba. Bundan sonra hayatınızda bensiz mutluluklar."
Dedim ve buruk bir gülümseme ile babama baktım.