Gözlerini araladım. Bembeyaz ışıktan dolayı kamaşan gözlerimi kapadım ve tekrar açtım. Gözlerimi kısarak parlak ışığa alışmaya başladım.
Işığa alılan gözlerimi tamamen açtım ve oturur pozisyona gelerek etrafıma bakındım.
Hastane odasındaydım. Kolumda bitmesine 1 saat kalmış olan bir serum takılıydı. Baş ucumda şu dolu bir şişe vardı. Bir de çiçekler.
Notta yazanlardan anladığım kadarıyla çiçekler babam lardan gelmişti. Camın önündeki koltukta uyuyakalmış bir Savaş görmeyi beklemiyordum.
Sonrasınsa olanlar kafama dank etti. En son Savaş'ın asistanı Ahu'yu saçlarından tutmuş yerlerde sürüklüyordum.
Boğazımın kuruduğunu hissettim. Sürahiye uzanmaya çalıştığım sırada bir el sürahiye uzandı ve bana bir bardak su uzattı.
"Al bakalım yavru aslan."
"Saol."
Uykulu gözleri ile bana baktı ve gülümsedi. Sedyede ayak ucuma oturdu ve kollarını göğsünde birleştirdi.
"Söyle bakalım. Neden asistanımı yerlerde sürükledin? "
Olayı tam hatırlayamadığım için konuyu değiştirme kararı aldım.
"Ne zamandır hastanede uyuyorum?"
"Dün öğlen saat 3'ten beri."
"Ne?!"
"Soruma cevap ver. Neden asistanımı saçlarından tutup yerde sürükledin?"
"Neyden bahsettiğini hatırlamıyorum."
"Ben geldiğimde Ahu'yu saçlarından tutmuş yerde sürüklüyordun. Avunun çığlıkları arasınsa senin ettiğin küfürler daha net anlaşılıyordu."
Hatırlamaya başladım ve gülümseyerek sırtımı yaslayıp kollarımı göğsümde birleştirdim.
"Haa. Evet evet hatırladım. Bana bağzı şeyler söyledi ben de siktim."
"Ağzını topla!"
"Toplamazsam ne olur?!"
Hızla dibine girdi ve gözlerini gözlerime dikerek dişlerinin arasınsan konuştu.
"Ağzını topla dedim."
Yerine oturdu. Çenesini öyle sıkıyordu ki çene kasları belli oluyordu.
"Sana ne dedi?!"
"Bana evlendiğimiz günün hemen ertesi günü bara gittiğinizde içtiğinizi, ve senin Ahu'dan sana kucak dansı yapmasını istediğini, onun da kabul ettiğini söyledi!!"
Şaşırdı. Hatırlamaya çalıştı. Sonrasında hatırlamadığını belli eden gözler ile bana baktı.
"Ve sen de o yalana inandın öyle mi?"
"İnanmadım. O kadar sinirlendim ki gerçek olup olmadığını sorgulayacak zamanım olmadı. Oh iyi de yapmışım."
"Bir daha Sarp. Bir daha olayları benden dinlemeden böyle bir şey yaparsan.. "
Sustu.
"Pişman değilim. Bir daha olsa bir daha yaparım."
"Diyosun?!"
"Diyorum! Ne yapayım ya?! O da benim damarıma basmasaydı!!"
"Vay vay. Demek ki sen kocanı. kıskandın? "
"Evet kıskandım. Kıskandımmm! "
Dudakları kıvrıldı. Yanıma geldi ve seruma dikkat ederek beni kucağına aldı. Daha sonra ise kendisi oturarak kucağına oturmamı sağladı. Saçlarımı öptü.