'Merhaba bebeğim. Daha seninle evleneli 24 saat bile olmadı. Fakat hala kalbim güm güm atıyor. Heyecan ve adrenalinin damarlarımda dolaştığını hissediyorum. Seni gördüğüm her an heyecanlanıyorum. Seni herşeyden çok seviyorum küçüğüm. Fakat konumuz bu değil. Şöyle ki, eğer sen bu notu okuyor isen ben ölmüşüm, sen reşit olmuşsun ve bütün mirasımı sana bıraktığımı öğrenmişsin demektir.
Öncelikle bütün mirası sana bıraktım.
Şirketin başına da senin gelmeni istiyorum.
Bir de hayallerim var. Mesela seninle Paris'e gidip eyfel kulesinin en tepesine çıkacağız. Ya da paintball'a gideceğiz. Ama eğer bunları yapamadan ölürsem bana söz ver.
Söz ver küçüğüm. Seni en az benim kadar seven birini bulacaksın ve hayallerimi onunla gerçekleştireceksin. Çünkü o kişi başka bir evrende yine ben olacağım. En azından seni tanımasam da seni görüp yeniden aşık olacağım. Söz veriyorum küçüğüm. Söz veriyorum. Seni çok seviyorum bebeğim. Seni her şeyden, herkesten çok seviyorum... (Flashbellek içindeki videoyu izle beni her özlediğinde herşeyim.)05/06/2024. SAVAŞ ATEŞ'
Flashbellekte her ne varsa şimdi izlemeyecektim. Babam odaya geldi.
"Canım! Ne oldu? Neden ağlıyorsun?!"
Ağladığımı o an fark ettim.
"Bişey yok baba. Sadece. Şey, Savaş'ın bana bıraktığı notu okuyordum da.."
"Canım benim."
Başımı göğsüne yasladı ve saçlarını okşayıp öptü.
O sırada kapı tıklandı."Sarp. İyi misin?"
"İyiyim Furkan. Gel."
Odanın kapısı aralandı ve aralık kapıdan Furkan'ın kafası gözüktü. Hafifçe tebessüm etti. Sonrasında bir soru sordu.
"Alışverişe gidelim mi?"
Başım ile onayladım. Sonrasında herkes odadan çıktığımda terledi pimi fark ettim. Tekrardan kısa bir duşa girdim ve giyinme odasına girdim. Altıma siyah bir kargo pantolon, üzerime ise Savaş'ın beyaz tişörtünü giydim. Mis kokusunu içime çektim. Hala her şey onun gibi kokuyordu.
Daha fazla düşünmeden yataktan telefonumu ve masadan cüzdanımı alıp aşağı indim.
"Çıkalım mı?"
"Çıkalım."
Motorlarla gitme kararı aldık. Fakat Furkan'ın kız arkadaşı da gelecekti bizimle. Önce motorlar ile onu almaya gittik sonra da AVM ye geçtik. Uzun süre etrafa baktık. O mağzadan bu mağzaya dolandık.
Furkan ve Sena(kız arkadaşı) bir sürü şey almıştı. Fakat ben hiç birini beğenememiştim.
2027 modası çok farklıydı. Her şey rengarenkti. Herkes rengarenkti. Sanırım koskoca AVM de siyah beyaz giyinen tek kişiydim.Şaşırtıcı derecede herkes bana bakıyordu. Ne olduğunu anlayamamışken muhabirlerin bize doğru koştuğunu gördüm.
Açıkçası korktum. Fakat bu kes korkumu ezecek ve sordukları sorulara cevap verecektim.
"Sarp bey!"
Korumalar etrafımı sararken soru sormaları için izin verdiğimi belli ettim. Sonrasında sorular bir bir gelmeye başladı. Her bir muhabir farklı sorular soruyordu.
"Sarp bey 3 yıldır komada olduğunuz doğru mu."
"Evet doğru."
"Sarp bey kaza anını hatırlıyor musunuz?"
"Hayır."
"Savaş bey eşinizi kaybettiğinizi ne zaman öğrendiniz?"
"Konadan uyandığımda."
"Peki şimdi holding ne olacak?'
"Holdingin yönetimini devraldım. Ben ilgileneceğim."
"Sarp bey-"
"Bu kadar soru yeter arkadaşlar iyi günler."
Korumalar muhabirleri uzaklaştırırken ben ise Furkan ve kız arkadaşının yanına doğru ilerledim.
Sena bana üzgün gözlerle bakmaya başladı.
"Bir sorun mu var?"
"Bir şeyi merak ediyorum fakat sorsam mı sormasam mı emin olamadım. Üzülebilirsin."
"Sorabilirsin."
"Şey. Eşini kaybetmek nasıl bir duygu?"
"..."
"Üzgünüm sormamalıydım."
"Önemli değil. Sadece. Anlatılmaz yaşanır.."
"Furkan olmasa ne yapardım bilmiyorum."
"Ölümlü dünya."
Sonrasında ilerlemeye başladık. Birkaç mağaza gezdik. Furkan ve Sena bir şeyler aldı. Ben ise hiçbir şey beğenmediğim için almadım.
En sonunda bir kafeye oturduk. Kahve ve atıştırmalık bir şeyler aldık. Furkan ve Sena sohbet ederken ben ise telefondan Savaş ile çekindiğimiz fotoğraflara bakıyordum. O an kendime ve Savaş'a bir söz verdim içimden.
'Söz veriyorum bebeğim. Benden istediğini gerçekleştiricem. Ne kadar senle olan hayallerimizi başkası ile gerçekleştirmek istemesem de sırf sen istedin diye yapacağım. Söz veriyorum...'
"Aloo dünyadan Sarp'a."
"Hah efendim. Dalmışım."
"Fark ettik. Şey. Şuradaki genç adam sana bakıyor. Ama tek bir sorun var.."
"Ne sorunu?"
"Sen bak..."
Kafamı çevirdim ve bir adam ile göz göze geldim. Dudakları, burnu, kaşları, yanakları, saçları kısaca hiçbir yeri ona benzemiyordu. Gözleri hariç...
Gözleri tıpkı Savaş'ın Gözleriydi. Onun gibi anlayış, sevgi, duygu dolu ve şefkatli bakıyordu.
Hafiften gözlerimin dolduğunu hissetim. Adam bi an bana bakıp şaşırdı. Hafiften tebessüm ettim. O da bana tebessüm etti ve göz kırptı.
O an garip bir his ile önüme döndüm hızla. Çok garip ve hoş bir histi. Furkan da benle aynı düşünceler ile bana baktı.
"Gözleri."
Dedi.
"Gözleri..."
Dedim...
Devam Edecek...
Biliyorum bölümler çok geç geliyor fakat artık her hafta en az iki bölüm atacağım sonuçta yaz tatili. İyi okumalar dilerim...