Bu yabancı adamın beni nasıl bulduğunu merak ediyordum. Korkumu belli etmeden onun gözlerinin içine bakıyordum. Bakışlarım sertti.
"Beni bırak!" Diye sertçe bağırdım.
"Seni bırakmaya niyetim yok. Şimdi benimle geliyorsun. Yoksa anneni öldürürüm."Bu adam bana bir şeyler diyordu ama ben anlamıyordum. Hiçbir sesi duymuyordum. Bunu her defasında kendime hatırlatmaktan bıkmıştım.
İfadesiz bir şekilde ona bakıyordum.
Yine şapka takmıştı. Pürüsüz bir yüzü vardı. Beyaz renginde bisiklet yaka kısa kol t-shirt giymişti. Altında kot bir pantolon vardı. Serseri bir tipi vardı.Gözleri koyu yeşildi. Burnu estetik gibi duruyordu. Kaşları bir ressamın elinden çıkmış gibiydi. Kirpikleri siyahtı. Onu incelemeyi bıraktım.
"Benden ne istiyorsun?" Dedim telaşla.
"Sen işlediğim cinayeti gördün." Keşke dediğin şeyleri duyabilseydim? Bu yabancı adam ne diyordu?Sağır olduğumu söylemeye utandım.
Bilmesi gerekiyordu. Yeşil gözleriyle bir süre karakola baktı ve dudakları hafif kıvrıldı."Demek karakola gelip beni şikayet edecektin?"
"Ben sağırım," dedim.
En sonunda itiraf etmiştim. Gözleri yüzümde bir süre boş bir şekilde dolaştı. Ciddi olup olmadığımı sorguluyordu."İnandım."
Ondan bir adım uzaklaştım bana ters bir şekilde bakmasını umursamadım.Bana inanmıyordu. Gözlerindeki o ifade korkunçtu.
"Ben gerçekten duymuyorum! Etrafımdaki hiçbir sesi duymuyorum! Ben kendi sesimi unuttum." Diye haykırdım. O bunun nasıl bir his olduğunu bilmiyordu. Bana sanki yalan söylüyormuşum gibi bakamazdı.
"Yalan söyleme!"
"Ne dediğinizi anlamıyorum. Ben sağırım. Bana inanıyorsunuz değil mi?"
Böyle bir şeyin yalanı olmazdı.Adam elimi tuttup beni siyah lüks olan bir arabının önüne getirdi. Sanırım bu bir paganiydi. Gözlerim korkuyla büyüdü. Ben arabalara binemezdim. Bu adam binmemi ister gibi bir hali vardı.
"Ben beş yaşından sonra hiç arabaya binmedim. Yaşadığım trafik kazası bana travma oldu. O yüzden binemem."
"Sen bela mısın?"
"Anlayışlı olduğunu düşünüyorum. O kaza benden çok şey aldı." Dedim üzgün bir şekilde.
Kolumdan tutacakken hemen geri çekildim."Sana korkum var diyorum!"
"Ses tonunu kıs!"
"İki dünya bir araya gelse ben o arabaya binmem."
"Hala bağırıyorsun,"Çelik mavisi olan gözlerimi adamın yeşilliklerine diktim. Kollarımı küçük bir kız çocuğu gibi göğsümde birleştirip kafamı başka bir yöne çevirdim.
Bu yabancı adama küsmüştüm. Bir süre hiç ses gelmedi.
"Beni takip et!"
Adam önüme geçip yürüdü ve ben öylece arkada kaldım. Yavaş adımlarla onu takip ettim. Belkide benden bunu istemişti.
Yirmi dakikalık bir yürüyüşün ardından nihayet bir apartman dairesinin önünde durduk.
Beraber içeriye girdik. Ben tanımadığım bir adamın evine neden gidiyordum? Üstelik bu adam bir katildi! Aklımı kaçırmış olmalıyım.
Belkide onu tanımak istiyordum.O bir katildi!
Tehlikeli biriydi bana tecavüz etmeyeceği ne malumdu?
Adımlarım durdu."Bak beni bırak."
"Olmaz."
"Bana zarar vermeyeceğini ne malum? Seni tanımıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sağır kukla
RomanceSağır bir genç kız ve seri bir katilin hikayesi... Sara Topal, beş yaşından sonra geçirdiği bir kazadan dolayı hiçbir sesi duymuyordu. Şiir yazmak için bir sokağa girdi. Tek istediği sadece ilham alacağı bir cümleyi defterine yazmaktı ama işler hiç...