14. Bölüm

1.5K 121 45
                                    

Hava çok sıcaktı. Aşırı susamıştım. Anneme verdiğim söz beni zorluyordu.
Annen normal bir birey değil. Onu dinlemek zorunda değilsin.

Ramazan ayında değiliz!

İçimde verdiğim büyük bir savaş vardı. Hem bu yakışıklıya da yük oluyordum.
Ata çakır beyoğlu, beni sırtına almıştı. İnsanlar bize garip garip bakıyordu.

"Şey bu böyle çok ayıp oldu. Araba korkumu bir an önce yenmem gerekiyor. Aslında motosiklete binebilirim." Dediğim zaman Ata çakır beyoğlu bir anda beni aşağıya indirmişti. Beni bu kadar çabuk mu indirdi? Bunu dememi bekliyormuş gibi...

Ben kilolu muydum?
Ona ters ters baktım. Hayır yanii beni taşımayacaksa o kasları neden yapmıştı?

Eline telefonunu aldı birini aradı.
Yeşil gözleri bana döndü. Ben ise ona tripli bir şekilde bakıyordum.

Baronu aradım. Birazdan ayağımıza motosiklet gelecek.

"Vay canına! Saniyesinde ayarladın."

Sen sevgilini ne sandın:)

"Beni baya sırtında taşıdın. Umarım ağır değilimdir. Canını yakmadım değil mi?" Diye ima edercesine konuştum. Kuş gibi hafiftim.
Pat diye indirmesine gerek yoktu.
Odun! Ayı! Pislik! Yılan...

Of düştüm bu haline.
Çok masumsun
Ne yapacağım...

Ben aslında burada laf atmıştım ama benimki anlamamıştı.
Ata çakır beyoğlunun bu haline gülesim gelmişti. İkimize dondurma alıp gelmişti.

Dondurmayı vanilyalı seviyorsun:)

Bunu unutmamıştı. Elindeki vanilyalı dondurmayı aldım.
Allahım ne sevap işledim de çakır gibi birisi beni buldu.

"Sende fıstıklı seviyorsun."

Vanilyalı dondurma sevmezdim ama sen seviyorsun diye galiba sevmeye başlayacağım

Bunu söyledikten sonra kafasını çevirmişti. Ne yani utanmış mıydı?

Bu haline gülümsedim. Onunla hep böyle yazışacak mıydık?
Ben onun sesini duymak istiyordum.

"Seninle sohbet etmek isterdim." Diye mırıldandım. Bunu söylerken yüzüm düşmüştü. Ses tonumu düşünemiyordum.

Ediyoruz işte

"Seninle saatlerce sesli konuşmak istiyorum. Bu benim bir hayalim.
Güneşin doğuşuna kadar seninle konuşmak istiyorum."

Sesimdeki heyecanı gördü.

Doktor ayarlasam gider miyiz?

Beni yalnız bırakmayacağını söylüyordu. Yanımda olması bana güzel duygular hissetirmişti.

Bir sürü doktora gitmiştim. Hepsi aynı şeyi söyleyip durmuştu.

Ben sağırmışım.
Sesleri bir daha duymam imkansızmış.
Bir zaman sonra kelimleri bile unutabilirmişim. Bu yüzden durmadan konuşuyordum.

Başta kekeme gibi konuşuyordum ama okuma yazma bildiğim için kendi kendime çalıştım. Kekelediğim kelimeleri defalarca kez tekrar ettim.

Zor tekerlemeleri bile ezberlemiştim.

"Bilmiyorum doktorlar imkansız diyor. Ben duymak istiyorum. Hem kendim için hemde senin için."

Doktorları siktir et
Gerekirse senin için tıp okurum ve şu kulağına bir çözüm bulurum.

sağır kuklaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin