Ata çakır beyoğluna bakarken şaşkındım. Tüylerim diken diken olmuştu. Şimdi buraya düşüp bayılacaktım.
"Sen ne diyorsun?" Dedim.
Şair hanım, biraz kendinize gelince daha ayrıntılı anlatırım.
Çelik mavisi gözlerim dargınca ona bakıyordu. Dört yıl önce tanıdığım çakır bu değildi.
Mutfağa gidip elime bir tane kırmızı elma aldım ve dişledim. Sinirlerim bozulunca bir şeyler yerdim.
Elimdeki elmayla büyük salona geçtim. Ne güzel karşılıklı bir şekilde elma yiyorduk. Ne kadar romantik bir çiftik.
Çok sinirlisin onlar ölmek istiyor ve bende isteklerini yerine getiriyorum. Bana bunun için kızmaya hakkın yok!
Aptal tabikii kızmaya hakkım var çünkü sen benim İLK AŞKIMSIN!
"Ahmak," diye homurdandım.
Bana bir şey mi dedin?
"Yok bir şey!"
Aklıma güzel şeyler getirmek istiyordum. Onunla mesajlaştığım zamanları hatırladım."Hala bana asılıyor musun?"
"Her zamankinden fazla"Çakır çok çapkındı ve bunu göstermekten hiç çekinmiyordu. Beni hala unutmamıştı çünkü buna değerdim. Gün doğana kadar mesajlaşırdık. Parmaklarım yoruluna kadar mesaj atardım.
O zaman 18 yaşındaydım. Çakır benden üç yaş büyüktü. O zamanlar çakırın başka bir enerjisi vardı ve o sanki ölmüştü. Ne o konuşuyordu ne de ben. Derin bir nefes aldım. Onunla deli gibi konuşmak istiyordum.
"Ben mesela hiç ölmek istemem. Birisi canımı sıkarsa bende onun canını sıkarım. Hayır yani hayat nasıl bu kadar kötü olabilir?"
Bir yandan söyleniyordum diğer yandan elmamı kemiriyordum.
Ne bereketli bir elmaydı bitmek bilmiyordu.İnsanların ne yaşadığını bilemezsin
"Bak bu dünyadaki insanlar çok berbat ve eminim hepsi cehenneme girecek."
Kimin cehenneme ya da cennete gireceğini de bilemezsin
Olumsuz anlamda kafamı salladım. Elmam nihayet bitmişti.
"Mesela sen cehenneme gireceksin." Dediğim zaman hafif dudakları kıvrıldı.
İtiraf et sen Ata çakır beyoğlunu öpmek istiyorsun. Hemde dudaklarından.
Senin yerin neresi?
Kucakların
Yüzüne bakıp bunu söylemeyi hayal ettim ve onun şoka girmiş yüzünü gözümün önüne getirdim ve gülmeye başladım.
"Ben cennete gireceğim. Mümbarek bir insanım. Soy ağacım da çok muhterem insanlar var. Bak şimdi biri canımı sıksa bir bedduama bakar." Kendime çok güveniyordum.
Ata çakır beyoğlunun kaşları alay edercesine havaya kalktı.
Demek bedduaların gerçekleşiyor. Kanıtla:)
"Arkadaşını kurban ediyorum. Çünkü sana kıyamadım.
Bismillahirrahmanirrahim, Baron inşallah burnunu kapıya çarparsın." Dedim ve içimden bir sürü amin çektim. Ben konuşurken çakır gülmüştü. Çok güzel gülüyordu. Çelik mavisi gözlerim onun gülüşünde takılı kaldı.Eğer Annem telefonumu paramparça etmeseydi ya da uygulamanın şifresini unutmasaydım her şey çok farklı olurdu.
Geçmişin izleri karşıma çıktıkça can çekişiyordum. Ata çakır beyoğluna dönünce yüzünde hafif bir şaşkınlık vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sağır kukla
RomansaSağır bir genç kız ve seri bir katilin hikayesi... Sara Topal, beş yaşından sonra geçirdiği bir kazadan dolayı hiçbir sesi duymuyordu. Şiir yazmak için bir sokağa girdi. Tek istediği sadece ilham alacağı bir cümleyi defterine yazmaktı ama işler hiç...