Adab-ı Karşılaşma ~3~

777 73 8
                                    

Merhaba Arkadaşlar 🩶

Okuyup, Beğenmeniz dileği ile 🕊️
Yıldızlarınızı ve yorumlarınızı görmek beni çok mutlu eder

Keyifli okumalar🖤🤍

Keyifli okumalar🖤🤍

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

3.Bölüm ~

(Adab-ı Karşılaşma)

Bilge ADALI



Yatağa uzandığımda, annemin hala uyumadığına dua ederken telefonumdan annemi aradım. Üçüncü çalışta, "Bilgem, her şey yolunda mı?" diye endişe dolu bir tonla ve dünyanın sonu gelmiş panik edasıyla telefonu açtı.

"Seni aramak istedim anne, işten geldim şimdi." dediğimde nefes alışını duyunca yüzünde bir gülümseme belirdi.

"Ödüm koptu, bu saatte insan mı aranır?" diye isyan ettiğinde, 'Bu saatte işten mi gelinir?' diye ek bir isyanda bulundum içimden ama "Bu saatte hayvan mı aranır?" karşılık vererek dalga geçtim.

"Kapa çeneni! Bir de dalga geçiyorsun!" dedi. Kızma ve kızmama noktası aradaki arafta olduğunu anlamıştım.

"Anne?" dedim sıkıntıyla. Bunu birinle paylaşmam gerekiyordu ve o kutsal kişi olarak annemi seçmek doğru bir karar mıydı emin değildim, ama "Hakan gelmiş." dedim sıkıntıyla.

"Nereye gelmiş? Dur kız, balkona gideyim, baban duymasın." dedi. Tabii, anne, git balkona, mahalle duysun. Yeter ki babam duymasın!

"Nereye gelmiş?" diye tekrar fısıldar gibi sordu.

"Kapımın önüne." dediğimde, "Ahh!" diye küçük ve mümkün olduğunca sessiz bir şaşkınlık sesi kulağıma yankılandı. "Ne işi var sende onun? Barışmak istiyorsa barışın!" dedi. Annem yanlış kişiymiş! Bıkkınca gözlerimi açıp kapadığım zaman, "Ne barışması anne ya, adam evli, evli!" dedim bıkkınca. Hoş, evli olmasa da onunla yine de barışmazdım. Beni eksik görüp siktir olup giderken düşünecekti. Şimdi ki  fazlalıkları da ona yetmemiş olacak ki yeniden kapıma köpek gibi gelmişti.

"Ne diye gelmiş o zaman sana?" dedi annem bana kızıyordu.

"Bilmiyorum anne! Bedduam falan tutmuş diye geveledi işte, salak." Ben ona beddua etmemiştim, sadece yaşattığını yaşamadan ölme demiştim. Bunu hayra çevirmek onun elindeydi.

"Kundaktaki kızanı bırakıp mı gelmiş o?" Annem bir teselli vermediği gibi gereksiz sorularla beni aradığıma da bin pişman etmişti.

"Bilmiyorum anne, kızanı nerede?" dedim sinirle yerimden kalkarak mutfağa ilerledim. "Bir encek veremedin şuna da götü rahata eremedi." Kendime büyük bir bardak soğuk su doldurdum. Ancak içersem ferahlarım.

BAĞ BOZUMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin