Yıldızlarınızı ve yorumlarınızı görmek beni çok mutlu eder ✨
Keyifli okumalar🖤🤍
Tiktok: monaRozase
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
12.Bölüm~
(TakRir)
Aziz Kutay Kozanlı
"Sen bu bizim Bilge'den hoşlanıyor musun?" Bizim Bilge?, dedi Yavuz abi, ki çoğu zaman Yavuz desem de arada abilik yapmasını yok sayamazdım.
"Biz birbirimize sadece yardım ediyoruz," dedim öylesine bir konuymuş gibi kestirip attım. Bilge, Yavuz ile konuşacağım bir konu değildi. Dosyaları Murat'a uzattığımda, "Şunları Albaya postala," dedim, "Emredersin komutanım," diye karşılık verdiğinde, "Kimi indiriyoruz ilk?" diye ekledi.
"Filip'in kardeşini" nedensizce sinirlenmişken, "iki gün sonra, Ambarlı Limanı," dedim, sigaradan bir nefes daha çektiğimde. "Sevkiyat baskını yapacağız. Filip kardeşini anında satacak zaten," diye ekledim. O an, Yavuz abinin yüzündeki ifade dikkatimi çekti. Sanki Bilge ile ilgili söylediklerimden tatmin olmamış gibiydi. Olsa da olmasa da bu pek umurumda değildi.
"Nasıl bir yardım bu?" Yavuz abiye döndü bakışlarım. 'Ne alaka' der gibi baktığımda, "Bilge ile yardımlaşıyoruz dedin ya," diye hatırlatma ihtiyacı hissetti ama ben zaten konuyu anlamıştım. Yavuz abi ise sanki kız kardeşine sarkmışım gibi bir edayla bakıyordu.
"Yavuz, konumuz Bilge değil? Yorga!" diyerek konuyu ve rütbeyi hatırlatma gereğinde bulundum. Ancak o, gözlerini kaçırmadan konuşmaya devam etti, "Kutay, o kız zaten bir kere darbe aldı," diye tekrardan ağır abi moduna girerek. "Onu kullanmanı..."
"Abi!" Dedim uyarıcı bir tonda. "Birincisi bu benim ve Bilge arasında bir mevzu. İkincisi, Bilge üç yaşında değil, otuzuna yaklaşmış, başından bir evlilik geçmiş bir kadın. Yoğurdunu üfleyerek yemesini bilir," dediğimde Yavuz abinin kaşları hafif çatıldı. "Bilmez," dedi hızla. Bilmez? Abilik rolüne kendini fazla kaptırmış biri, hiç sevmediğim hareketler.
"Siktir git!" Yüzbaşı rütbemle, "İş dışında bir konu konuşacaksan siktir git!" Sesimin kükremesine Yavuz da, Yolan da şaşkınlıkla bakarken, ortamın gerginliği bilmem kaç kilometreden belli oluyordu. Sigaramın sonunu içime çektiğim sırada, "Yorga sabaha karşı dörtte silah sevkiyatı yapacak." Diyerek konuyu dağıtmaya çalıştı Murat Yolan, "Götünü siktiğimin evladı, İstanbul'un göbeğinden siktiğimin göt lalerine kendince sevkiyat yapacak," dedim. Herhangi bir Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı ayaklanan örgüt aklıma geldikçe, dilimin kemiği kırılıveriyordu. Onları hem dilimle hem de silahımla sabaha kadar ağlatmaya and içmeden duramıyordum.
