Elimdeki kadehi yukarıya doğru kıvrılan dudaklarıma dayamış bir yudum daha alacakken tuhaf bir şey oldu. Bir anda içime bir huzursuzluk çökerken tüylerimin diken diken olduğunu hissettim. Denizi kaplayan karanlığın en koyu renginden gelen bir rüzgar hissettim. Tuhaftı. Sanki yoğun bir duman üzerime geliyor gibiydi duyduğum his.
" Sadık."
" Efendim."
" Elin tetikte olsun."
Dedim bacağındaki silahı eteğimin altından çıkararak. O da silahını çıkarırken,
" Neden? " Dedi.
" İçimde kötü bir his var. "
Elini telefonuna atmıştı ki bir anda bütün ışıklar kapandı. Aynı anda yarı otomatik silah sesleri kulaklarımda çınlarken Sadık'ın Aah! Sesine karıştı kırılan tabak bardak seslerine eşlik eden kadınların çığlıkları.
Aynı anda karanlığın ortasında gördüğüm bedenin ağırlığı ile aşağı düşüşüm... Ve hissettiğim soğuk dalgalarla denizin dibine doğru çekilen bedenim.
🔥🔥🔥
Aradan ne kadar geçmişti?
Saniyeler?
Dakikalar?
Tek bildiğim bedenimdeki basınç bacağımda hissettiğim acı ve alamadığım nefesimle karanlık dalgaların arasında dibe doğru sürükleniyordum. Kollarımı kullanarak kendimi yukarıya çekmeye, yüzmeye çalışsamda ûzerimdeki uzun elbisenin suya gömülü eteğinin dolaşmış olduğu bacaklarım birbirine bağlı gibi kendimi kurtarmama engel oluyordu. Dahası baldırımda hissettiğim acı üzerimize yağan kurşunlardan birinin beni bulduğunu söylüyordu. Umudum sıyırmış olmasıydı. Bacaklarımı kullanamadığım için kollarıma daha fazla yüklendim. Ama olmuyordu. Galiba ölümüm burada bir taş gibi denizin dibine batarak olacaktı.Yorulan bedenim pes ederken bir kol göğüslerimin altından kavradığı gibi arkamda varlığını hissettiğim beden beni yukarıya doğru çekmeye başladı.
Nihayet yüzeye çıktığımda devam eden kurşun sesleri arasında derin bir nefes çektim ciğerlerime. Boğazıma kaçan sular yüzünden öksürürken bedenimi kimin tuttuğunu bilmiyordum ama nedense aklıma ilk gelen Kurtoğlu oldu.
O muydu? Yağan kurşunların arasından geçip benimle denize mi düşmüştü? Yoksa beni denize atıp arkamdan mı atlamıştı? Nefes nefese,
" İyi misin? "
Diyen tanıdık ses onundu.
Evet oydu, Pusat Kurtoğlu... Şuan benimle birlikte dalgalarla boğuşan kişi Pusat'tı." Sayılır! "
Dedim hâlâ öksürürken.
" Kahretsin! Kurşunlardan biri bacağıma gelmiş."
Bacağımı her hareket ettirdiğimde tekrar tekrar hissettiğim acı bir yana yara ve bacaklarıma dolaşan eteğim yüzmemi engelliyordu. Arkamdaki Pusat'ın kolları arasında yattan yüzerek uzaklaşırken bir anda müthiş bir patlama sesi duymamızla birlikte yatın havaya savrulan tahta parçaları üzerimize yağmaya başladığında aniden,
" Hassiktir! Nefesini tut! "
Diyerek suyun altına çekti bedenimi. Aynı patlamanın şiddetine Armada'nın büyük gövdesi ve küçük yatların hareketi de eklenince suyun altında büyüyen dalgalarla dahada sürüklendik açığa doğru.
Tekrar yüzeye çıktığımızda deriin bir nefes daha çektik ikimizde. Arka arkaya aldığımız nefesler eşliğinde yüzeyde kalmaya çalışırken yeniden hissettim Pusat'ın güçlü kolunu. Beni bırakmamak için daha sıkı sarılıp kendine doğru çekti bedenimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH VE KARA ( TAMAMLANDI ✔️)
ActionInstagram:azimet340 SİYAH VE KARA. KURTOĞLU SERİSİ -2 Yılbaşı Elmas-ı isimli hikayemi okuyan herkesin kulağına tanıdık gelecek olan PUSAT KURTOĞLU'nun hikayesidir. Yılbaşı Elmas-ı'n daki isimler geçsede Yılbaşı Elmas-ı isimli hikayeden bağımsızdır...