3

100 6 0
                                    


"Ne bilekliği ?" Abim bana bakıyordu . Yavaşça bana doğru geldi. Sol bileğimi kaldırıp ona gösterdim. "İşte burdaki kırmızı bileklik abi." Dediğimde abim güldü. "Güzel şaka yavrum." Dediğinde kaşlarımı çattım. Şaka yapmıyordum ki. "Şimdi sen bileğimdeki kırmızı ipi görmüyor musun ?" Dediğimde kafasını iki yana salladı. E ama vardı bileklik bileğimde. Ne oluyo ya ?

Abimin telefonuna mesaj geldiğinde abim telefonuyla ilgilendi bir süre ben de bileğime bakıp duruyordum aynı şekilde. Koskoca kırmızı bilekliği niye görmüyordu ki abim. Asla anlamamıştım. Eve gidince kesip çıkarmam lazımdı bilekliği nerden gelmişti nasıl gelmişti abim niye göremiyordu.

Bu işte bir gariplik vardı ama üstünde durmadım. Beraber salondan içeri girdiğimizde abim hala telefonuyla ilgileniyordu. "Abi bıraksana telefonu." Dedim ve koltuklara ilerledim. O da yavaşça peşimden gelip yanıma oturdu. "Pardon işle ilgili." Dedi.

Film başladığında abim ara ara filme bakıp ara ara telefonuyla ilgileniyordu. Filme baktığında da pek izlediği söylenemezdi zaten. İşle ilgili ilgili büyük bir problem vardı demek ki. Yoksa daha önce hiç böyle yapmamıştı.

Film araya girdiğimde abim bana döndü. "Abicim iş yerinde büyük bir problem var ben gitsem olur mu ? Sen de filmi izledikten sonra doğru eve git." Dedi. " Olur. Çok büyük bir problem sanırım." Dediğimde kafasını salladı.

Başımın üstünde bir öpücük kondurup çıkışa gitti. Salondan çıkarken bana el salladı. Ben de ona karşılık verdim. Film başladığında ikinci yarıya pek odaklanamadım gözlerim sürekli kolumdaki bilekliğe kayıp durdu. Nerden çıkmıştı şimdi bu saçma bileklik. Film bittiğinde salondan çıkarken abime mesaj attım.

Ben : Abi halledebildin mi

Abim : Evet abim eve geçiyorum şimdi

Abim : Sen çıktın mı

Ben : Evett geliyorum.

Telefonumu kapatıp cebime koydum. Demek ki problemi halledebilmişti. İçime biraz da olsun su serpildiğinde eve doğru yol aldım. Alışveriş merkezinden çıkarken kapıda gördüğüm Metin abiyle duraksadım. " Merhaba Buğra. Abin yok mu ?" Diyerek bana geldi.

" Yok şirkette bir iş çıkınca oraya gitmek zorunda kaldı Metin abi." Dediğimde kaşları önce havaya kalktı sonra çatıldı. Ne olmuştu ki şimdi. "Metin yeterli." Dedi. Çenesini kaşırken ellerini gördüm. Bir haftadır görmediğim , görmek için canımı vereceğim , bileğimdeki ile aynı bilekliğe sahip olan eller karşımdaydı. Elleri görmenin heyecanıyla ne yapacağımı bilemezken konuştuklarını algılayamadım. Bu kaba adamda bu ellerin ne işi vardı.

O güzel ellerini gözlerimin önünde salladığında gerçekliği geri dönmüştüm. " İyi misin ?" Demesiyle boğazımı temizledim ve kafa salladım. " İyiyim Metin abi." dediğimde kaşlarını tekrar çattı. "Sadece Metin demiştim." dediğinde ona da kafa salladım.

Şu an her şeye kafa sallayabilirdim. "Gel seni eve bırakayım." Dediğinde birkaç saniye düşündüm. Kaba mıydı değil miydi çözememiştim. Çok normaldi bu teklifi aynı yerde yaşıyorduk sonuçta ama tuhaf bir şey vardı onda. Çözememiştim yine de teklifini kabul ettim.

"Olur." dediğimde o önden ben arkasından arabaya bindik. Bu Meriçlerin kapıda gördüğüm arabaydı. Hala anımsayamıyordum bu arabayı daha önce nerde gördüğümü. Alışveriş merkezinin otoparkından çıkarken kimse konuşmuyordu ben onun direksiyonun üstündeki ellerini izliyordum o da dikkatlice yolu takip ediyordu.

" Nasıl gidiyor okul ?" Dediğinde " İyi abi senin ?" Dediğimde derin bir nefes verdi. "Abi değil Buğra sadece Metin yeterli." Deyip direksiyonu kırdı. Bunu yaparken daha çok belli olan kasları yutkunmama sebep oldu. Bir insanın ellerinin alabileceği maksimum güzelliği almıştı elleri. "İyi gidiyor benim de okul." Deyip güldü. Niye güldüğünü pek anlamamıştım ama sormadım.

İkinci Şans (bxb) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin