3 gündür hayatımız çalkantılıydı. Benim huysuzluğum Metin'i huzursuz ediyor , mutsuzluğum tıpkı bir zehir gibi vücuduna enjekte oluyordu. Ekstra bir şey olmamıştı ama tedirgin hissediyordum. Deli Erdem'e akıl ermezdi belli ki. Ruh hastası.Bir anı bir anını tutmuyor , sevgilimi de kandırıyordu. Hayatında bunca zaman bambaşka insanlar olması ona çok şey öğretmişti ama sevdiklerini gördüğünde olabilecek en aptal insan oluyordu.
Şimdi Metin'le arabadaydık ve okula gidiyorduk. O da bugün ders verecekti. Normalde de sergi yapmak için hazırlanıyordu ve tamamen akademisyen olacaktı. Hayat planları bu yöndeydi. Ben de dersten çıkınca onun yanına gidecektim.
Erdem 3 gündür okula geliyor ve beni takip ediyordu. Fark etmediğimi sanıyordu ama fark ediyordum. Metin'e söylemek istememiştim. Sürekli Erdem Erdem deyip başının etini yemek istemiyordum. İlk başta söylemeye çalıştığımda konu kaynamıştı ben de bir daha cesaret edememiştim. O da huzursuz oluyordu biliyordum.
Araba durduğunda düşüncelerimden uzaklaştım. "Sevgilim." Diyen Metin'le ona dönüp gülümsedim. "Bir sorun mu var ?" Dediğinde kafamı iki yana salladım. "İlk kez dersine gelicem ya heyecanlıyım." Deyip güldüm. İnanmamıştı ama inanmış gibi yapmayı seçmişti. "Hadi inelim bakalım." Dedi.
Arabadan inip içeri girdik. O kendi dersliğine ben kendi dersliğime ayrılıcakken bana dönüp saçımı karıştırdı. "Kendine gel lütfen. Ben sevgilimi böyle görmek istemiyorum. Bir sorun varsa da benimle paylaş bebeğim." Dediğinde gözlerim doldu. Sarıldım ona. "Seni seviyorum." Dediğimde elini saçıma koydu.
"Ben de seni seviyorum." Dedi. Etrafta çok insan yoktu allahtan. "O zaman bugün çıkışta konuşalım mı ?" Dediğimde gülümsedi. "Konuşalım güzelim." Dedi. "İyi dersler." Deyip sınıfa döndüm. "İyi dersler yavrum." Deyip arkasını döndü. Birbirimize sırt çevirince kötü hissetmiştim. Onu her anımda özlediğim içindir belki.
Sınıfa girdiğimde gerilerde hep oturduğum yere ilerledim. Erdem'i aradı gözlerim istemsizce. Ruhuma yine bir huzursuzluk çökmüştü onu görünce. Her zamanki yerinde oturuyordu. Hırsız gibi simsiyah giyinmiş bere bile takmıştı. Gözlerimi çekip içeri giren öğretim görevlisiyle dersi dinlemeye başladım.
Dersim bittikten sonra Metin'in sınıfına ilerledim. Telefonumu çıkarıp mesaj attım ona.
Ben : Sevgilim girebilir miyim ?
Metin : Seni yerim. Gel tabi aradayız zaten.
Gelen mesajla gülümseyip sınıfın kapısını açtım. Bakışlar bana dönünce gerildim fakat herkes işine geri döndü. İçerisi muşamba ile kaplıydı. İleride gördüğüm sevgilime yürüdüm. Beni görünce gülümsedi. Yanındaki kızla sohbet ediyordu. "Gel gel." Dediğinde yanlarına varmıştım. "Banu Hocam , Buğra. Bugün dersimize katılacak. Buğra , Banu Hoca çalışma arkadaşım." Dediğinde kadının elini sıktım.
"Memnun oldum Buğra." Dediğinde gülümsedim. "Ben de." Dedim. Kadın oturduğu yerden kalktı. "O zaman biraz ara verip geliyorum." Dedi. Metin kafa salladı. Gülümsediğini görünce kıskanmıştım. Keşke bana gülümseseydi sadece. "Na-." Sevgilim tam konuşacakken arkadan gelen düşme sesiyle Metin yerinden kalktı ve bende arkamı döndüm.
Ortada iç çamaşırıyla duran çocuk yere düşmüştü. Metin ona yardım edip kaldırırken o tarafa yürüdüm. Çocuk sekmeye başladı. Metin onu kenara oturttu. "İyi misin ?" Dediğinde çocuk kafasını sağ sola sallamıştı. "Bileğimi burktum." Dediğinde arkadaşları yanına gelmiş çocuğa yardım etmişlerdi. Sonra biri ambulansı aramış çocuğu yavaşça dışarı çıkarmıştı. O öyle nasıl düşmüştü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkinci Şans (bxb)
FantasíaTanrı onlara ikinci bir şans vermişti. Kullanıp kullanamayacakları meçhuldü. Tek bildikleri birbirlerine duydukları kalp ağrısıydı.