Daha çok erkendi...
Mihal'in onsekize basmasına daha aylar vardı. Ayrıca Mihal'i bu uçurumun kenarına getirecek olan saçma planı hiç yapmadım, hem Avi ölmemişti, belki ölmek zorında değildi ama kimin umurunda neden şu an Mihal buradaydı.
Dişlerimin arasından sinirle "Ne işin var burada?" Dedim.
Mihal'in içindeki paniğin ve korkunun arttığının farkındaydım. Korkmalıydıda kaçmalı benden çok uzak bir yere gitmeliydi...
Mihal temkinli şekilde ellerini kaldırdı "Açıklayabilirim abi." Dedi.
"Mervin!" Adımı haykıran ve öfkeyle üzerime gelen Astro'ya döndüm "Uzaklaş olnun yanından. O büyücü kralı olacak kişi!"
Vadem böyle önemli biri olduğunun farlındasın bana neden söylüyorsun aptal nps!
Valkür, Astro'nun üzerine bir kaya gibi çöktüğünde yeniden bizden uzaklaştılar ve savaşmaya devam ettiler.
Mihal'e döndüm. Bakışlarını yüzüme çıkaramıyordu "Abi... sana söyleyecektim ancak-"
"Vereceğim tepkiden mi korktun?"
Mihal üzerime doğru bir kaç adım attı "Cidden kötü bir niyetim yoktu abi... böyle olduğumu bende yeni öğrendim..."
Mihal kendini açıklamaya devam ediyordu ama benim aklım geri sayımdaydı.
[Kalan süre > 2 dakika]
Elimdeki yay yavaşça şekil değiştirdi ve bir kılıca gönüştü. Yüzümü düz tutmaya çalıştım "Peki burada ne işin var? Evde olmalıydın?" Dedim.
"Astro getirdi. Bana ders veriyor-"
"Ne zamandır?"
Mihal duraksadı "Uzun... bir süredir." Kelimeleri bir araya getiremiyordu. Onu anlıyordum.
Mihal üzerime doğru bir adım daha attı "Gerçektem buradaki olaylarla bir ilgim yok. Abi bana inanmak zorundasın." Dedi.
Ah... Mihal, sana inanıyorum. Bana asla yalan söylemedin ve söylemeyeceğini biliyorum. Zaten buradaki sorun sen değilsin.
Elimdeki kılıcı kaldırıp Mihal'in göğsüne doğru tuttum "Şu anda vatana ihanet ettiğinin farkında mısın? Sınırlarımızı yıkmaya çalışan büyücülerle birliktesin." Dedim.
Mihal'in gözleri dolmaya başladı "Ben... bilmiyordum abi gerçekten... sana asla ihanet etmem." Bir adım öne attı "Abi seni sevi-"
"Yaklaşma!-"
Mihal'in attığı adımla aynı anda kolumu ileri uzatınca kılıcın uzu Mihal'in göğsüne girdi. Ben yaklaşmamasını söylerken bir şey diyordu sanki... sevmekle ilgili bir şey... gerçi ne önemi vardı onun göğsüne bir kılıç saplamıştım.
Kılıcı geri çektim, göğsünde kanayan yarasına bakmamaya çalışıp "Geri git." Dedim.
[Kalan süre > 40 saniye.]
Mihal yanaklarından taşan yaşlarla göğsündeki yaraya baktı. Sendeleyerek bir kaç adım geriledi. Bir adım daha atarsa uçurumdan düşecekti.
Kalbim boğazımda atıyordu sanki. Karşımda ağlayan ve hala kendini bana açıklamaya çalışan çocuktan gözlerimi çekmek istiyordum ama yapamıyordum.
Hayır, endişelenme Mervin. O bir başrol. Hem neler olacağını biliyorsun, ölmeyecek, çok güçlü olacak ama çok canı yanacak. Onu delirtecek kadar çok canı yanacak.
Bu düşünce bir an için vazgeçmeme neden oldu. Elimdeki yeşil kılıç solarak yok olduğunda parmaklarımı tereddütle ona uzattım. Elimi tutmasını söylemek istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderden Kaçış
FantasyTaylan, on dört ciltlik bir fantastik romanın son cildini bitirince büyük bir hayal kırıklığına uğrar ve ufak bir sinir krizinden sonra geçirdiği ufak bir kaza sonucu ölür ve gözlerini bu kalitesiz romanının aşağılık kötü karakteri Mervin olarak aça...