VII

302 35 36
                                    

Gözlüklerimi düzeltip yanımda yastıkların üzerinde yatan kristale baktım. İçten gelen bir ışıkla parlıyordu. Çift çekirdekle doğan bebeklerle ilgili okumadığım kitap kalmamıştı resmen, neredeyse bir ebe kadar çok şey biliyordum. Yinede çok gergindim.

Yatağa uzanıp gözlüklerimi çıkardım ve iç geçirdim. Bir yandanda aklımda Talia'nın bir kaç gün önceki ziyareti vardı. Saraya nasıl girdiğini bilmiyordum ama güvenlikleri iki katına çıkarmıştım. Mihal nedenini sorarsa buna nasıl cevap vereceğimi bilmiyorum, Talia'nın çalışma odama girip bana zırvaladığı şeyleri bilse muhtemelen işi gücü bırakıp sadece onun kellesini almaya çalışırdı.

Talia gözümde tüm bu efora değmeyecek kadar önemsizdi. Tutupta bana karşı bir şeyler hissetmesiyse büyük aptallıktı.

Kendi kendime gülüp kafamı çevirip elimi kristalin üzerine koydum "Baban çok yakışıklı ve zeki olduğu için düşmanlarını bile kendine hayran bırakabilir." Dedim, kristali kucağıma çekip sarıldım "Eğer bana çekersen sende mükemmelik lanetine yakalanacaksın ama merak etme benim aksime senin çok güçlü iki koruyucun var. Bu yüzden hiç bir şeyi dert etmeden büyüyebilirsin."

Kapı açıldığında kafamı kaldırıp içeri giren koca cüsseli adama bakıp gülümsedim "Yani diğer babanada benziyebilirsin ama sadece kişiliğin, sakın o kuş yuvası saçları almaya kalkma. Senin iyiliğin için söylüyorum." Dedi.

Mihal kaşlarını çatıp gülümsedi "Bebeğimize benimi kötülüyorsun?"

Omuz silktim "Sadece ona babalarından alması gereken en iyi özellikleri gösteriyorum." Dedi.

Mihal kaşlarını kaldırıp yanıma oturdu "Babalarına baktığımızda vücudu ve boyu daha avantajlı olanın kim olduğunu biliyoruz." Dedi.

Alayla gülüp kristali nazikçe yerine bıraktım ve doğrulup "Baksen artık cevapta verir olmuşsun, saygısız çocuk." Dedim.

Mihal elimi tutup üzerine bir öpücük bıraktı "Elbette sonuçta artık senin kıralınım."

Kaşlarımı kaldırıp koluna vurdum ve güldüm "Bahçede antrenmanını izlemem için bana yalvaran çocuğa ne oldu?"

Mihal beni kendine çekti ve boynumdan öptü kulağıma doğru "Hala burda ama artık sana başka bir şey için yalvarıyor." Diye fısıldadı.

Yutgunup geri çekilmeye çalıştım "Mihal çocuğun yanındayız."

"Kristalin içinde o, duyamaz bizi."

Dudaklarıma doğru eğildiğinde elimle ağzını kapatıp durdurdum gülümsememe engel olamayarak "Sen iyice söz dinlemez bir çocuk oldun ha." Dedim.

Mihal kollarını belime sarıp beni yataktan kaldırdı "Beni biraz fazla şımarttın sanırım." Dedi.

Kafamı sallayıp "O belli oluyor." Dedim, ellerimi yanaklarına koyup dudaklarının üzerine kısa bir öpücük bıraktım "Böyle her canının istediğinde beni kaldırıp bir yerlere götüremezsin." Dedim.

Mihal kaşlarını çatıp "Ne demek yapamam?" Yanımızda açtığı portaldan içeri girdiğinde çocuk odasınsan çıkıp kendi odamıza geçiş yaptık beni yatağa doğru götürürken "Ama şu anda yapıyorum." Dedi.

Omuzlarımı düşürdüm. Gerçektende bunu sürekli yapıyordu...

Beni yatağa yatırıp üzerime çıktı. Üstündeki gömleğin düğmelerini çıkarırken gülümsedi "Bu gün farklı bir şey denemek ister misin?" Dedi.

Kaşlarımı çatıp "Hayır, lütfen normal iki insan gibi sevişebilir miyiz?"

Mihal kıkırdayıp yeniden boynuma yöneldi kokumu içine çekerek derin bir öpücük bırakıp "Ama yanlış hatırlamıyorsam senden bir kaç dilek hakkı kazanmıştım. Ne istersem yapacağını söylemiştin." Dedi.

Kaderden KaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin