✬
"Yağmur yağmaya başladı."
Kader konuştuğu zaman bakışlarımı dışarıya çevirdim ve cama sessizce vuran su damlacıklarını gördüm. Gözlerim yağmur damlalarında dolaşırken Savaş'ın bakışlarını üstümde hissediyordum. Öne doğru bakıp, Kader'e yönelik konuştum.
"Yemekten sonra yürüyelim mi?"
Kırmızı ışıkta durduğumuz için Savaş doğruca bana döndü.
"Böyle sakince yağarsa yürürüz."
İki kaşımı da kaldırdım, çünkü ben ten kaşımı kaldıramıyorum. Bir şey demek yerine derin bir nefes alarak önüme döndüm. Zaten bugün yeterince konuşmuşum gibi hissetsemde aslında daha hiçbir şey söylemediğiminde farkındayım. Sadece yorgun hissediyorum ve biraz susmaya, sessiz kalmaya, çok fazla da düşünmeye ihtiyacım var.
Sanki yeterince düşünmüyormuşum gibi.
Araba durduğu zaman bakışlarımı yağmur damlalarından ayırıp arabanın içine diktim. Savaş ile dikiz aynasından göz göze geldigimiz zaman "İnelim." dedi. Onu duymamazlıktan gelerek kapının kulpunu çekip dışarıya çıktım. Kader de ardımdan indi, göz ucuyla Savaş'a baksamda inmediğini gördüm. Derin bir nefes alarak geldiğimiz restoranta baktım, Ankara da daha önce gelmediğim bir yerdi. Oldukça hoş bir mekana benziyordu, ayrıca lükstü.
Başımı kaldırıp hafifçe üstüme düşen damlaları izledim, yağmur bana her zaman huzur veriyor. Bazı insanların aksine ben kapalı havalara bayılıyorum, bana iyi hissettiriyordu. Sakin ve yavaş damlalardan birkaçı yüzüme düştüğünde gözlerimi kapattım. Huzur kokuyordu gökyüzü.
"İçeriye geçelim."
Omzu omzuma değdi, sonra sesini duydum. Gözlerimi yavaşça açtığımda Kader'in merdivenlerde durup bize baktığını gördüm. Gözlerimi yan tarafıma çevirdiğimde başımı yukarıya kaldırıp ona bakmam gerekmişti. Ayağımda topuklular olmasına rağmen aramızda hala boy farkı vardı. Açık yeşilleri yağmurun etkisiyle biraz daha göze çarpıyordu, sanki normalde dikkat çekmiyormuş gibi. Düzgün saçlarına düşen birkaç yağmur damlası alnında duruyordu.
Yağmurdan nefret ediyordu.
Birkaç saniye bakıştık. Yutkunarak başımı karanlık gökyüzüne kaldırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teslim Ol, ASKER!
Romanzi rosa / ChickLit"Ne yapmaya çalışıyorsun!?" diye bağırdım. O, "Bir şey yapmaya çalışmıyorum." diyerek yanıma yaklaştı ama bu sefer temasta bulunmadı. Gözlerime bakmayı bırakmadı. "Yarın göreve gideceğim, sana bunu gitmeden söylemem gerekiyordu." Aynı anda yutkun...