Slow Dancing
-Kim Taehyung"Hepsi geçmiş derdik,
Meğer kalpler delik deşik."
Sessizlik.
Tehlikeli bir kelime, çünkü verdiği anlamı karşılamıyordu asla insan zihni varolduğu sürece. Şöyle bir doğru vardı: Sessiz insanlar aslında en çok düşünenlerdir. Onlar zihinleriyle o kadar derin konuşmalar yapıyorlardır ki etraflarına ayıracak zamanları yoktu, onlar zihinlerinde sohbet ediyorlardı. Bu yüzdendi işte, sessizlik aslında; hararetli seslerin zindanıydı.
Ne kadar dürdü bilmiyordum, camdan bir an olsun kafamı kaldırmadım. Yalnızca manayı izliyordum bu sürede, ya da sadece dalmıştım. Çünkü düşüncelerim arasında bir kayıptım bu esnada. Gözlerimde kayıp-aranıyor işaretinin parıltısı olmalıydı. Tam olarak böyleydim.
Kim Taehyung ile tanışıyordum önceden.
Çok önceden.
Babam onun rahatsızlığının ana sebebiydi.
O bunu zaten biliyordu.
O aslında her şeyi biliyordu.
Ben hiçbir şey bilmiyordum.
Ben kimsesizdim.
Ben kaybolmuştum.
Ne düşüneceğimi düşünmekten de kafayı yiyordum. Cümlesi bile bu kadar karışıkken ben ne haldeydim bir düşünün.
"Konuşmuyor muyuz?"
"Biz konuşmamışız ki hiç."
Aksi bir tavırla kafamı camdan kaldırmadan verdiğim cevap ile, kırmızı ışıkta yavaşlarken bana döndüğünün gayet farkındaydım. Ancak ona dönecek ne cesaretim ne de halim yoktu. Sindiremiyordum. Her şey karmakarışık olmuştu artık.
Arabanın sağa kırılmasıyla Tae'ye döndüm ne yaptığını anlandırmaya çalışırcasına. "Ne yapıyorsun?"
Bir ramencinin önünde durdurmuştu yol üstü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ta fievre, taennie
FanfictionBu devirde insanlar insanları yakıyor, yangınlar değil. Yalanlarla kül oluyor insanlar, alevlerle değil. Sen daha çalmağın ucundaki ateşe avucunu yaklaştırırken, Ne kadar sıcağa dayanabilirsin görmek isterken; Sıcaktan daha çok yakabilecek bir şey v...