Without You

1.4K 74 44
                                    

Dusk Till Dawn-Madilyn Bailey

Dusk Till Dawn-Madilyn Bailey

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



"Gecem,
Gündüzüm,
Hissizliklerim,
Ve en çok sensizliklerim oldu;
Katillerim." 





Hayat hiç bir zaman kendini değiştirmiyordu. Çünkü hiç bir insan milyonlarca insanın hayatı için kendinden ödün vermez, kendinden bir şey eksiltmezdi. Herkes bir başkasından bekler 'Neden ben yapıyorum, o yapsın.' kafasına girerdi. Biz insanlığın en büyük hatası buydu işte. Hiç bir zaman ilk adımı atan olamadık, atanı görsek bile umursayamadık. Herkes denilen kelime hiçkimseyi umursamadı. Benlik. İşte o herkesin tek umursadığıydı. Kendi. Kimse ben bunu yaparsam başkasının annesi, bir başkasının kardeşi belkide aşkı ölebilir diye düşünemezdi çünkü. Ama o kimse, sonunda kimseye en çok muhtaç olacak kişiydi.

"Jennie?"

"Jen.. Ah yine mi?" 

Sesleri duyuyor ama görmezden gelmek istiyordum. Gözümü kapamak ve bir daha açmamak istiyordum. Kafamdaki şeytanlardan kurtulmak ve gördüğüm rüyada takılı kalmak istiyordum. Güzel bir rüya görüyordum ve kabusum olmadan önce bitmesin istiyordum. Ben çok şey istiyordum.

Üstümde hissettiğim ağırlıkla beraber gözlerimi zorla araladım. Gerçekten bıkmıştım, ne vardı yani şurada bayılıp gitsem? Öfkeyle karşımdaki iki aptala baktım. Gerçekten sınırlarımı zorluyorlardı. Yine ve yine, her gün aynıydı.Ve ben bunu değiştirebilmek için tüyümü bile oynatmamıştım. Derin bir nefes vererek yatağımda doğruldum ve karnımı tutarak yüzümü buruşturdum. Birden gelen mide bulantımla beraberinde karşımdaki Lisa ve Rose'ye kızama girişiminde bile bulunamadan lavaboya koştum. Tüm gece içtiğim tüm sojuları klozete çıkarmanın ardından yere oturarak derin bir nefes aldım.  Başım dönüyor, midemde tuhaf bir boşluk hissediyordum. Bu hissettiğim, iğrençti. Ve ben her seferinde bu hissi tattırıyordum kendime.

"Jen yoksa dün akşam kalkıp yemek mi yedin?" Koşturarak yanıma gelen Lisa'ya umutsuzca bakmıştım. Hala umut kırıntılarıyla doluydu gözleri ama üzgünüm. Ben o umutları çoktan süpürmüştüm. Bakışlarımdan cevabı almış olmalıki daha demin yanlara gerilmiş olan dudakları bakışlarımın hemen ardından çökmüştüler. Tam bir zarardım, gerçekten. Ama elimde değildi işte. Arkasından poşetlerle beraber gelen Jisoo elindeki poşetleri kaldırdı ve "Gerçekten mi? Ne zaman bitecek bu? Alkolik olmak istiyorsan tebrik ediyorum gerçekten doğru yoldasın!" O konuşurken çoktan çıkmış olduğum lavabonun yanındaki merdivenleri iniyordum. O ise arkamdan bağırıyordu. Ama ben onun dediklerine kulak asamayacak kadar perişan biri haline gelmiştim şu an.

Mutfağa girip buz dolabını açtım ve elime ilk gördüğüm birayı aldım. Kapağını açıyorken elimden çekilmesiyle kaşlarımı çattım. Rose elimden almış ve kafaya dikmiş ardından ise yüzünü buruşturarak tuhaf bir şekle sokmuştu. "Sahiden, bu iğrenç şeyi nasıl tüm gün içebiliyorsun?" Sözlerine karşı gözlerimi devirdim. Merdivenlerden inen Lisa ve Jisoo da buraya geliyordu.

Ta fievre, taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin