Telepathy

297 31 26
                                    

Life goes on, - BTS

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Life goes on, - BTS

















"Aklına hucüm eden sözcüklerin anlamlarını bilir misin?
Zihnin şeytanlarını dinler misin?
Peki,
Ateşini söndürmeme izin verir misin?"


Su gibi akıp gitmek, binlerce canlıya yaşam vermek ister miydiniz? Ya da toprak olup binlerce yaşama ev sahipliği yapmak ister miydiniz? İstemezdim, çünkü bilirdim bunların sadece bana zarar vereceğini. Su olsaydım yaşam verecek, ama sonunda bitecektim. Toprak olsaydım eğer, sömürülecektim. Bu düzen böyleydi ve ne kadar sona erdirmek isterseniz isteyin, sizde bunun bir parçasıydınız. Siz bir hayat olabilirdiniz, ama kimse size yaşamanız için bir hayat vaat etmezdi. Bencildik. Ve bencile direnmek için bencil olmak gerekiyordu. Bu kör düğümünü çözmüştüm.

Hayatım boyunca etrafımda bir sürü insan bulundurmuş, hepsine sebepsiz sualsiz sevgimi emanet etmiştim. Ama onlar küçük bir kıza bir şefkat duygusunu bile hissettirememişlerdi. İstemediklerinden değildi, onların içindeki şefkat duygusu bittiğindendi.

Annem bana küçükken şunu demişti: Bu acımasız dünyada ne sevgi veren, ne de sevgi bekleyen biri olacaksın. Bir savaş alanında ne sevgi bulunur, ne de sevgi verilir.

Anneme o kadar hak vermiştim ki onlardan ayrı yaşamaya başladığımda. Kendi kocaman dünyamı minik bir avuca sığdırmaya çalışmıştım. Ama ne hayallerim, ne de yaşamım sığmıştı o avuca. Şimdi fark ediyordum da, annem yanılıyordu. Onun demek istediği ise: Benim sana verecek bir sevgim kalmadı. Benden ne sevgi bekle, ne de bana sevgi besle.

Bu duygusuz cümlenin altına yatan onlarca duyguyu atlamıştım belki o zamanlar. Ama şimdi her şey daha anlamlı geliyordu. Sevginin olmadığı Bir dünya düşünebilir miydiniz? Hem de tanımadığımız bir ünlüye dahi tüm sevgimizi vermeye hazır olabilirken? O zaman yaşadığımız şeye yaşam denilebilir miydi ki? Sevgi olmasaydı, bu dünyaya herkes ölene kadar büyük bir savaş hakim olurdu.

Biz insanlardan nefret etmiyorduk. Biz insanların genelleşmiş özelliklerinden nefret ediyorduk. Toprağa sevgi verememek, suyun değerini bilememek gibi. Peki, Kim Taehyung neden insanlardan nefret ediyordu?

"Sadece tahmin ettim." Yüzüme fazlasıyla yakındı.

"Neyi?"

Ateşim olduğunu bilerek ateş düşürücü taşıyorsa, onun bir uzaylı olacağını düşünecektim. Bu mümkün değildi. Kim ulaşamadığı birine giderken ateşi olduğunu düiünüp yanına ateş düşürücü alırdı?

"Ateşin olduğunu?" Bu yeterli değildi, yapbozun parçaları birbirlerini tamamlamıyordu sanki. Parçalar eksikti. Ve bu sefer o eksik parçaların peşini bırakmayacaktım. Kafamla onayladım onu ama o da inanmadığımın farkındaydı. Elimle üzerimden kalkması için hamlede bulunacağımda bunu anladı ve benden önce davrandı. Ani bir hareketle sehpanın üzerinde duran kutuya uzandım ve içini açtım. Tahmin ettiğim gibi bir kaç kez kullanılmıştı.

Ta fievre, taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin