we all lie,
- Ha jin"Sahiden gerçek midir?
Sahi miyiz'dir?
Yani, "biz" miyiz'dir?
Sen ve ben,"biz" midir?"
İnsanlar, insanları şekillendirir; insanlar, insanları yönetir. Biz kavramı yoktur bu dünyada, biz demek birlikteliğimizi 'biz' yapamazdı. O ve sen, siz olamazdınız. Çünkü hiçbir zaman kendiniz olamadınız. Kendi olamayan başka biriyle bütünleşemezdi. Çünkü kendini bulamayan bir başkasıyla da kendini bulamazdı.
Kendimizi ancak parçalarımızı kaybederken bulmaya başlıyorduk. Hepsi eksiliyordu birer birer, bizler eksilen parçaları tamamlamaya çalışırken fark ediyorduk kendimizi. Çok eksilmişiz. Şimdi o parçaların geri dönüşü de yok... Ancak böyle birini bulduğunuzda siz olabilirdiniz işte. Birbirlerinizi tamamlardınız. Siz olabilmeniz için, önce kendinizi tamamlayabilmeliydiniz, yoksa bir başkasını da tamamlayamazdınız. O zaman ne anlamı kalırdı, biz olmamızın ya da siz olmanızın.
Peki o ve ben; "Biz" olabilecek miydik?
"Burası mı?" Ne dersem diyeyim kıkırdıyor olması sinirimi bozmaya başlıyordu artık. Bana asla yardımcı olmuyordu. Kafası gidik birine bakıcılık yapacağımı bilseydim baştan gelmezdim buraya. Akşamüstüydü ve dersler bitmişti çoktan. Ne arıyordum burada?
Momo'nun yardımcı olmayacağını anladığımda küçük kol çantasını kollarından zorla çektim. Doğru dürüst ayakta dahi duramadığından çantayı alabilmek çokta zor olmamıştı. Çantayı açıp anahtarları aramaya koyuldum. Elime değen metali avuçlarıma aldığım gibi kapının deliğine geçirmeye çalıştım. Ama girmiyordu.
Aniden kapı açıldığında neye uğradığımı şaşırıp bir kolum Momo'yu yanıma çekerken geriledim. Kapıyı kirli sakallı, cüssesi oldukça büyük ve iri olan biri açmıştı ve bu beni korkutmuyor değildi şu an. Bakışları çok sert görünüyordu. Bu adam resmen Harry Potter'daki Hagrid'di. Tabii bakışlarının daha korkunç olduğu hali.
"Kusuruma bakmayın yanlış kapıymış." Ses tonumu incelterek ortamı yumuşatmaya çalışmıştım ancak adamın bakışları yumuşamışa benzemiyordu, tam tersi sertleşmişti. Ne diyorlardı? Tam anlamıyla boka bastık?
"Aa! Karşı komşu!" Momo hem bağırarak hemde "komşu" kelimesini uzatarak söylediğinde suratımı ince sesine karşı buruşturdum. Adamın bakışları benden Momo'ya döndü ve onu süzdü. Ardından görüş alanımızdan tamamen çıktı. Kapıyı suratımıza çarpmıştı.
Anlaşılan Momo'daki sesin ardından bulaşmaması gerektiğini fark etmişti. Hayret, Momo da bir işe yaradı.
Karşı komşu dediğini baza alarak karşı kapıya yöneldim ve anahtarı soktuğumda kapı kolayca açılmıştı. Burası yüksek bir apartmandı aynı zamanda da lüks ve büyüktü. Momo'nun ailesinin durumu iyi olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ta fievre, taennie
Fiksi PenggemarBu devirde insanlar insanları yakıyor, yangınlar değil. Yalanlarla kül oluyor insanlar, alevlerle değil. Sen daha çalmağın ucundaki ateşe avucunu yaklaştırırken, Ne kadar sıcağa dayanabilirsin görmek isterken; Sıcaktan daha çok yakabilecek bir şey v...