What Is Love?

375 31 14
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                         Saturn,

-Sleeping at Last










"Açtığın kabuğun içi kan,
Senden önce ben."









Ruhlarımızın içindeki işlenmiş duygular. Kalplerimizin içine saklanan yaralar. Açılan her bir yara kabuğumun dışı kuru, içi kan. Yapay sevgiler, sahte duygular; Hepsi birer mugalata. 

Hayat yaşayabilmek için bize çok kısa bir zaman dilimi vermişti. Belki de daha da kısaydı bunu ancak kanın tadını hissettiğimizde anlayacaktık. Bilemezdik. Ne yapmalıydık? Bu kısa zamanda sevmediklerimizi mi öldürmeliydik? Sevemediklerimizi mi özlemeliydik? Belki de sadece sevdiklerimizi kucaklamalıydık. Hepsini seçemezdik, zaman kısıtlıydı. Ben ne yapacaktım? Bu hayat bizim seçmemize fırsat vermiyordu, sadece akışını bırak diyordu.

Çünkü bilemezdik, biz yapmayacaktık belki ama sevmediklerimiz çoktan ölebilirdi. Biz fark etmeyecektik belki ama sevemediklerimiz yok olacak zihinlerden; sevdiklerimiz def edecekti kalplerimizi. Hiçbir şeyi bilemiyorduk işte, ne kimle kalacağımızı ne kime gideceğimizi... Romanlar yazabilirdik, romanları okuyabilirdik ama hiç bir romanı okuduğumuz gibi heyecanla yaşayamazdık. 

Bazen sadece gözlerimi kapıyor ve zamanın geçmesini bekliyordum ama geçmemek için direniyor gibi hissettiriyordu. İstediklerimizi almak için çok geçmeden harekete geçmemiz gerekiyordu demek ki. Ama en büyük sorun şuydu, ne istiyorduk? Yok olunmuşlukların arasına girmeye niyetim yoktu. İçimdeki küçük kız çocuğu ise hala oyun peşindeydi. Devam mı ettirmeliydim? O zaman oyunumuza kaldığımız yerden devam edelim.

Yüzümü bir kez daha suya vurdum. Ve aynadaki mahvolmuş görüntüme baktım. Kim Taehyung tam istediğim gibi beni Kyungsoo'nun evinden çıkarmıştı. Karşı çıkmamıştım çünkü bacaklarımı dahi hareket ettiremiyorken oradan birinin beni çıkarmasını dileyen bendim. Kyungsoo bir şey dememişti, sadece arkamızdan bakmıştı. Taehyung ise beni peşinden sürüklemiş ve arabasına bindirip kendi evine bile götürmüştü. Ona borçlu sayılırdım sanırım.

Yaptıklarına hiçbir şey dememiş tam tersi evine gelince koşarak lavaboya gitmiş ve yaklaşık bir saattir buradaydım. Sırf ağladığımı görmesin diye peçete ısırarak, ses çıkarmamaya çalışarak deli gibi ağlamış şimdi de tipime çeki düzen vermeye çalışıyordum. Ama o tahminimin aksine bir kez bile ne yaptığımı merak edip ismimle seslenmemişti. Belkide ne yapacağımı çoktan anladığındandı. Artık hiçbir şey umurumda değildi.

Gözlerim kan çanakına dönmüştü ve saçlarım birbirlerine dolanmıştı çekiştirip durmaktan. Son kez yüzüme su vurmamın ardından peçeteyle kuruladım ve dolaşmış saçlarımı elimle taramaya çalıştım. Pek bir işe yaramasa bile bu benim on dakika önceki halimden bir tık daha fazla insana benzememe sebep olmuştu. Kızlar bir kaç kere beni aramıştı ve onlara müsait olmadığımı, eve gittiğimi sonra her şeyi anlatacağımı söylemek geçiştirmiştim. 

Ta fievre, taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin