Sabah boğazımın kuruluğuyla uyandığımda yutkundum. Saat daha sabahın beşiydi ve ben şimdiden uyanmıştım. Sessizce koltuktan kalkarken Boran yatakta yoktu. Odadan çıktığımda alt katta olduğunu düşündüğüm mutfağa doğru ilerledim. Bir bardağa su doldurup içerken birden arkamda hissettiğim beden ile son yudumum boğazıma kaçmıştı. Arkamı döndüğümde beni izleyen Boran'ı gördüm.
"Erken kalkmışsın, ben kahvaltımı yaptım. Sen de bir şeyler atıştır."
Mutfaktan çıktığında ben de önüme dönüp buzdolabına yönelmiştim. Buzdolabı kapağını açtığımda bana gelen ürpermeyle hırkama sarılmak istemiştim. Tabii yaa, hırkamı unutmuşum. Beni neden öyle izlediğini anlayınca utançla ısınmaya başlamıştım bile. Kendime bir sandviç hazırlayıp mutfak masasında etrafı inceleyerek yemeğimi yiyordum. Büyük bir mutfak ve ortasında ise bir ada vardı. Evin genelini ise siyah ve şık eşyalar kaplıyordu. Zengindi belli ama nasıl zengin olmuştu? Babamla nasıl tanışmıştı? Babam neden onun elindeydi? Gerçekten hiçbir bilgiye sahip değildim. Babamı bu adamıj elinden kurtarmak için elimden geleni yapmalıydım. Pencereden gelen soğuk havayla tekrar bir ürperme geldiğinde kollarımı birbirine sürttüm. Biraz ısınma amacıyla ellerimin içine doğru üfledim.
Odaya doğru hızlıca geçerken Boran'ın sesini duymuştum. Bana seslendiğini düşünerek yanına doğru ilerlerken ağzından çıkan küfürü duymuştum. Kaşlarımı çatarak konuşmayı dinlemeye başladım.
"Bi haltı da bensiz beceremiyor musunuz? Uçağım var bugün biliyorsunuz ve karımı tabii ki yalnız bırakamam ilk günden."
Kapıya iyice yaslanıp kapıyı dinliyordum. Birden kendimi fazla yaslayınca kapı açılmış ve içeri doğru adımlamıştım. Bana dik dik bakan Boran telefonu kapatmış ve benden bir açıklama bekliyor gibi. Konuşmasını dinlediğimi anlamasın diye hemen bir yalan uydurmam gerekiyordu.
"Karnım çok ağrıyor ama ağrı kesici bulamadım. Bana sen verebilir misin?"
Ayağa kalkıp çekmecesinden bir ağrı kesici ile bana döndüğünde ona gülümsedim. Olayı çakmaması gerektiği için elimle karnımı tutup ağrıyor numaras yapıyordum.
"Regl falan mısın sen?"
Dedikleriyle başımı 'hayır' anlamında sallayıp koşarak odaya geçtim. Belki de biraz daha uyumak iyi olur diye kanepeye uzandığımda konuşmalarını düşünmeye başladım. Ne satıyordu acaba uyuşturucu mu? Odanın kapısının açılmasıyla hızla gözlerimi kapatıp
uyuyor numarasına başladım. Sanırsam rol yaparken gerçekten uyuyakalmıştım...*****************
"Uçak tutuyor mu seni?"Meraklı gözlerle bana bakarken başımı kaldırmaya mecalim bile yoktu. Sabah uyandığımda boğazım çok ağrıyordu ve biraz da ateşim vardı. Doktor olduğum için bunun basit bir soğuk algınlığı olduğunu biliyordum ama yanımda bir ilaç dahi yoktu.
"Sanırsam üşüttüm."
" eh, dün gece o banyo yaptıktan sonra o kadar açık giyinirsen olacağı buydu. Gece yüzün buz gibiydi."
"Sen nereden biliyorsun bunu?" Gözlerimiz yeniden buluştuğunda bu sefer bakışlarımı kaçırmadım. Tenimin uyurken soğuk olduğunu nereden biliyordu?
"Gece tir tir titremekten beni uyutmadın. Pike üzerinden kaydığı için geri örterken gördüm." Yalandı, Itır'ı öptüğünde hissetmişti.
"Başka güzel gecelik yoktu.." diye üzgünce arkama yaslanıp beni bekleyen soluksuz uykuma geri dönmüştüm.
******************
"Sen gerçekten iyi misin? Sana ilaç getirmemi ister misin?"
Geldiğimizden beri o rahatsız koltukta yatıyordum. Ne göz kapaklarımı kaldırabiliyor ne de yerimden kalkabiliyordum. Sadece omuz silkip uyumaya devam etmiştim. Birden bedenim havalandığında tek gözümi açtım. Burnuma dolan parfüm kokusunu tanımış ve bunun Boran olduğunu anlamıştım. Beni daha rahat bir yere yatırdığında sessizce bir teşekkür mırıldanıp uyumaya devam ettim.
******************
Geldiğimizden beri hastalıktan yerinden kıpırdamıyordu. Ona soğuk bir duş aldırmayı düşünmüş ama bundan rahatsız olacağını tahmin etmiştim. Odada adamların nereye gideceğini söylediğimde bu seferki hedefimiz zordu. Hakan ZORLU, şerefsizin ta kendisiydi.Itır rahatsızca yerinden kıpırdadığında terden sırılsıklam olduğunu gördüm. Ayağa kalkıp onu dürttüm. Rahatsızca bana baktığını gördüğümde bu işi kendi başına halledemeyeceğini anlayıp onu kucaklayarak banyoya götürdüm. Üstünü çıkarmadan ona ılık bir duş aldırmıştım, daha doğrusu suyu sadece üzerinde gezdirmiştim. Ellerimin altındaki bedenin titrerediğini hissettiğimde işimi daha çabuk bitirmeye baktım. Omu büyük bir havluya sarıp yatağa oturttuğumda ilk işim saçlarını kurulamak oldu. Şu anda sadece gözlerime doğru bakıyordu ve derin bir nefes almamı sağlamıştı. Ona bavulundan yeni kıyafetler getirip başımı arkama çevirdim ve onunda yardımıyla kıyafetlerini değiştirmiştim. Kendini tekrar uykuya verdiğinde resepsiyonu arayıp sıcak yemekler isteyecektim ama tekrardan uykuya dalınca ellemedim.
Itır benim liseden beri hayalini evlenmek istediğim, çocuğumun annesi yapacağım o kişiydi buju biliyordum. Aslında onu kendimi bildim bileli tanıyordum ama hislerim lisede kuvvetlendi. Sessiz ama güzel bir kızdı, yardımseverdi. Beni daha annem bile sevmezken ondan gördüğüm küçük bir sevgi kırıntısıyla gözümde bir Tanrıça olmuştu. O lanet babasını asla hak etmiyordu. Babası yüzünden annesi ölmüş ve hayatı mahvolmuştu. Bense onun hayatını iyileştirecek ve onu üzen her şeyi bu dünyadan yok edecektim. Sonu ölüm olsa bile...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYAmmm😈😈😈
FanfictionBen küçük, zararsız bir kızdım. Ta ki hayatımı değiştiren o adam ile tanışana kadar...