14. bölüm

58 7 160
                                    

"Sen bu işleri bırakmadıkça ben o bebeğin yüzünü dahi göstermem sana."

"Itır sence de fazla abartmıyor mus-"

"Hayır, mafya dünyasına bir bebek yaparak hayatımızı riske atmayacağım."

"Daha fazla paramız olsun ki daha mutlu olalım."

"Yeter! Torunumuzun torununa yetecek paran var!"

"Itır kes sesini!"

Boran elini sertçe masaya vurduğunda korkudan yerimde sıçramıştım. Hamilelikte zaten duygularım alt üstken bir de onun bu bağırmasıyla hemen gözlerim dolmuştu. Kahvaltı masasından bir hışımla kalkıp odaya ilerlemeye başladım. Boran normalde yemek bitmeden masadan kalkmamı sevmezdi ama şimdi bir ses çıkarmamıştı. Çıkarsaydı da onu bir hamle de boğabilirdim.

Odanın kapısını bilerek hızlı kapatıp ses çıkmasını sağladım. Hamile olduğumu öğreneli bir ay olmuştu ve bu bir ay boyunca neredeyse her gün kavga ediyorduk bu konuda. Eğer bebeğim ve benle gerçekten beraber olmak istiyorsa bu işleri bırakacaktı, yoksa ben onu.

Ağzıma gelen her şeyi tuvalete bırakırken klozetten destek alıyordum ve bu iğrenç yere dokunmak midemi daha çok bulandırıyordu. Başımı tekrar eğip kusmaya başladığımda omzumdan toplanılan saçlar ve belimdeki el biraz da olsa rahatlamamı sağlamıştı. Kusmam bittiğinde hemencecik ayağa kalkıp ağzımı yıkadım ve odama geçtim.

Elime aldığım küçük valizi eşyalarımla toplarken Boran beni izliyordu. Ses çıkartmaması şaşırtsa da bir şey demedim. Birden kapıyı kilitleyip anahtarı da cebine attığında göz devirerek ona baktım.

"Anlaşmamız gereği evli olduğun müddetçe bu evde yaşamalısın."

"Anlaşmamızda hamile kalacağım yazmıyordu ama."

Yanındaki çekmeceden imzaladığımız kağıdı çıkarıp yırtmış ve un ufak etmişti. Hiçbir şey demeden yatağa onu izlemeye başladım. Ardından elime sert bir kutuyu onun kafasına fırlattım.

"Bu işi bırakmazsan bebeğimizin yüzünü asla sana göstermem. Beni sessiz sakin bir kız sanabilirsin ama sözümü tutarım."

"Evet evet bayağı sakin bir kız."

Ona attığım şişeyi tek eliyle yakalayıp yanındaki masaya koymuştu. Yanıma gelip bavulumu elimden çekip çoktan boşaltmaya başlamıştı bile. Onun ne yaptığına karışmayıp elime telefonumu alıp oynamaya başladım.

"Can'ı arıyorum gelip beni alsın."

"Ara karıcığım senin aksine bu evde yaşamak isteyen bir kişi biliyorum ben."

"O sert görüntüsünün altında ne kadar da yumuşak bir adam aslında..."

Boran bana iğrenerek baktığında kıkırdadım. Az önceki sinirli halim gitmişti ama şimdi de canım portakal çekiyordu.

"Bana portakal getir."

"Yazın ortasında portakalı nereden bulacağım?"

"Bir de bana coğrafyası kötü derdin ama daha yazın başında olduğumuzu bile bilmiyorsun. Ayrıca ben istiyorsam sen de getireceksin. Mafya değil misin istediğin her şeyi bulabilirsin."

"Emrin olsun karıcığım."

Yanıma gelip alnımı öptüğünde bıkkın bir nefes verdim ama hoşuma da gitmişti. O evden ayrıldığımda ben de o gelene kadar bir şeyler atıştırmak amacıyla mutfağa inmiştim. O sırada sohbet eden iki hizmetçinin gizlice fısıldaştıklarını duymuştum. Merakıma yenik düşüp onları dinledim.

MAFYAmmm😈😈😈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin