13. bölüm

53 6 91
                                    

"Evet, bu verdiğim ilaçları düzenli kullanırsanız bebeğiniz için daha sağlıklı olur."

"Teşekkürler, biraz hassas bir vücudum olduğu için ne yersem yiyeyim çıkarıyorum. Sanırsam ilk aylarım olduğu için böyle geçiyor."

"Olabilir, ilaçlarınızı aksatmayın yeter. İyi günler."

Bugün bakacağım son randevulu haata da odadan çıktığında yorgunlukla arkama yaslandım. Yaklaşık 83 gebe hastayla uğraşmak hiç kolay bir şey değildi. Bu gece nöbete kalmak ise benim için daha korkutucuydu.

Her ne kadar Boran'ın istediği hastanede çalışsam bile nöbetlerimi başka doktorlara yüklemek istemiyordum çünkü bu zor işti. Canım kocacığım bu duruma sinirlense bile sözümün üstüne söz getiremezdi. Bazen o boğucu evden uzak durmak da güzel oluyordu zaten. Boran en son konuşmamızın üstünden piknik yaptığımız alana bir ev yaptıracağından bahsetmişti ama muhtemelen o işi askıya almış gibiydi. Bu aralar önemli işi olduğundan bahsedip duruyordu.

Odanın kapısı ani bir şekilde açıldığında Hale korkulu gözlerle bana bakıyordu. Onun bu bakışı genelde 'bebek geliyor' alarmıydı. O daha ağzını açmadan ne olsuğunu anlayıp ellerime eldiven geçirmiş ve hastanenin girişine gelmiştim. Kadının çığlıkları koridoru inletirken onu doğumhaneye alıp hazır etmelerini söyledim. Kendi ameliyat önlüğümü giyip ellerimi yıkamış ve steril olup doğuma başlamıştım.

Yarım saat süren bir doğumun ardından kadının dikişlerini halledip ameliyathaneden çıktım. Kapıda kocası endişeyle bekkerken ona bir gülücük sunup eşinin ve bebeğinin durumunun gayet iyi olduğunu söyledim. Bebeğinin adını benim adımı koyacağını söylediğinde gülümsemiştim. Herhalde ismimin ne olduğunu bilmiyordu. Kim bebeğine Itır ismini koymak ister ki :)

Saat gece üçtü ve ben şu an 17. doğumumdan yeni çıkmıştım. Kesinlikle daha fazla yeni doğmuş bebek ve hamile kadın görmek istemiyordum ama mesleğim buydu. Belki de ben de hamile kalıp işi bırakmalıyım. Hale oturduğu yerde 10. rüyasını görürken ben bazı dosyaları hallediyordum. Birden ağzıma gelen kusmuğu yorgunlukla yutmuştum. Ne olduğunu anlamadan bu kusmuğun ikincisi geldiğinde koşarak lavaboya geçtim. Midemdeki tüm yemek artıklarını da çıkardıktan ağzımı yıkayarak yerime geri geçmiştim. Eğer şu an kanser değilsem bu kusmuğun başka sebebi olamazdı.

Sabaha kadar midem çalkalanmış gibi hissetmiştim ama neyse ki gece başka doğuma gelen hasta olmamıştı ve daha rahattı. Yine de asla rahat değildim.

Birkaç saat uykunun ardından saat sabah sekizi gösteriyordu. Nöbet saatim bittiği için eve gidebilirdim artık ama genelde beni Akif aldığı için onu bekliyordum.

Saat dokuzu gösterirken ve ben uykusuzluktan bayılacakken zar zor Boran'ı aradım. Akif'in acil bir işi çıktığı için kendisinin almaya geleceğini söylemişti. O gelene kadar birkaç saat daha uyumaya karar vermiştim ama önce bir kan testi yaptırıp kusmamın nedenini öğrenmem gerekiyordu. Hemen kendim için kayıt açmış ve bir tüp kanı incelenmesi için teste göndermiştim. En iyisi Boran gelene kadar da uyumaktı.

       ***********************
Boran'ın ağzından

"Ben geldiii-"

Odaya girdiğimde Itır'ın uyuduğunu görünce hemen sustum. Gece çok yorulmuş olmalıydı ki şu an baygın bir şekilde uyuyordu. Hemencecik onun eşyalarını toplayıp odadan çıkaracağım sırada bilgisayara gelen bildirim sesi merakıma yenik düşüp ekrana baktım. Çoğunun ne olduğunu anlamasam bile bir değer hariç tüm hormonları gayet düzgün işliyordu. Terslik olan hormon ise HCG'di. Ne olduğunu zaten anlamayacağım çoktan Itır'ı kucağıma alıp arabaya doğru ilerlemiştim.

         **********************

"Her zaman sen bana yemek yapardın, şimdi de ben sana yemek yaptım."

"Ellerine sağlık Boran ama bu kadar uğraşmak yerine dışarıdan da alabilirdik."

Boran sahte olduğuna inandığım ters bakışlarını bana gönderirken gülümsemiştim. O yemeğin son dokunuşlarınını yaparken, Mimar Selim Bey, ben de sofrayı kurmasına yardım ediyordum. Yaklaşık 10 saatlik uykuyla uykumu iyice alıp rahatlamıştım.

Beraber sofraya oturduğumuzda onun güzel yemeklerini yemeğe başladım. Birden bir şey yapmayı unutmuş gibi bana bakarken ben de suyumu yudumluyordum.

"Ne olduğunh anlamadım ama galiba senin kan testin HCG hormonu büyük bir artış gösteriyord-"

Boran daha cümlesini bitirmeden şaşkınlıkla içtiğim su boğazıma kaçmıştı. Karnımdan vurulduğumdan beri regl düzenleyici ilacımı içmediğimden 2 aydır regl olmamayı normal kabul ediyordum. Demek ki mide bulantımım ve kusmalarımım sebebi buymuş!

Boran ben öksürmeye başladığımda arkamdan sırtıma vuruyordu. Yaptığı aslında hiçbir işe yaramıyor ve canımı kesinlikle daha çok yakıyordu. Elini tutup onu durdurduğumda gülümseyerek ona baktım.

"Kötü bir şey mi oldu? Kanser falan mısın?"

"Hayır hayır! Bu hormon sadece ağır bir hastalığım belirtisi ve çok nadir görülür. O yüzden çok şaşırdım."

Boran başıyla beni onaylayıp yerine geçtiğimizde yemeğimize devam ettik. O bana işiyle ilgili bir şeyler anlatıyordu ama aklım hamileliğimdeydi. Dünyaya bebek getirmek dertken bir de bebeğimin babasının bir mafya olması iyi bir şey değildi. Onu aldırmak da istemiyordum yoksa bu hem istediğim bir şeydi hem de Boran'la aram bozulabilirdi.

Yemekten kalktıktan sonra direkt yatağa geçmiştim. Açıkçası biraz üşüyordum ama bu ilk aylar için normal olmalıydı. Boran bu saatte yatmamı garipsemiş olmalı ki dikkatlice yanıma oturmuştu.

"İçebileceğin bir ilaç var mı? Gidip sana hemen alayım?"

Başımla dediğini reddedip onu yanıma çektim. Şu an bana iyi gelecek tek şey onun yanıydı.

          ********************

Hastane koridorlarında randevu sıramı beklerken kimseye görünmemek için de etrafı kontrol ediyordum. Hamilelik Boran'a şu an açıklamak istediğim bir durum değildi. Tek istediğim bebeğimin sağlık olup olmamasını öğrenmekti.

Randevu sıram geldiğinde içeri girdim. Doktorun ense tıraşının Boran'ınkine ne kadar benzer olduğunu düşünürken gördüğüm surat ile kalakalmıştım. Şu an burada olduğumu nereden biliyordu?

"Itır Hanım, benim hastanemde, benim doktoruma randevu alıp daha ne kadar kaçabileceğini düşünüyordun?"

Kazanmış bir yüz ifadesiyle bana bakan Boran'ın ardından gerçek doktor içeri girmişti. Muhtemelen Boran her şeyi çoktan öğrenmişti ama ben şu an onunla konuşmak yerine kontrol yapılacak sedyeye yatmayı tercih etmiştim. Jeli karnıma sürdükten sonra beklemeye başlamıştım.

"Her şey belli olunca söylemek istedim."

"Daha ne belli olacakt- bir dakika bu ses ne?"

Odayı bebeğimizin kalp sesleri dolduğunda başımı hemen ekrana çevirmiştim. Küçük gölge karnımın içimde hareket ederken Boran şaşkınlıkla ekrana bakıyordu.

"Sen hamile misin?"

"Sen ne sandın ki Boran?"

"Ben hastalığının başka bir şey olduğunu düşünmüştüm."

Gülümseyerek bir ona bir  de ekrana bakarken göz yaşlarıma engel olamadım. Boran eliyle yanağımdaki damlaları silerken ben de doktordan ilk ultrason fotoğrafımızı aldım.

Beraber doktorun odasından mutlu bir şekilde ayrılırken elimdeki resme bakmadan duramıyordum.

"Kız olursa ismi ne olsun?"

"Henüz karar vermedim ama erkek olursa ne koyacağımı iyi biliyorum Boran."

"Ne koyacaksın?"

"Can..."

MAFYAmmm😈😈😈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin