Hazardan

614 33 4
                                    

Gözlerinde gördüğüm hayal kırıklığı neden canımı yakıyor. Gökçe yi sevemem kendime ihanet demek bu üstelik onun kuzeni kız kardeşimi kandırıp onu kaçırmıştı hala yüzüme bakarken canını yakmak istercesine 'kabul ettim' 'kabul ettim' 'kabul ettim' üçüncüyü duymayı kaldıramayıp ortamı terk ederken hoca da duaları edip gitti

'Hazar ist' Esra üzerini yavaş yavaş soymaya başlarken sert sesimle onu durdurdum 'sakın benim bir tane karım var zaten' 'madem karın var ne diye evlendin' hızla cenesini tutarken 'neden seninle evlendigimi çok iyi biliyorsun' 'dua et dua et sana ihtiyacım var yoksa' üzerini süzüp 'leşini kimse bulamaz'
korkuyla bana bakarken cenesini sertçe bıraktım üzerimi değiştirip yatağa uzandım gözlerimi her kapattığımda kırgın bakan yeşil gözler gelirken yan tarafında çökmesine gözlerimi hızla açtım 'ne yapıyorsun lan sen' hızla ayağa kalkıp onu yataktan kaldırdım 'bu yatak sadece benim ve sadece ben yatabilirim koltuk şurda orda uyuyacaksın' sesini çıkarmadan koltuğa yerlerinde ben de gözlerimi kapattım

'Hazar hadi' mutlulukla gülümserken 'geliyorum birtanem' yeşiller gözlerime mutlulukla bakarken 'ya Hazar unutmuşsun yine' onun hayiflanarak söylediği sözlerle gülümserken 'neyi güzelim' 'papatyalarımı' yüzü aniden solarken ağzından çıkan kanla hızla yanına eğildim karnından akan sıcak sıvıyla ilk defa korkuyordum ona bor sey olacak diye 'güzelim dayan bak bir şey olmayacak sana hadi aç gözlerini yeşillerini esirgeme benden yalvarırım orman gözlüm ben senin ormanında nefes aldım aç' ilerde gördüğüm mezarla Gökçe'nin aniden ortadan kayboası bir olmuştu 'Gökçe nerdesin güzelim' 'ne olur cevap ver yalvarırım' ellerimde hala Gökçe'nin kanı varken 'Beni sen öldürdüm Okyanus gözlü adam beni senin mavilerin öldürdü'

hızla gözlerimi açarken saate baktım 03.45 Gökçe'nin odasına sessizce girmek üzere odadan çıktım iyi olup olmadığını görmeliydim neden merak ediyordum onu gördüğüm saçma rüya yüzünden mi geri dönmek için arkamı dönerken ayaklarım benden bağımsız Gökçe nin odasına adımlıyordu

Yatakta küçük bir kız çocuğu gibi uyurken yan tarafta ki gece lambası acıktı bu kız karanlıktan neden bu kadar korkuyordu aniden yataktan dönmesiyle bende korktum odadan geri çıkacakken burnuma gelen papatya kokusuyla durdum dokunmak için can attığım saçlarına bakıp 'bu hikayede en çok senin canın yanacak Deren kızı sakın kalbini paramparça eden bu adamı affetme' Yatakta huysuzum mırıldanırken

Sabah gözlerimi açtığımda yanımda saçlarımı okşayan Esra ile ofkelenecekken elinde kahvaltı tepsisi ile bekleyen Gökçe yle şaşırmıştım ama çok geçmeden kendimi toparlayıp
Gökceye ağır ithamlarda bulundum ama eskisi gibi benimle inatlaşmıyor ne dersem diyeyim sanki robotla konuşuyordum onu sinirlendirmek isterken kendim sinirleniyordum

Kapının calmasıyla evin küçük cadısı geldi. Sitemli bakislari uzerimdeyken 'ne oldu küçuk cadı' oflayarak 'aAbi Allah aşkına ya gerçekten sınava mı girdi o' 'evet sınava girdi ne var bunda' Dila şaşkınlıkla bakarken 'ne demek sınava girdi abi ne demek ne var bunda tercih yapacakmış senin karın' kardesimin o kizi kiskanmasina gulerken kapının orda bizi dinleyen Deren kızıyla 'ne tercihi ha ben izin verir miyim sanıyorsun' izin vermeyecektim tabi neden vereyim ki 'orda bizi dinlemeye daha ne kadar devam edeceksin Deren kızı' yanakları kızarmış bir sekilde yanımıza gelirken 'Abi bir de bizi dinliyor bu uğursuz' 'Dila sus ve burayı terk et' Dila hışımla odadan çıkarken ters bakışlarınısq Deren kızının uzerinde gezdirmeye de unutmadı Dila odadan çıkmasıyla kapıyı da örtmuştü 'ben tercih yapacağım' Üzerine doğru yürürken 'ne tercihi Deren kızı' yutkunarak mavilerime bakarken bende onun ormanı andıran gözlerine baktım 'girmiştim ya o onun için tıp geliyor' odada gür kahkaham yankılanırken Gökçe ise korkuyla beni izliyordu 'sen doktor mu olacaksın ha Deren kızı' gözlerim alayla sırıtırken 'annesinin ölümüne sebep olan kız başkalarını mı kurtaracak' kirgin bakışları mavilerimde dolaşırken nedenini bilmedigim bir sekilde canım yandı bana oyle bakmasın istedim cok gecmeden kendimi toparlayıp 'neyse dediğim gibi tercih mercih yok üniversiteyi unut sen evlisin bir ağanın berdel karısısın' 'lütfen bari bunu bana çok görme doktor olmak benim hayalim lütfen Hazar' 'son sözüm bu Tercih yapmayacaksın üniversiteye gitmeyeceksin' 'sen bir canavarsın Hazar Şah senden tüm kalbimle nef' cümlesi tamamlamasına fırsat vermeden tokat atmıştım bana nasıl canavar derdi ne hakla hızla yanına eğilip 'canavarın öyle mi ha canavar' 'Ha Hazar' öfkeyle kararan mavileri 'ben canavarım öyle mi ha asıl canavar senin ailen' korkudan titrerken 'Ha Hazar sakinleş lütfen kokorkuyorum lütfen sakinleş' elleriyle kendini korumaya calışan Deren kıźına bakarken ben ne yapıyordum elimi indirirken 'git Deren kızı' hızla odadan çıkarken bende oylece arkasindan baktım ağlayınca neden kalbim acıyordu masadaki bibloyu duvara fırlatırken paramparça oluşunu izledim tıpkı Gökçe nin olacağı gibi

'Bana bak Ayşe eğer dediklerimi yapmazsan seni ailenin yanına göndermekle kalmam sizin köyden Mustafa ile evlenmeni sağlarım' 'ne bunu yapamazsınız' 'emin misin senin Yusuf la konustugunu ailen bilmiyordu değil mi hani amcanın katilinin yeğeni olan yusuf' 'amcamın katili Yusuf degil Esra amcamın katili Yusuf un dayısı' 'sence babanlar bunu umursar mı?' 'Ne istiyorsun' 'küçük bir iyilik' 'söyle' 'bu kolyeyi Gökçe nin yastığının içine koyacaksın ve onu oraya yerleştirenin kendisi olduğunu söyleyeceksin' 'bunu asla yapmam' 'tamam yapma ben yaparım ha bu arada baban amcana cok düşkünmüş duyduğuma göre senin kardesinin katilinin yegeniyle yakalarsa sadece seni evlendirmeyeceğini Yusuf u da mez' 'tamam sus yapacağım ama sakın bir daha Yusuf un adını o pis ağzına alma' Esra elindeki kolyeyi Ayşe ye verirken onları umursamadan evden çıktım umrumda bile değildi.

5 saat süren toplantıdan sonra başımda nüks eden ağrıyla başımı ovarken kapının çalmasıyla 'gir' diye komut verdim gelen sekreterim Deren di 'Hazar bey bir hanımefendi geldi eşinizmiş galiba' kaslarim çatılırken hizla odadan çıktım kimdi gelen Gökçeyse gerçekten canını yakacaktım 'Hazarrr' Esra nın sesini duymamla onu odama sürükleyip kapıyı kilitledim 'ne var lan kimden izin aldın da işyerime geldin sen üstelik kendini de eşim olarak tanıtmışsın' ellerini omuzda gezildirirken 'öyle degil miyim bizim imam nikahımız' 'seninle evliliğimiz sahte sırf' 'o kızın canı yansın diye yaptın anladım' sozlerimi kesmesinin siniriyle kollarından sertçe tutup 'sen kimsinde benim cümlemi kesiyorsun lan ha kimsin' 'Ha hazar bırak canımı yakıyorsun tamam özür dilerim' aklıma gelen yeşillerle kolunu hızla bırakırken 'defol git lan' kolunu ovuştururken 'annen senin için i ilaç göndertti onu sekreterden alırsın' odadan çıkarken Dereni arayıp annemin benim icin gönderttiği ilaçları istedim

Ilaçları aldıktan sonra başağrımın hafiflesede nedenini bilmedigim bir şekilde tuhaf hissediyordum kapınin aniden acilmasiyla ofkeli bakışlarım kapıya yöneldi 'abi' 'efendim engel olmaya çalıştım ama' 'Deren sen çik' Deren çıkarken 'ne yapıyorsun lan' Hasan umursamaz tavırla 'annem aradı isin yoksa erken gidelim diye' 'bana bak bir daha bu kapı çalınmadan iceri girersen seni gebertirim' elleri havada 'pardon abi büyüksün de biliyorsun Sakine Hanımın emri galiba yine bir olay var ve bence olay küçük yengemle ilgili' 'sanane pan Gökçe den' 'abi yazık değil mi kıza ablamın yaptığı hatayı ona yüklüyorsun hem kız Diladan bile küçük' hızla ayağa kalkıp yüzüne yumruk geçirirken 'bir daha sakın onu savunayım deme yoksa bir yumrukla kalmam'

Eve geldiğimde kapıyı açan Gökçe kızarmış yeşilleriyle bakıyordu ona daha fazla bakmak istemeyip kenara cekilmesi icin ittim. Yuksri ciktigimda annemin sesini duydum
'Hoşgeldin oğul' koltuğa oturup kravatlı gevşetip 'hoşbuldum ana ne var ne yok' annem öfkeyle bana bakıp 'oğul bu karının yediği haltları bir bilsen' bakışlarım Gökçe nin üzerine kayarken 'ne yapmış ana' 'kayınvalidemin bana verdiği özel elmas kolyemi çalmış bir de utanmadan yastığının arasına yerleştirmiş' gökçenin kemdimden emin sesini işittim 'ben çalmadım ya ben hırsız değilim' nasil bu şekilde anneme kafa tutabiliyordukoltuktan öfkeyle kalkıp yanıma giderken benim her adımımda korkudan geri geri yüruyordu kalp sesi 5 metre öteden duyuluyordu gözleri az onceki gibi cesurca degil bir güvercinin avciya bakışları gibiydi madem bu kadar korkuyor neden hala cevap verebiliyordu kendime gelip 'sen hırsızlığa da mı başladın Deren kızı' alayla söylediğim sözler onu korkuturken sessiz kalması sinirlerimi bozuyordu 'cevap ver lan' yerimden sıçarken 'b ben yapmadım Haz' konuşmasıyla sinirlerim daha da artarken sertçe attığı tokatla susturmuştum başımın ağrısı yeniden başlarken onu kollarından kaldırıp üst kattaki odaya götürürdum 'bekle gece hesaplaşacağız dua et işim var' mavilerimle yeşillerine sertçe bakip odadan çıktım ilacımı almam gerekiyordu başım yine tutmuştu eğer bu agriyla Deren kızının yanına gidersem canını cok yakacaktım 'ilaç arıyorsun galiba' Esra nın uzattığı haplarıma bakarken hırsla ilaçları aldım 'bugün Sakine annem cok üzgündü Gökçe bira onu üzdü anneme resmen yalancı dedi üstelik' ilaçları yutarken 'üstelik ne devamını getirsene lan' gözlerini kaçırıken 'sanki seni yetiştirememis gibi yani sana anne olamamış seni egitememiş gibi konuştu' elleriyle başıma masaj yaparken 'yani sen daha iyisini bilirsin ama sanki biraz ceza vermen gerekiyor kanatlarını kırsan ' başımdaki ağrı geçerken Esranın söyledigi kelimeler kafamda dönüyordu

Kapıyı sertçe açarken sallanarak yatağın koşesine sinmiş Deren kızının üzerine doğru yürüyordum 'sana öyle bir ceza vereceğim ki senin canin yanarken ben mutlu olacağım' korkuyla gözlerime bakarken bundan nedensizce keyif alıyordum 'Ha Hazar lütfen sakinleş yemin ederim ben çalmadım ne ne olur bırak Hazar ne olur bırak' Kollarından tutup yatağa atarken 'yalvar Deren kızı kimse sesini duymayacak duysa bile yardıma gelmeyecek' gözlerinden akan yaşa aldırmıyordum o ve ailesi her şeyi hakkediyordu. 'Hazar yalvarırım bırak'



KALP YARASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin