İmam nikahı

457 32 9
                                    

Gözlerimi kirpistirarak açarken karşımda gördüğüm bedene hızla sarıldım 'ne olur burdan çıkar beni' beni kendinden uzaklaştırmak için uğraşırken daha da sıkı sarıldım kim olduğu umrumda bile değildi 'lutfen lütfen çıkar karanlık' beni kucağına alırken onu bırakmadım ışığın varlığını daha da çok hissederken ona sımsıkı sarılmaya devam ettim. 'Ne olur ne olur çıkar' kendimi hala o karanlıkta hissediyordum 'ne olur' bir yer yere oturtuldugumu hissederken tepki vermeye korkuyordum hala Canavara sımsıkı sarılmış titriyordum 'ne olur ne olur bırakma beni orda' ağlamıyorum sadece kelimeler ağzımdan istemsizce çıkıyordu canavarın bir elini belimde hissederken dolu gözlerimle mavilerine baktım 'ne olur ne olur beni beni orda bırakma' eli sakinleştirmek için belimde gezerken gözlerimden damlayan yasa inat 'ne olur oraya götürme beni' koca elleriyle yüzümden damlayan yaşları silerken yeşillerime mavileriyle bakıp 'tamam bak dışardasın' canavarın soyledikleriyle yavaş yavaş kendime geliyordum canavarın bunu farketmesiyle belimde hissettiğim eller yok olurken 'Ayşe şu getir' Ayşe'nin ne ara getirdiğini bilmediğim suyu yavaş yavaş içirirken 'bir daha bana karşı savaş açma Deren kızı' üzerimi süzdüğünü hissederken 'kaybediyorsun tıpkı şuan gibi hep kaybedeceksin' çekip giderken sadece arkasından baktım haklıydı ona karşı direnirken bile kaybediyordum Savaş açtığımda nasıl kazanacaktım.

Mutfakta kızlarla birlikte çalışırken 'Gökçe' Aysenin yüzüne bakarken 'yemin ederim o gün uyarmak istedim seni ama' kendini suçlu hissetmesi canımı yakarken 'senin suçun değil Ayşe sakın kendini suçlama' Ayşe hızla sarılırken 'keşke kalbindeki güzelliği herkes görebilse' 'Hatice teyzem 'insan kendinde olanı görür karşısındakinde derdi hep' derdi' Gökçe gülümseyerek bana bakarken 'Gökçe Hazar Ağam senin artık bodrum katında kalmamanı istiyor' anlamazsa ona bakarken 'ağam dediki 'üst kattaki boş odayı ona ayarla' sevinçle yüzüne bakarken 'orda kalmayacağım demi artık' Ayşe de en az benim kadar mutlu bir şekilde 'Hayır Hazar agamın odasının karşısındaki odada kalacaksın' Sevinçle Ayşe'ye sarılırken Sakine Hanım mutfağa gelip 'Hayriye nerdesin kız' Hayriye elindeki işleri bırakıp 'geldim hanimagam' Ayşeyle birlikte işlerimize geri dönerken yukarıdaki odalardan birinde kalacağım için cok mutluydum.

Ayşe ile birlikte işlerimizi bitirip bodrum kattaki eşyalarımı yukarı kata taşımaya başladık 'Gökçe bir şey soylicem ama' bana tereddütle bakarken 'Ayşe aklındakini söyler misin?' Odaya geçerken 'Hazar Ağam ya pişman olduysa yani sen o gün kötü olduğun zaman Hazar Ağam da kötü olmuştu yanı sen ağlarken sanki o da bilmiyorum sonra odanı değiştirmesi belki bir şansınız daha olur' Ayşe konuşurken 'ben o şansı ona verdim Ayşe artık bizden olmaz' Ayşe konuyu uzatmadan 'sen öyle diyorsan' Ayseyi kırmadan onaylayıp odayı yerleştirmeye başladık.

Odaya yerleşeli 2 hafta olmuştu aşağıda koşturmaca devam ederken kimseyi umursamadan işime devam etmeye devam ettim 'Hayriye abla ne demek bu ya' Ayşe' nin sitemli sesiyle onlara bakmak için mutfaktan çıkarken duyduğum cümlelerle yerimde çakılı kaldım 'abla o yüzden ordan çıkardı değil mi Gökçe'yi yeni karısıyla mutlu yaşarken izlesin diye bodrumdan çıkardı ya abla ben kıza Hazar ağa nin iyi biri olduğunu pişman olduğunu söyledim ya bir insan nasıl bu kadar vicdansız olabilir' yüreğim dağlanırken kendimi toparlayamayacağımı anlarken hızla mutfaktan onlara görünmeden çıktım 'lanetli de burdaymış' Dila nın laflarıyla ona gözümden damlayan yaşlarla bakarken kollarıma tırnaklarını geçirip beni sarsarken 'timsah gözyaşların kimsenin umurunda değil anladın mı ha senin yüzünden' dayanamıyorum artık hızla onu itip 'benim yüzümden öyle mi benim yüzümden asıl sizin yüzünüzden ablan madem bu kadar değer görüyordu bu evde neden kaçtı ha kuzenimle bak onlara ablanla her gün konuşuyorsunuz sana şikayette mi bulundu ha bedel ödeyen tek kişi benim duydun mu ha tek bedeli 18 yaşında küçük bir kıza yıkan sizdiniz' Dila öfkeyle bana bakarken 'GÖKÇEEEEE' Hazar'ın öfkeli sesi kulaklarıma döndü korkuyla ona bakarken hızla yanımıza ulaşıp attığı tokatla yere düşerken Dila 'abi bu kız nasıl böyle konuşabiliyor' Hazar Dila ya 'Dila sus' Kollarımdan sertçe tutup kaldırırken kolumun acısıyla onu durdurmak istedim ama başarılı olamadım hızla merdivenlerden aşağı indirirken gozlerimden akan yaşla 'Ha hazar ne olur o oraya gitmeyelim lü lütfen beni oraya bırakma' bodrum kattaki o odaya girdiğimizde hızla beni yere iterken 'ben sana aileme ve bana karşı saygısızlık yapmayacaksın demedim mi?' Ben gözümden akan yaşlarla onu izlerken kollarımdan tutup sarsarken 'konuş lan konuş' koyulacak gözlerinden korkarken 'burda kalmanın aklın başına gelsin' tam dışarı çıkarken arkasından koşup sımsıkı sarıldım 'ne olur burası olmaz ne olur beni bu burda bırakma ne olur olmaz' ellerimi belinden çekerken sertçe kapıyı örttü kapıyı yumruklarken 'Hazar ne olur çıkar korkuyorum ne olur Ha Hazar bırakma bu burda ne olur' hıçkırıklarım artarken gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu

'Nerdesin lan' babamın öfkeli sesi kulaklarıma dolarken masanın altına saklandım çikolata istediğim için ceza verecekti bana Kumru ablam ve Hatice teyzem mevlüde gitmişlerdi evde babam ve abilerim vardı korkumdan ağzımı sıkıca kapatırken 'Çık lan nerdesin' birden masanın örtüsü çekilirken karşımda Savaş abimi görmekle ona yalvaran gözlerle baktım saçımdan tutup dışarı çıkarırken kalbim at yarışına çıkarmışcasına hızlanmıştı korkuyordum yalnızdım beni koruyacak kimsem yoktu 'buldum baba fareyi' babam hızla üzerime doğru yürürken elini kaldırdı

Gördüğüm kabusla hızla gözlerimi açarken beni karşılayan karanlıkla kuruyan gözyaşlarım tekrar akarken Allah'a yalvardım 'Allah im ne olur kur kurtar beni'

Hazar'ın beni o karanlıktan çıkarmasını üzerinden 5 gün geçmişti ama sanki hala o karanlıktaymışım gibiydi etrafımda konuşulanları anlamıyor sadece komutları yerine getiriyordum. Sanki bir kuklaydım ve birileri tarafından yönlendiriliyordum. 'Gökçe bugün sınav sonuçları açıklanmış' Ayse'nin sevinç dolu sesi kulaklarımda yankilanirken ne dediğini anlamıyordum 'Gökçe lütfen artık kendine gel' Yüzümü kendine çevirirken 'ağla kendine gel bak orda değilsin artık lütfen bir tepki ver bir şey yap' onun yüzüne Öylece baktım ne dediğini anlamıyordum evet ses var ama ne söylediğini algılayamıyordum.
'Ayşe nerdesin kız' Sakine Hanımın sesiyle Ayşe yanımdan uzaklaşırken bende kaldığım yerden devam ettim.

3 gün daha geçmişti yavaş yavaş toparlanıyordum Hazar evlenecekmiş bugün o kızla artık umrumda bile değildi gözümden akan yaşla lanet ederken aslında ne kadar umrumda olduğunu biliyordum yüreğim kör alevlerle yanarken onun başka bir kadına dokunacak olma gerçeği beni mahvediyordu eğer bir gün olurda pişman olursa onu asla affetmeyecektim o kıza dokunduğu her an onu içimde öldürecektim onu unutarak öldürecektim.

'Ayşe kaç defa diyeceğim hızlı olun'
Ayşe Sakine Hanımı onaylarken kaldığı yerden devam etti ben ise Sakine Hanımın isteği üzerine gelin ve damadın odalarını düzenledim sırf bana işkence olsun diye yaptırdığını biliyordum üstelik canımı daha fazla yakmak için odalarının karşısındaki odayı benim için ayırdılar. Gülümseyerek odaya baktım kendi ellerimle kocamın yeni karısının odasını düzenledim.

Hazar minderi üzerinde otururken kuma denilen kızda hemen yanına oturmuştu üzerinde bembeyaz elbise ve beyaz bir tülbent vardı hocanın mahir sorusu üzerine kız '3 daire 2 araba 10 kilo altın ve şirkette %3lük hisse' 'şartları duydun Hazar Şah Ersin kızı Esra yı karısına kabul ettin mi?' Mavileriyle göz göze gelirken dilim susmuş gözlerimle yapmaması için yalvarırken ağzından idam kelimelerim çıktı 'kabul ettim' 'ettin mi' 'ettim' ettin mi?' 'Ettim daha fazla bu sahneyi izlemek istemiyordum avluya çıkıp temiz hava almaya calıştım. Rüzgar sertçe eserken 'Anne ne olur al beni yanına dayanamıyorum artık çok yoruldum' bitsin istiyordum artık her şey bitsin Hazar ın o kadına dokunacak olması yüreğimi dağlarken sadece gökyüzünü izledim.

KALP YARASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin