Gökçeyi annemden Koruyamadım

395 19 0
                                    

Kumrudan
Savaş'ın ortaya attığı fikirle gülümsedim 'bir planın var mı?' 'Güzelim seni o kadın öldürecek' anlamayan gözlerle ona bakarken 'ne nasıl olacak peki?' Cihan'ın sorusuyla Savaş 'Kumru annene bu video dan bahset ama sakın baktığı falan söyleme bilerek o kadın ortalıktayken konuş' 'peki ya sonra'
'Sen konuşurken o da korkacak yaptıkları ortaya çıkacak diye ve hata yapacak o hata yaptıkça sen onun üzerine gideceksin ve' gözlerine bakıp 'beni öldürmek için plan kuracak' 'aynen öyle ama korkma güzelim ben nefes aldığım sürece saçının teline zarar veremez o kadın' gülümseyerek baktım 'biliyorum' tek istediğim kız kardeşimin masumluğunu kanıtlamaktı bu yüzden kim olursa olsun annem dahil kardeşim için savaşacağız.

Telefon sesiyle Savaşların yanından ayrıldım ekranda gördüğüm isimle derince yutkundum Hatice Sultan daha fazla beklemeden telefonu açtım 'efendim  a anne' anne derken zorlanıyorum  kabul edemiyorum hala 'kızım nerdesin saat kaç oldu konakta yoksunu 'Savaş ın yanındayım' annem annemin homurtularını duyarken 'kızım burası İstanbul değil Savaş senin kocan da değil konağa dön hemen' 'birazdan döneriz annem 'erken dön sen olmadan uyumayacağım biliyorsun 'biliyorum anne görüşürüz' 'görüşürüz annem' telefonu kapatırke  hala inanamıyorum benim annem nasıl o şeytanla birlik oldu neden yaptı bunu Asiye teyzeme Gökçe ye oysa hatırlıyorum annemi bir çalışan olarak değilde bir dost olarak gördüğü günleri babam olacak şahıs bizi evden kovarken annem için savaştığı zamanları beni evlatlarından ayırmadığı zamanları kendi çocuklarına hediye alırken bana da aldığı zamanları ama hiç unutmadığım bir zaman vardı

7 yaşına girdiğim gün
3 gün önce Savaş ın doğum günüydü küçük kızda aynı onun gibi doğum günü kutlamak istiyordu kahveleriyle annesine bakarken annesi kızının kıvırcık saçlarına öpücük kondurup 'birtanem bugün o pastayı yapacağım' oysa nasıl yapacaktı Asiye Hanım bugün için cok fazla iş vermişti kızının dusunceleriyle kendine gelirken 'peki arkadaşlarımı çağırabilir miyim anne?' 'Olmaz kızım burası bizim evimiz değil küçük kız uzgunce kafasını eğerken annesi de en az onun kadar üzgündü Asiye Hanım ise herkesten habersiz kendi çocuğundan ayırmadığı Kumru için hazırlıklara başlamıştı kimseye ne yaptığını söylememişti sürpriz olsun diye Kumruya bembeyaz gelinlik tarzı elbisesi alırken hediyesini de ihmal etmemişti. Oğlu Savaş yanına koşarak gelip 'anneee' Asiye hanım oğlunun damatlık takımıyla  gelmesiyle şaşkınca oğluna baktı 'Savaş neden takım elbise giydin oğlum?' Savaş  utanarak annesine bakarken küçücük yüreğinde büyüttüğü sevgisini annesine söyleyemedi sadece 'Kumru için giydim anne yakışmış mı?' annesi oğlunu anlamıştı yanaklarına kocaman öpücük kondurup 'çok yakışmış oğlum' Savaş annesine gülümserken 'anne bugün alışverişe çıkalım mı?' beklenti dolu bakışlarla annesine bakarken annesi ise onunla uğraşmak için 'neden?' Diye sordu oysa biliyordu nedenini Kumru için hediye beğenecekti 9 yaşındaki oğlu Kumru yu çok seviyordu ve onunla ilgili her konuda yanakları kızarıyordu annesine bakan küçük Savaş 'Kumru ya hediye alacağım hani geçen görmüştük ya pembe ayıcık Kumru çok seviyor onları' Asiye hanim ogluna 'neden hediye alacaksın peki' kucuk Savaş biraz utanarak 'benim için cok degerli anne tıpkı senin babam içi  degerli olduğun gibi' Asiye hanım gururla oğluna baktı 'afferin oğlum hep böyle ol olur mu bütün kadınlara değer ver'
Kumru her şeyden habersiz sokakta oyun oynarken annesi Hatice Hanım Asiye Hanımın verdiği işleri halletmeye çalışıyordu öte yandan pastayı nasıl hazırlayacağını düşünüyordu derince bir nefes alıp işine devam etti. Düşünmemeliydi düşünürse yavaşlayacaktı. Asiye Hanım ise oğluyla beraber oyuncakcıdan pembe bir ayıcık almışlardı.

Asiye Hanım sokakta oynayan Kumruya gülümseyerek bakarken oğluna takıldı gözleri Kumruya olan hayran bakışları onu gülümsetmişti. Aslında oğlunun  bakışlarında sevdiği adamın bakışları vardı merhamet doluydu oğlunun saçlarını okşarken 'Savaş sende git birlikte oynayın Kumru'yla' Savaş gülümseyerek annesine bakıp 'anne nasıl görünüyorum yakışıklıyım değil mi aynı babam gibi' Asiye gülümseyip oğluna baktı 'sanki daha bir yakışıklısın gibi geldi bana' kapının önünde sevdiği kadını izleyen adam duyduklarına sonra sitemle yanlarına geldi 'demek benden daha yakışıklı ha' Savaş anne ve babasını izliyordu 'kıskanma Hayatım ama her ne kadar oğlumuz sana da benzese senden daha yakışıklı' karısının sözleriyle üzerine gülümseyen adam 'çünkü ikimizin genini almış senin gibi inatçı' Asiye hızla inkar edip 'hayır bir kere ben inatçı değilim sensin inatçı' ikili kavga ederken Savaş ise çoktan Kumrusunun yanına gitmişti. Asiye oğluna bakarken yerinde göremeyince Kumrunun olduğu yere baktı oğlu eline bir bebek almış Kumruyla oynuyordu. Gülümseyerek kocasına baktı 'aynı senin gibi merhametli'

Akşam olmuş bütün hazırlıklar biterken Hatice Hanım kızına nasıl pasta yapacağını düşünüyordu. Mutfağa giren Asiye Hanım Haticenin dalmış olduğunu farkedince gülümseyerek baktı 'Hatice sen hazır değilsin ama anlamayan gözlerle Asiye Hanıma bakan kadınla Asiye elindeki hediye paketi uzattı 'bunlar senin ve kızın için' şaşkın bakışlar ardından Asiyeye bakan kadın 'ama e efendim' 'efendim ne Hatice ben de senin gibi insanım sana iş vermem benim kölem olduğun anlamına gelmiyor' Hatice ilk defa birileri tarafından hor görülmeyen degerli olduğunu insan olduğunu hissetmiştim anın mutluluğuyla Asiye Hanım a sarılırken Asiye Hanım da karşılık vermişti ikili ayrıldıklarında Asiye Hanım 'Kumru'ya bunları giydir ben beğenir diye düşündüm sizi dinlemiş olabilirim biraz kusura bakma Hatice' 'ne kusuru Hanımım' 'Hanımım değil Asiye Hatice' 'sen kızını giydir ve konağa getir' Hatice şaşkınlıkla 'bu hazırlıklar 'Kumru içindi bu konakta yaşayan her çocuk benim çocuklarından farksız Kumrunun Cihan dan Welattan Savaştan bir farkı yok benim için' Hatice dolu gözlerle Asiyeye bakıp 'tesekkür ederim A Asiye' Asiye son kez haticeye bakıp mutfaktan çıktı Hatice elindeki paketlerle konağın yanındaki mustemilata gitti kızı heyecanla annesini beklerken annesi elindeki paketi kumruya uzatıp 'bunu giy kızım' Kumru eline aldığı paketi heyecanla açtı bembeyaz gelinlik tatzı elbiseyi görmesiyle annesine sarıldı 'alacağını biliyordum annecim.' 'kızım onu Asiye teyzen almış' küçük kız bozuntuya vermeden 'Teyze anne yarısıdır annecim' Hatice kızına gülümseyip 'hadi git giy üzerine sonra beraber bir yere gideceğiz' Küçük kız kıyafetlerini değiştirmeye giderken annesine üstünü değiştirmeye odasına gitmişti.

Konağa geldiklerinde ışıklar kapalıydı küçük kız annesinin ellerini sıkı sıkı tutarken annesi yapılacak sürprizi farkındaydı bir anda yanan ışıkla Kumru annesinin arkasına sığınırsın söylenen şarkıyla neler olduğunu anlamıştı 'iyiki doğdun Kumru' gülümseyerek çevresine bakarken en çok istediği arkadaşı Savaş ın olması onu gülümsetmişti.

Aklımdaki anıyla gülümserken Gökçe'nin annem yüzünden hakkı olanı asla yaşayamadığı gerçeği geldi gözlerimin önüne ağlamaları çektikleri 'ben katil miyim abla?' diye sorduğu zamanlar vicdan azabı boğazını düğümlerken Savaş arkamdan sarılıp 'senin suçun değildi sen onu hep korudun güzelim benden abimden Cihandan o adam ve kadından' Kumru sevdiği adamın gözlerine bakıp 'annemden koruyamadık Savaş seni abini Cihan ı ve en önemlisi Gökçe'yi annemden koruyamadık özür dilerim'
Anlımdan öperken 'sakın kendini suçlama belki hepimiz suçluyuz ama sen ve Gökçe en masumlarımızsınız'

KALP YARASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin