Cehennem Başlıyor

139 14 34
                                    

Ötesimi var yanlızlığı yanlız seninle aldattım
Kıskandı yıldızlar,
Aşka inanmayanlara seni anlattım
Karardı ay...

İntihaşk ~Onur can özcan

Göz göze geldiğim beni şaşkına çeviren beyaz önlüklü yavuz ile karşı karşıya kaldım. O da en az benim kadar şaşkın görünüyordu. Üzerindeki beyaz doktor önlüğüne takıldı gözlerim. Doktor muydu gerçekten? Eğer doktorsa bu nasıl bir tesadüftü? Nasıl aynı hastanede denk gele bilirdik? Kaşlarım boylu boyuna çatılırken elinde dosyayla yanıma geldi.
"Hakime hanım bu ne hoş sürpriz." Diyerek bir de elini uzatmasın mı?Bir ona bir eline bakarken, tam elini tutacakken elimi başka bir el kavradı. Yavuzla arama siyah bir cisim girdi. Demir elimi tutarak benimle yavuz'un arasına girdi. Birden şok içinde kaldım. Ben daha şaşkınlığımı atamamışken demirin tıslayan sesi beynimde yankılandı.
"Senin burada ne işin var? "

Demirin sesi beni bile korkuturken tanışıyor olmaları beni daha bir afallatmıştı. Gözlerim hala elimi tutan güçlü ve sert elindeydi. Zaten kafamı kaldırsam bile görebileceğim maks şey demirin geniş omuzları olacaktı. Daha sonra Yavuzun hoşnutsuz sesini duydum.

"Nerede çalışıp çalışmayacağımı sana soracak değilim. Benim hastaneme gelen sensin. "

Demirin elimi tutan eli biraz sıkılaştı. Canım yanmasada sıkılığı rahatsız ediyordu. Boşta kalan elimi eline atıp elimi kurtarmaya çalışırken demirin gür sesi koridorda yankılandı.

"LAN SEN DAHA BANA KARŞI MI GELİYORSUN. ŞEREFSİZ. SENİ SAĞ KOYDUĞUMA ŞÜKREDECEĞİNE ŞU YAPTIĞINA BAK."

iyice sıkılaşan eli canımı yakıyordu. Dahası duyduklarım beynimi yakıyordu. Elimi bir türlü kurtaramıyordum.
"Demir bırak." Elimi tutan eli hiç bir şekilde gevşemezken daha beter sıkılaşmıştı. Bunu fark eden yavuz bana yaklaştı.

"Kızın elini bıraksana." İşte ip tam şuan kopmuştu. Demirin Yavuz'a kafa atması ile çığlığımı engelleyemedim. Gözlerimi zeynebe çevirdiğimde korku dolu gözlerle ağzını kapamıştı. Elimi zorlada olsa elinden kurtardığımda hiç vakit kaybetmeden demirin önüne geçtim.
"Demir dur artık. Yeter." Bana bakmayan ölümden beter gözleri yavuzun üzerindeydi.

Yavuzdan acı dolu bir kahkaha yükseldi. Kafamı geriye doğru çevirdim. Kaşından akan kan önlüğüne damlamıştı. Kendimi bir korku filminin içinde gibi hissediyordum ve çözemediğim gizem beni adeta boğuyordu.

"Bu kızında mı hayatını mahfedeceksin. Yeni kurbanın Bu mu?" Söyledikleriyle bir afallama daha yaşamıştım. Yeni kurbanı mıydım ben?
Söyledikleriye daha da sinirlenen demiri artık tutmak mümkün değil gibi görünüyordu.
"LAN. ÖLDÜRÜRÜM SENİ." demir yavuzun üstüne doğru yürürken onu nasıl durduracağımı düşünüyordum endişe ile. Beni geçip Yavuz'a bir tane yumruk attı. Bu sefer çığlığını tutamayan Zeynep olmuştu. Yavuz inleyerek geriye sendeledi. Demirin Kafasındaki damarlar o kadar belliydi ki...Tam demir bir tane daha vuracakken önüne geçip elimi göğsüne koydum.

"YETER ARTIK DUR. " havada olan yumruğunu öyle sıkıyordu ki kemiklerinin kırılacağını düşünmeden edemedim. Acımasız gözlerini yavuz'un üzerinden bana çevirdi. Çaresiz gözlerle ona baktım. Bu sefer fısıldıyarak
"Lütfen dur artık. " Fısıltım ile biraz normale dönen kahveleri gözlerimden sert göğüsündeki ellerime indi. Bende onunla beraber ellerime indirdim gözlerimi. Sert göğsünü tamamen hissede biliyordum. Bu durum birden ısı dalgası yaratmıştı bedenimde.Hızlıca ellerimi çektim göğüsünden. Kalbim çok hızlı atıyordu. Yumruk yaptığı elini aşağıya indirdi. Ama yumuğunu açmadı.
Tekrar gözleri yavuzu bulurken bende onu takip ettim. Yumruk yediği yanağı kızarmıştı. Büyük ihtimalle moraracaktı da. Kaşı kanamasını durdurmuştu ama hala berbat haldeydi. Zeynep Yavuz'a öyle bir bakıyordu ki sanki kendi canı yanıyordu. Yavuzun gözleri bir an zeynebe değsede hemen geri çekti. Gerçekten yine bir çıkmaza girmiştim kafamda. Herşey birbirine karışmıştı.

NEFES (Sarıgül)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin