NEFES (Sarıgül)

Sarı gülüm

Bekliyor şeytan sakın uymayın,
En sevdiğinize bir çicek verin.

~Ceza~

Her şey çok tuhaflaşmaya baslamıştı. Herşey anice gelişiyor ve ben hiç biriyle baglantı kuramadan şartellerim atıyordu. O malum günden 3 gün geçmisti. Zeynebe en uygun pozisyonu yarım saat içinde bulmuş ve demirle telefondan sonra hiç konusmamıstık. Zeynep İngilizcesi güclü olduğubdan dış ülkelerle iletişimi sağlamakla görevli tercümelik yapacaktı. Hemen Seveceğini düşündüğüm işi en iyi şekilde icraate de geçirirdi. O altta kalmayı sevmez. Çok fenadır o ya. Neyse neyse. Bos verelim bunları.

Karşıdan karşıya geçtim. Babam bugün sabah erkenden yurt dışına çıkmıştı. Bende böylece biraz nefes alma fırsatı bulmuş ve yürümeye başlamıştım. Okul yolunda bunları düşünmek çok iyiydi. En azından kafamdaki düşünceleri biraz tamamlama yoluna girmiştim. Kafamdaki düşünceleri tooarladıkça kafam yine dağılıyordu.

Ah evet önüne bakmazsan gerçekten kafan dağılacak.

Ne? Ne diyorsun yine iç ses önümde ne var?

Bak bakalım ne var.

Kafamı kaldırmam ve dibimdeki arabayı görmem ile korkudan dilimi yutacaktım. Gerçekten kafamı dağıtayım derken ben dağılacaktım. Şaşkınlık içinde gözlerim kocaman olmuş aşırı lüks olan araba ile bakışıyordum. Ah acaba modeli ne?

Aaa çok merak ettik ne acaba? Sana çarpan arabanın modeli çok önemli çünkü. Salak kendine gel kendine sen önceden bu kadar salak değildin yaa. Sana büyümü yaptılar ne.

Kafamı sağa sola sallayarak kendime gelmeye çalışırken kolumda güçlü bir el hissettim. Yaklaşık 25 -30 yaşlarındaki adam dikkatlice bana bakıyordu.

"İyimisiniz? Özür dilerim .Görmedim sizi birden yola atladınız. " Adam çok yakışıklı ya. Neyse üstümü başımı toparlayıp adama cevap vereyim hemen. Kolumu ellerinden kurtarıp kendimi düzelttim.

"İyiyim. Ben özür dilerim . Kafam biraz iyide.? " Neee olamaz ne dedim ben. Kafam iyide ne yaa. Allahım noluyor bana ya .

Adam birden kahkahayı basınca benim de yanaklarımı allar bastı. Salağım salakk. " Çok tatlısınız. müsade ederseniz size bir zeval gelmeden sizi gideceğiniz yere bırakayım." Hah birde küçük çocuk olduk ya. Adama kendimi yeterince rezil ettim bence. " Çok sağolun ben kendim giderim." Tam giderken kolumdan tuttu. " Lütfen izin verin neredeyse size çarpıyordum telefi edeyim. " Ama sen böyle tatlış tatlış istersen ben dayanamam ya. Hafifçe gülümseyerek " eh peki madem ." Adam arabanın ön kapısını açıp binmem için yer açtı. Adamı bekletmeden binerken arabanın koltuğuna oturur oturmaz uykum gelmişti. Ne kadar da rahattı. Arabanın modeli ne acaba?

Evet çok rahat değil mi? Şuan tanımadığın adamın birinin arabasına biniyorsun ve senin takıldığın şey cidden koltuğun rahatlığımı?

Ayy yine haklısın iç ses sen olmasan naparım

Afferim bil biraz kıymetimi.

Aman be tamam fazla şımarma. Kafamı yana çevirmem ile bir çift ela gözün beni izlediğini görmek kaşkarımın Çatılmasına neden oldu. Neden öyle bakıyordu ki. Sesizliğe ve bakışmaya dayanamayım sordum.

" Neden öyle bakıyorsunuz." Adam usulca gülümsedi. Çok güzel gülüyordu.
" Sizi bırakacağım yeri söylemediniz."
" Ah evet onu söylemeliyim. sosyal bilimler lisesine gideceğim." Yavaşça motoru çalıştırdı . O arabayı sürerken ben utançtan ona bakamıyordum. sessizliği bozan o oldu. "Demek lise öğrencisisin. Kaçıncı sınıf?"
"12"
Direksonu tek ile kavramış düşüncelice önüne bakıyordu. Kesinlikle çok karizmatikti. Ağzını aralamasıyla yeni bir şey soracağını anlamak çok zor değildi.
"Son sınıf çok zordur, ee hangi bölümü istiyorsun.?" Önüme döndüm okula az kalmıştı.
" Ben aslında sayısalcıyım ama okulumda sayısal bölüm olmadığı için eşit ağırlıktan ilerliyorum. hedefim en yükseği hukuk. " Hafifçe alaya alırmışçasına güldü. Bilmiyorum belki de ben yanlış anladım.
" Desene cezalar senden." Bende hafif bir şekilde gülerek " desene ilk seni hapise atacağım. " Birden dediğim şeyle afallayarak bana baktı. Geri yüz ifadelerimi teyit ettikten sonra önüne dönerek " suçum ne ola hakime hanım?" Hımm hakime hanım güzelmiş.
" Orası bende kalsın eğer birgün mahkemede görüşürsek söylerim." Okulun önünde durmuştuk. Tam inip teşekkür edecekken kapıları kilitledi.
En son biri ile arabada kilitli kalmıştım. Aklıma aniden bu olay ile gelmesi aklımı yine karıştırmış kalbimi yine tekletmişti. Yavaşça adama döndüm. Elaları uzun uzun bişey dercesine en derine bakıyordu. Anlamdıramadığım bakışlarının ardından boğuk sesini duydum. " Hakime hanım adımı bilmezsen cezayı kesemezsin."

Tamam sakinim adam çok piskopatça bakıyor ama ne diyeyim şimdi buna. Sesim biraz titresede düzgünce konuşmayı başardım.
" Peki o halde adınızı alayım." Hafifçe bundan biraz önce olduğu gibi insanın içini rahatlatırcasına gülümsedi. Bir anda değişti. Adamdaki kasvet dağıldı. Yol boyunca olduğu gibi konuşmaya başladı

" Adım yavuz akın mertoğlu." Diyerek elini uzattı. Elini tutup " Elif Korkmaz." Dedim. Daha sonra elimi çekim artık Yavuz bey müsadenizle inebilirmiyim okula geç kalacağım. Bıraktığınız için çok teşekkür ederim." Hemen kilidi açtı ve bana döndü. " Yolda giderken kafanızın iyi olmamasına dikkat edin lütfen." İndim ve kapıdan içeriye eğilerek " sizde suç işlememeye dikkat edin lütfen." Hafifçe gülümseyerek görüşürüz deyip kapıyı kapattım. Arkamı dönüp okula hızlıca girdim. Derin bir nefes aldım. Sabahın ilk saatlerinde olanlara bak ya. Hız kesmeden hemen sınıfa çıktım. Sınıfa girdiğimde beni karşılayan ilk şey sesizlik olmuştu. Dersin başlamasına 2 dk vardı ama sınıf bomboştu. Nerdeydi ki herkes. Birden aklıma düşen jeton herşeyi açıklıyordu. İlk ders beden eğitimiydi. Herkes spor salonunda olsa gerek. Hemen çantamı bırakıp inmek için sırama yönelmiştim ki sıramda gördüğüm bir buket ile olduğum yerde kaldım. Kim sırama bir buket sarı gül koymuştu ki. Yavaşça sırama yaklaştım. Çantamı sıraya bırakıp elime buketi aldım. Üstünde bir not varmı diye bakmaya başladım. Güllerin arasına saklanan kağıt parçasını bulunca hemen elime alıp okumaya başladım

O siyah gözlerine her zaman yenileceğim sarı gülüm.. gözlerinin şarkısını kim duyar benden başka.

_________________________

💛💛💛💛💛