Biraz geç oldu... sınavım vardı 🙂.
Merdivenleri indim ağır ağır. Zeynebin arkası sıra gülümseyerek. Hem dersten kurtulmuş hem zeyneple daha önce gitmediğim bir yere gidecektim. Karnımda bir kol hissettim. Birden itildim duvara. Sırtım duvara çarptı. Ses çıkarmadım canım ne kadar acısada. Kimin olduğunu bildiğim halde kaldırdım keskin gözlerimi beni iten bedene. Bir kolu duvarda beni kıstırmış bir şekilde bakıyordu.
Siyahlarım kahvelerinde dişlerimi sıkarak " ne yapıyorsun?" Dedim. Biraz daha yaklaştı. " Laflarına , adımlarına ve " nefesini dudaklarıma verip gözlerini gözlerimden çekmeden " bakışlarına dikkat et. Avlanırsın küçük." Yakınlığı beni etkilesede belli etmedim onunla burun buruna gelecek kadar yaklaştım. Asla geri durmayacaktım. " sen o küçük beynininle beni yargılamak yerine biraz adamlıgını yargıla ne kadar görülemez olduğunu anlayacaksın. " son cümlelerim kendinden çok emin çıkmıştı. Tek kaşını kaldırmış bana bakarken kolunu itekleyip çıktım duvarla onun arasından.
yavaş yavaş ama sert adımlarla yürüyerek Zeynep'in yanına vardım arabanın kapısını açıp içine girdim. Zeynep yanıma yerleşirken "demir nerede ? " diye sordu ben içerde neler olduğunu belli etmeden "gelir şimdi, bir sorun yoktur. "dedim ters ters. Çocuk benle oynuyordu. Hah . Ona papuç bırakırdım sanki. Bir kere acemilikten yararlandı. İkinciye aynı çukura düşülmez. Bu düşüncelerle arkama yaslanırken Zeynep şüpheli bakışlarla bana bakıyordu. Yüzümü camdan tarafa çevirdim." sen neden abime bu kadar sertsin?" yüzümü ona döndüm." abin neden bu kadar tuhaf?" dedim. o bilmem ve umurumda değil dercesine omuzlarını silkti. " Bilmiyorum ama bu birbirinize ters gitmeniz ıııııımm... ne bileyim biraz güzel ya. Hem ne demişler en güzel aşklar sevgiyle başlar." Bunu ellerini açıp kafasını havaya kaldırarak söyledi. Onu taklit edip " on gozol osklor sovgoylo boslor. Heee salak beni sinirlendirme seni tutar eşşek sudan gelinceye kadar döverim. Kes kesini otur."
O bana kıkırdarken arabanın kapısı açıldı. Demir görüş açımıza girerken kafamï cama çevirdim. Onun bakışlarını üstümde hissetmem onu delirttiğimin kanıtıydı. Arabayı çalıştırdı. Ağır ağır ilerlerken kafamı çevirmek gibi bir hatada bulundum. Korkunç bir şekilde beni öldürmek istermiş gibi dikiz aynasından bana bakıyordu. kafamı Zeynep'e çevirince onun da bunu fark ettiğini fark ettim. Zeynep abisine imalı imalı beni delirtmek istercesine dönüp "neden öyle bakıyorsun abi elife" dedi. ben Zeynep'e kötü kötü bakarken yan gözüyle bana sırıtarak bakıp geri abisine döndü. Demir taştan daha sert sesiyle"nesıl bakıyormuşum?" Dedi gözlerini benden çekerken. " öldırmek istermiş gibi gözerini yine gözlerimle buluştururken " yoo niye öyle bakayım elife? " " Zeynep " dedim uyarıcı bir tonlama ile. "Ne var sorudamı sormayalım?" Ben ona göz devirerek cevap veriyirdum ki. " sorunun cavabını aldın mı? " dedi huysuz bir zeynepse kafasını salladı sessizce .hiç inanmamış ama konuyu uzatmamıştı. Kafamı tekrar cama çevirirken yolu seyretmeye daldım.
Birden araba durunca afallayarak etrafıma baktım, bir mağazanın önünde durmuştuk .Zeynep kapıyı açarken " şirkete bu kıyafetlerle gidersek yani gidersen biraz tuhaf olur o yüzden 2 dakika şuradan sana bir şeyler alıp çıkalım olur mu? " beni o sürüklemişti ta oralara kadar. O yüzden tamam anlamında kafamı salladım. Demir kafasının tamamını telefona gömmmüş bir şeyle uğraşıyordu. Zeynep'in arkasından arabadan çıktım mağazaya girerken Bile mağaza para kokuyordu. Sorun etmedim. Harcasın Zeynep hanım benim için iki üç kuruş. Nolcak yani. Maddi durumu olmasa onu kesinlikle mağzaya sokmazdım ama şirrketti yani gideceğimiz yer ve onunda durumu vardı. Harcasın biraz.
Mağzaya girince karşıdaki mini etekler dikkatimi çekmişti. Hayatımda bir kere giysem bir şey olmazdı. Zeynep beni ora yönlendirirken ben etrafa bakıyordum çok şey vardı. Çoğu açıktı. Bir tananesi mavi şekilli beyaz bir etekti. Aldım elime . Bir tane siyah birtanede düz beyaz. Zeynep kendi kendine mağzaya bakarken karşıda göbek üstü askılı bir crop gördüm. Hangi etek uyarsa onunla giyecektim. Babam yoktu sonuçta. Biraz açık giyinebilirdim. " Zeynep ben kabine gidiyorum." Dedim. "Tamam neyi istiyorsan onu seç" dedi. Kabine girio kıyafetlerimi çıkardım ki kapı çaldı. " dolu. " dedim. Kalın bir ses " al şu poşedi okul kıyafetlerini koyarsın." Kabini Elim girecek kadar açıp ayı beyin elinden poşedi aldım. " sağol" dedim yapmacık bir şeklde sesimi incelterek. Onu sinir etmeyi yine başarmıştım. Sert bir şekilde nefesini verdi. " iyilik yaparsın yine yaranazsın." Diye diye söylenerek uzaklaşıyordu kabinden sesi. Dudaklarım kıvrıldı. Oh söylen söylen açılırsın biraz. Demiri boş verip çıkardığım kıyafetleri poşede koyup hemen elimdekileri denedim. Sonunda aldığım mavi etekle buluzun hiş olduğuna karar verip kabinden çıktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFES (Sarıgül)
Misterio / Suspenso" GEL BURAYAA! SANA GEL BURAYAA DEDİM!!" koşuyordum nereye nasıl ne şekilde gittiğimi bilmeden koşuyordum. Arkamdaki adım sesleri yaklaşıyordu. Zihnimi ele geçiren yakalanma dalgası tüm işlevlerimi eline almış sadece Dahada koşmam için ad...