Dudaklarını kıvırdı ve salona yürümeye başladı. Dudaklarını kıvırışı bile çok güzel bir şeydi. Daha önce hiç böyle düşünmemiştim. Bu hareketi yapanlar çok pick me gelirdi eskiden. Ama şimdi bi dudak kıvıran pick me ye aşık oldum sanırım. Salonda kitaplık vardı ve onun önünde durdu. Kitaplığı tutup yana kaydırdı. Cebinden bir anahtar çıkarıp bir yere taktı. O an o kitaplığın arkasından bir kapı açıldı. O önden ben arkadan girdik kapıdan. Girince kapıyı örtüp merdivenleri indik. Sağ ve solda tekrar kapı çıktı karşımıza. Sağ kapının kolunu tutup açtı ve sırayla içeri girip kapıyı kapattık. İçerisi mum ışıklarıyla aydınlatılmıştı. Bir yatak, dolap, küçücük bir mutfak ve küçük bir masa vardı. Arkama geçip kapıyı kilitledi. Panikle arkamı döndüm.
- Efken napıyorsun? Şu kapıyı açar mısın?
- Açmam.
- Aç hadi. Ne işimiz var bizim bu korkunç yerde?
- İşimiz çok.
- Ne?
Üstümde doğru gelmeye başladı. Ben geri geri gidiyordum. En sonunda duvara çarpıp öylece kalakaldım. Tam önümde durup elini belime sardı. Ağlayacak durumdaydım.
- Yapma...
- Bu giydiğin kıyafetler ne böyle?
- Normal kıyafet işte. Hem sanane.
- Evet banane. Ben sadece senin iyiliğini düşündüm küçük hanım. Sen bilirsin.
- Çok düşüncelisin ya sağol.
- Biliyorum. Övgüye gerek yok.
- Şu kapıyı açar mısın artık?
- Açamam.
- Neden?
- Keyfim öyle istiyor.
Aniden ellerini belimden çekip cropun üzerine koydu. Koyup çekmesi bir oldu. Cropumu yırtmıştı. Hemen ellerimi göğüslerime koyup bağırmaya başladım.
- Ya napıyorsun sen? Pis sapık!
- Odaya geç ve çeneni kapat.
Bir tane kapı açtı ve beni kolumdan çekerek oraya soktu. Kapıyı kapattı. Odanın içini bölüm bölüm ayıran perdeler vardı. Üzerindeki siyah gömleği çıkartıp giymem için bana verdi. Giymekten başka çarem yoktu. Elinden alıp giydim. Bana çok uzun gelmişti. Ama parfümüne resmen aşık oldum. Aşırı güzel kokuyordu.
- Gömleği incelemeyi bırakıp da neden burada olduğumuzu sormuyorsun?- Sorsam da adam gibi cevap mı veriyorsun?
Üstüme yürümeye başladı.
- Ne demeye çalışıyorsun sen bana?
- Hiçbir şey. Benim annemle konuşmam lazım.
Aniden annemi bahane etmiştim. Yoksa umrumda degildi. Çünkü babamı resmen aldatmıştı.
- Annen şuan seni düşünecek durumda değildir. Biliyorsun ki çok yoğun çalışıyor. Ahahaha.
- Beni burdan çıkar. Korkuyorum.
- Ben de bir zamanlar korkuyordum.
Bunu diyip gözlerini kaçırdı. Yere bakmaya başladı.
- Sen neden korkuyordun Efken?
Cevap vermedi. Odanın en sonuna doğru yürüdü. Solda kalan perdeyi açtı ve içeriye girdi. İçerisi gözükmüyordu.
- Peri, gelsene.
- Ne var orada?
- Sorgulamayı kes. Hadi bekletme beni.
Başka çarem yoktu. Kapı kilitliydi ve orda öylece bekleyemezdim. Yavaş yavaş yürüyerek odanın sonuna geldim. Mum çok az aydınlattığı için yine pek bir şey gözükmüyordu. Bir ayağımı içeriye atıp biraz daha sokuldum iceriye. O an yaşadığım korkuyla geri geri giderken arkamdan belimi bir kol sardı ve bir eliyle de ağzımı sıkıca kapattı. Beni içeriye doğru getirirken kulağıma şunu fısıldadı.
- Sakin ol.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küllenen Aşk (+18 )
Teen FictionYeni bir şehire taşınmak zorunda kalan Peri taşınır taşınmaz olumsuz şeyler yaşamaya başlar. İlk başta bunları pek umursamasa da işler iyice karışır. Yeni insanlar, rüya sandığı gerçekler ve imkansız sayılacak bir aşk...