Olga'nın Gözünden

23 12 23
                                    

Bizlerin doğada sapasağlam kalmasını sağlayan şey kurdumuzla kurduğumuz iletişimdir. Bazıları kurdu ile konuşmayı sevmez. Sadece dönüşümü düşünür. Ben öyle bir dişi kurt olmadım.
Babam, beyaz çiçeğim diye sevdiği için beni kurdumun adını daha onunla tanışmadan önce takmıştım.
- Kar tanesi.

Kar tanesi, sesimi duyunca özgürlüğün tadını çıkarmak için beni patili ve tüylü görüntüme kavuşturdu. İşte şimdi tam manasıyla bir dişi kurt oldum. Selvi ağaçlarında bulunan kedilerin tırmanma sesini kulağım daha net duyuyor. Nehirden konuşan balıkçıların sesi geliyor. Eşek arısı uçuyor yanımdan ve karınca yuvasına yakınım. Karıncaların yaymış olduğu frekans daima beni heyecanlandıran olgudur. Hemen burnum koklamaya başlıyor. Çam ağaçlarının yoğun kokusu dışında biberiye bitkisini buluyorum.
Ormanda piknik yapan çiftlere rastlamak istemiyorum. Yukarıya doğru koşmaya başlıyorum.

Ormanının yukarısında açık bir alan var. Şehir merkezine tepeden ben bakarken kurdum mutlu.
- Burayı seviyorum.
- Kar tanesi sen özgür kalmayı seviyorsun. Ama biraz daha ileriye gitmeliyiz.
- Olmaz. Taşlar başlıyor orada. Uçurum yazısını geçen sefer okudun.
Evet, okumuştum. Uçurum var diye sarı bir levha konmuştu. Yanında tehlikeli alan diye kırmızı bir paslı uyarı yazısı daha vardı. Ama merak duygusu yüzünden örümcek ağı olan beynim görmeyi daha çok diledi.
Kar tanesi bana yalvardı.
- Yılan olabilir. Haydut kurtlar çıkabilir. Akşama Alex Monday'ı görmeden sürüden tamamen kovulursun. Gitmeni sana önermiyorum.

Patilerim çoktan levhaların kenarında duran kirpiyi buldu. İki adım atmıştım levhaların arkasına geçen sefer. Yine aynı yerden bakıyordum. Bayır aşağıya kayalar ve bol miktarda kuşburnu vardı. Kuşburnu çayını denemiştim. İçtiğim günün ertesi sabahı regl olmuştum. Bol C vitamini aldığımı düşünüyordum oysa. Şimdi dikenler tüylü olan bana batar ise mecburen insan formuna dönecektim. Bordo çantam çok uzakta kalmıştı. Ben bunları düşünürken levhaya sert bir cisim çarptı.
Kar tanesi ile cismin çıkardığı gürültüyü duyduk. Hemen başımı çevirdim.
Yerde yatan bir kozalak vardı. Havaya baktım. Ama uçan kuş yoktu. Kirpi ise çoktan levhanın altından ayrılmıştı.
- Sincaplar olmalı kar tanesi.
- Haydut kurtlardan biri ise şansımız yok. Uçurumdan atar ikimizi.

Levhanın ön tarafına geldiğimde ormanın içine doğru hareket eden bir varlık dikkatimi çekti. Varlık diye bahsetme nedenim onu görmedim. Sadece dallar hareket ediyordu. Ayı mıydı diye düşünecektim. Yerde belirgin şekilde izler yoktu. Avcı olsaydı tüfeğini çekerdi. Kozalak attığına göre ya beni görmemişti. Bu pek mantıklı değildi ama olabilirdi. Ya da beni görmeden fırlatıp pişman olmuştu. Çiftleşme mevsiminde değildik. Kendine eş arayan bir kurt olmazdı Mayıs ayında.
Dolunay ise henüz çıkmamıştı  göğe.Akrep burcunda olacaktı dolunay. Bir Akrep olarak dolunay tarihini not almıştım.
- Takip etmeden eve kestirme yoldan dönmeyi teklif ediyorum. 
- Kar tanesi, bir kez olsun beni dinle. Hayatımızın belki fırsatı önümüze düştü. Kozalak bize onu getirdi.

Kar tanesini dinlemeyi istemedim. Fakat ormana adım atar atmaz kurdum bağırdı.
- Birden fazla koku var. Sakın onları takip etme. Kalabalık olduklarına eminim. Uyuz kurtlar sana hastalık bulaştırır.
- Kar tanesi, evham perisi ile işbirliği mi yapıyorsun ? Az sakin ol dedim sana. Herhalde belaya balıklama atlayacak değilim. Koku, bizden uzağa ilerliyor.
Ama tonkaya düşmek tabirini bilirsiniz. Tam manasıyla birden fazla koku yayılır. Siz emin olmadan ormana girdiğiniz saniye haydut kurt için artık yem olursunuz.
Babam beni uyarmıştı. Kozalak bahane ve koku yanılgısı şahane diye patilerim ormandan içeriye girdiğinde onu burnumun ucunda gördüm.
- Kahretsin kaç hemen.

Kar tanesi bağırdığında devasa bir siyah cismin bana zıpladığını gördüm. Ve bu kurdun yemeğini benimle paylaşmak istediğini sanmıyorum. Önünde yabani bir domuz ile tavşan vardı. Kokuların niye yoğun geldiğini anlıyordum. Tavşan daha yeni avıydı. Büyük ihtimalle kozalak ona atılmıştı. Tutmayı beceremediği için kurt formunda onu ısırdığına inanamıyordum. Olabildiğince hızlı şekilde ormanın nehir yatağında olan kestirme yola doğru koşmaya başladım.
- Anne. Beni duyuyor musun ?

Annem cevap vermedi. Babamla yatakta seks yaptığını düşündüğüm için öfke ile ikinci kez seslendim.
- Anne, şimdi seksin sırası değil. Yardıma ihtiyacım var.
Arkama bakmadan tek nefes ile ormanı geride bıraktım. Bordo çantamı almaya gitmedim. Selvi ağaçlarının yanında insan formuna dönmüştüm. Kimseye gözükmeden ağaçların arkasından doğru eve döndüm. Kapının üstünde not vardı.
- Tatlım, acil durum için çıktık.
Acil durum notunu biliyordum. Anne ve babamı alfa çağırmıştı. Bu not varsa anahtarı saksıya bırakırdı. Alfanın bizimkileri niye çağırdığını anlamaya çalıştım. Alex Monday gelecek ise evine sürü üyeleriyle biz giderdik ormana.

Odama çıkınca çantamı geride bırakmanın üzüntüsü ile arkadaşım Emma'yı aradım. Ona gördüğüm siyah kurttan söz edecektim. Fakat onun aklı fikri törendeydi.
- Aradığın iyi oldu Olga. Alfanın oğlunu görmeye gideceğim için heyecanlıyım. Dolapta bulunan giysilerimi hep döktüm. Ama bir tane bulamadım elbise güzel.
- Annen ile baban evde mi ?
Bu soruyu hiç duymadı Emma.
- Olga sana söylüyorum. Hayatımızın alfasını gece göreceğiz. Beni belki eş diye seçer.
- Kusacağım Emma. Alfa ile kimse evlenmek istemez.
Emma yutkundu.
- Herkes alfa bir eş istiyor Olga. Senin gibi yabani değiliz biz. Gelmeyecek isen benimle elbise seçmeye sen bilirsin. Eminim şuan yeşil kazağın vardır üzerinde.
- Ne yazık ki yanlış tahmin. Hep yeşil kazak favorim. Ama değil.
- Yaşlılar gibi giyiniyorsun.
Emma bana daima zorbalık yapıyordu. Kaşlarımı almıyordum. Balta girmemiş orman olduğunu söyledi geçen kaşlarıma.
Makyaj yapmayı tercih etmediğim diye iki hafta küstü bana.
- Emma, annem zaten bana giysi almıştır. Ama yine de geleceğim seninle.
- Öyle ise Elsa'ya haber veriyorum.

Elsa ve Emma benim çocukluk arkadaşlarım. Aynı kurt okuluna gittik. Ara sıra birbirimize karşı keskin kılıç oluyoruz ama nedense geçici oluyor bu durum. Annemin odasına gittim. Alışveriş poşetleri açtım. Bana cidden kırmızı bir elbise almıştı. Ayrıca güzeldi modeli. Belki alışveriş için siyah bir çanta alırdım. Odama döndüm. Cüzdanıma baktım. Fazla param yoktu. Uygun bulur isem cüzdan alırdım siyah. Kalabalığın ortasında kimse beni moda spikeri misali podyuma çıkaracak değildi. Masalların en güzel kızı zaten Akrep burcudur dedim. Dalga geçmeyi kendimle çok seviyordum.

Banyoya girdim. Akşam için bir daha duş almayı düşünmüyordum. Çıkar çıkmaz saçlarımı kuruttum. Yine elektrikli görüntüleri vardı. Düzleştirici ile zaman kaybetmek istemedim. Mavi bir kot pantolon ile krem rengi kazak giyindim. Tarz yapma sırası değildi. Siyah bir çantam vardı. Babamın doğum günü hediyesiydi bana. Onu aldım. Emma ve Elsa ile alışveriş yapmak eğlenceli sayılırdı. Akşam yedi buçukta eve döndük. Kızlar bana bol öpücük verdi.
- Olga. Unutma.
İkisinin neden söz ettiğini biliyordum.
- Tamam tamam. Hayatımın taliplerini arayacağım. Görüşürüz.

İndirime giren bir siyah çanta bulduğum için daha mutlu evden içeriye girdim. Salonda annem ile babam giyinmiş duruyordu.
- Niçin sürüye gittiniz anne ?
- Kızım şimdi sırası mı ? Tören için elbette her anne ve baba kurt bilgilendirme toplantısına çağrılıyor. Babam kravatını düzeltti.
- Işığım, kızımız sadece meraklı. Beyaz çiçeğim hazırlan şimdi. Alfa bekletilmez.
Elbisemi giyinip saçlarımı yaptım. Merdivenden inerken babam güzel olduğumu söyledi. Annem ise beni uyardı.
- Olga. Sakın alfanın evine girmeye çalışma kızım. Sürüye ait kütüphaneye ise gitmek yok. Alfa, oğluna koltuğu bırakır ise başını öne eğip tebrikler diye cevap vereceksin. Alfanın gözlerine bakmak yasaktır.
- Anlıyorum anne. Olaysız bir gece sözü veriyorum sana.

OlgaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin