Alex'in Gözünden

4 5 4
                                    

Sevdiğimin sadece benimle olmasını dilemek bazen onu koruma isteği tüm hayatınız olabiliyor. Pastel topraklarında tam beş kilometre uzaktaki sahil kasabasına yerleştik Olga ile birlikte.
Eşim ve ikizlerin daima güvende kalmasını istiyordum. İnsanların yazın geldiği bu villa kentinde hayat daha sakin akışa sahipti.
İki villa arasında oldukça uzun bir mesafe vardı. Ağaçlardan dolayı kimseyi biz görmüyorduk. Böylece villanın iki yönü kapalıydı. Güney ve kuzey tarafında ise deniz ile dağ vardı.

Olga, hastaneden çıkınca villayı görmüştü. Geniş bir bahçeye sahip olan villanın güney tarafında kumsal göz alabildiğine uzanıyordu. Emlakçı bana villayı satmadan önce dalgaların bazen boyunun uzadığından söz etmişti. Karım, hastaneden geldiğinde yorgun hissetmediğini söylemişti. Fakat ikizler sürekli aç oluyordu. Olga'nın uykusundan kalkması bazen çok güç oluyordu. Evimizin mobilyaları ben seçmiştim. Olga zaten pek etrafa bakmadan ilk gece ancak bebeklerimiz ile ilgilendi.
İkizlerin uyku düzeni yoktu. Bazen iki saat aralıklarla uyanıyordu bebekler. Kimi zaman ise ikimizin kucağında odanın içinde geziyorduk. Sanırım, bebekler bizi biraz eve geldiklerinde zorladı. Hastane odasında böyle ağlamıyordu bunlar dediğim için lohusa olan Olga'dan azarı işittim.
- Alex. Bebeklerim hakkında doğru konuş. Onlar bebek. Ağlayın bebeklerim. Babanız görsün gününü.

Bebekler başladı ağlamaya. Bu sefer aşkım ne söyledi ?
- Tamam yeterli dedim size.
İkizler susup gülümsedi. Olga'nın bebeklerle muhabbetine bayılıyordum. Bez değiştirme sırasında kokudan rahatsız oluyordu sözde.
- Alex. Göbeğine dikkat edeceksin. Çekil. Çok pis kokuyor. Bebeğim, ölecek anne.
Bezi bağlayıp doğru kusmaya gidiyordu. Bezleme sırasında eğleniyorduk. Emzirme bittiğinde eşim bebekler ağlar ağlamaz başlıyordu.
- Azıcık mama vermeli miyiz Alex ?
- Aşkım. Gazları olabilir.
- Öyle ise sırtını hafifçe ovala bebeğim.
İkiz bebek sahibi olmak değişikti. Olga, bebekleri bazen değiştirmek istiyordu.
- Oğlumu bana ver Alex. Sabahtan beri sen tutuyorsun onu. Diğer oğlumuz seni özlemiş.
Villada beşinci günün sonunda bebekler tamamen uyum sağlamıştı. Sabah uyanıp süt içiyordu ikizler. Uyku saatleri öğleye kadar devam ediyordu.
Olga o gün canının kayısı suyu çektiğini söyledi.
- Alex. Kayısı suyu istiyorum.
Dolaptan kayısı çıkardığında ona hazırladığım sürprizi düşündüm. Yorgundu ve geç uyanmıştı. Sahilin ortasında bize özel bir masa hazırladım. Bebekler, yatak odasındaydı. Sesleri duymak için elimde odayı çeken kamera vardı. Karımın sırtını hafifçe okşadım.
- Kayısı suyu sonra yaparsın sevgilim. Birlikte güzel bir kahvaltı etmeliyiz.
Olga elinde bulunan kayısıları mutfak tezgahına koydu.
Yüzünü bana döndürdü ve sıcak avuçlarında yüzüm kayıp oldu. Yanaklarımı böyle iki elinin arasında tutmasına bitiyordum. Kalbimi sanki yoğurup bana daha güçlü takıyordu. Vücudumun her noktasında yangınlar çıkıyordu. Ve Olga bunu bildiği için dudağını yanaklarıma götürdü.
- Ateşinin olduğunu biliyorum. Yoksa kahvaltı sürprizi gelmezdi.
- Sana karşı kocan hep ateşli.
- Bebeklerimiz uyuyor. Lohusa olduğum için benden uzak kalmayı becer alfa sevgilim.

Dalga geçtiğini gamzelerinden biliyordum.
- Öyle mi ? Dün gece uyumadım. Burnuma dokunup neler söyledin karıcığım ? Alex niye uyudun ? Ağız tadıyla seninle öpüşmek istiyorum ama çok uykum var. Bebekler beni yordu. Sonra uyudun göğsümde.
Olga belime sarıldı. Kalbinin farklı çarptığı biliyordum.
- Karını deşifre etme aşkım. Bebeklerimiz biraz gece fazla uyanıyor.
Ellerim belini aynı onun beni yakaladığı şekilde sardı.
- Tüm kalabalıklar arasında seni seçerim. Yorgun gözlerinde aşkımı görüyorum. Sabırlı oluyorum sevgilim. Yoksa seni yemek için deliriyorum. Fakat şimdi kahvaltıya gideceğiz.

Olga'yı kucaklayıp kahvaltı için sahile götürdüm. Sevgilim, kameraya rağmen mutlu bir kahvaltı yapmadı.
- Yılan girer bebeklerin yanına. Veya böcek. Kameradan görmeyiz.
- Sevgilim. Biraz rahatlar mısın ? En sevdiğin şey var masada.
Olga, cevizli yaz helvasını seviyordu. Fakat kameraya rağmen ikizler var diye ağzına doğru düzgün cevizli yaz helvası atmadı. Bir çayı zor içti.
- Sen masayı topla aşkım. Ben eve geçiyorum.
Beni çeşit çeşit kahvaltı tabağıyla sahilde bıraktı. Kameraya baktım. Doğru odamıza geçti. Beşikte uyuyan ikizleri kontrol etti. Terlediklerini düşündüğü için bebekleri alıp beşikten yatağa bıraktı. Karımı izlemek beni gülümsetti. Bebeklerimizi benden çok seviyordu. Kıskandım. Kurdum ise devreye girdi.
- Alfa. Eşin bir harika. Ondan daha iyisi gelmez dünyaya.
- Benim hazinem Olga.

Mutfakta kayısı suyu kayarken Olga çoktan makineyi çalıştırdı. Çocukların giysilerini yıkayıp astı. Kayısı suyunu kapatıp soğuması için balkona götürdüm. Olga önce balkonda soğutup ardından dolaba koymam gerektiğini söyleyip duş almaya gitmişti. Henüz sesi gelmediği için odaya geçtim. Bebekler uyanmıştı. Ama ağlamak yerine ikisi gülümsüyordu. Biraz şaşırdım. Fakat Olga'nın banyodan ıslak bir peçete ile çıktığını görünce anladım.
- Bezlerini mi değiştin?
- Banyo iki oğlun yüzünden yapamadım. Suyu açtım. Uyandı bizimkiler aşkım.

Bebekleri emziren karım onları uyutup yerlerine tekrar koydu. Sıcaktan dolayı bebeklerde mini mini kızarıklık oluşmuştu.
- Pişik kremi almaya gitmeliyiz. Sıcaklık fazla.
- Klima açmalıyız Olga.
Karım ise az önce ıslak peçeteyi attığı siyah çöp poşetini aldı eline.
- Bezleri götürüyorum çöpe. Klimayı açma aşkım. Bebekler üşüyor olacaktır. Onları hasta edeceksin. Arkamı dönüyorum diye sakın hata yapma.
Çöp tenekesi eve biraz uzaktı. Olga gittikten sonra yatak odamızın balkonuna çıktım. Karım, çöp kutusuna yaklaşmıştı. Siyah bir araba yavaşladı. Çöp atacağını düşündüm şoförün. Fakat oldukça yakışıklı bir erkek arabadan indi. Olga'ya çöpün kapağını açtı.
Karıma ne söylediğini bilmiyorum. Olga, adama gülümseyip muhabbet etti. Ardından adam arabaya doğru yöneldi. Fakat binmek yerine karımın arkasından baktı. Olga ağaçların arasına girdiğinde adam arabasına atladı.
Olga eve geldiğinde alt katta bulunan banyoya gitmişti. Elini yıkıyordu. Ben ise dayanamadım. Eşim, banyodan çıktı. Daha soru sormadan gördüğü adamdan söz etti.
- Çöpün yanında bir erkekle karşılaştım Alex. Adam, Rusya'dan geldiğini söyledi. Beni, kız kardeşine benzetmiş galiba. Kötü bir yalancı. Onu gözüm tutmadı.
- Başka ne sordu aşkım ?
- Süt kokuyorsun sanki dedi bana. Oysa emziren bir anneyim. İnsan olmayan kişi kokuyu nasıl alacak ? Kurt adam olabilir. Arabasında Rusça dünya yazıyordu.
Karımın Rusça bildiğini yeni öğreniyordum. Şaşkın şaşkın bakınca Olga kahkaha attı.
- Vladimir'in evinde kalırken kupa bardağında bir yazı görmüştüm. Anlamına baktım dönüşte. Dünya anlamına geliyordu. Yoksa Rusça bilmiyorum Alex.

Olga'nın endişe etmesini istemediğim için tesadüf eseri bir turist olduğunu söyledim. Akşam olduğunda Olga'nın yaptığı pilavdan biraz daha yemek için mutfağa inmiştim. Camın kenarından bir adamın geçtiğini gördüm. Önce gözlerim yanılıyor diye düşündüm. Fakat daha sonra ayak sesini duydum. Adam tam olarak evimizin kapısının önündeydi. Zile basma niyeti yoktu. Galiba onu duymuş olduğumu anlamadı. Pilavı sakince tabağa koydum. Ayak sesi yavaşça evden sahile gidiyordu. Kapıyı açar isem Olga korkardı. Mutfağın balkonundan zemine zıplayıp sahile gittim. Kimseyi ilk bakışta görmedim. Çünkü; aydınlatma sistemi plajın yoktu. Bizim evin ışığı ise sahilin sadece bir kısmını aydınlık kılıyordu. Kurt formuna dönüşmek istemedim. Fakat dalga sesinden herhangi birini takip etmek kolay olmuyordu. Kurt formuna dönüşüp etrafı kokladım. Bir değil birden fazla kurdun kokusu geliyordu ağaçların arkasından. Ve kurdum acele ile koşmaya başladı. Ağaçların sonunda ışıkları yanan villanın önünde onu gördüm. Sabah, karımla muhabbet eden adamdı. Yanında oturan toplam beş kişi vardı. Evin mutfağında yine gezinen erkekleri gördüm. Bizim evi gözetlemeye gönderdiği kişi ise ayakta gördüklerini anlatıyordu.
- Patron. Kadını görmedim. Yatak odasında olmalı. Alfa Alex ise mutfakta duruyordu.
- Seni gördü mü Clinton ?
- Alfa beni görmedi patron.
Adam çekilmesini işaret etti. Ardından yanında bulunan gözlük takan arkadaşına döndü.
- Bill sadece alfayı öldüreceksiniz. Vladimir'in intikamını alacağız. Kadın ve ikizlerini incitmek yok.
- Anlaşıldı patron. Senin sözlerin bizim işimizdir.
Vladimir'in intikamını kim alacaktı ? Bu adamlar bizi nasıl bulmuştu ? Artık alfa değildim. Baba olmuştum. Ve eşim ile ikiz bebeklerim tehlikeli bir ateşin hemen yanında kalıyordu. Acilen gitmeliydik. Ama nereye ? Mutfak balkonundan eve çıkacağım sırada Olga ellerini bağlamış ters ters bana bakıyordu.
- Kurt formuna niçin dönüştün ? Benden ne gizliyorsun Alex ? Pilav yemek için mutfağa indin. Yarım saattir sana ulaşmam mümkün olmadı. Kafayı yiyecektim koca evde.

OlgaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin