Olga'nın Gözünden

10 11 0
                                    

Annemi ve babamı görmek için buraya geldiğimizi söylemişti Alex. Fakat uçaktan iner inmez sorunlar ile mücadele etmeye geldiğimiz belliydi. Rusya'nın kuzey taraftarına doğru araba ile beş saatlik uzun bir yolculuk yaptık.
Arabayı bırakıp kar giysileriyle birlikte iki saatte ormanda yaptığımız yürüyüş sonrası Beyaz adlı sürünün nihayet dağ evindeydik.

Arkadaşlarımı görmek ve annem ile babama sarılmak istiyordum. Bizi kapının önünde ağzında beyaz bir maske ile alfa Vladimir White karşıladı.
- Alex geldiğiniz için çok mutluyum. Maskelerinizi takmayı unutmayın. Henüz salgın bize uğramadı ama uyuz kurtlarla başımız ciddi olarak belanın içinde kaldı.
Alex bize uzattığı iki maskeyi aldı.
- Alfa Vladimir sizi Olga ile tanıştırmak istiyorum. Kendisi çok yakında benim eşim olacak.

Adamın kahverengi gözleri bana takıldı. Soğuktan dolayı burnum kızardı herhalde.
- Küçük hanım üşümüş. Size odalarınızı göstereceğim Alex.
Alex'in bakışlarında Vladimir White adının bir karşılığını görmedim. Aksine oldukça gergin, huysuz ve sanki geldiğimize memnun kalmamıştı. Alfa evinin oldukça kalabalık olduğunu söyleyip bize girişte bulunan küçük odayı gösterdi.
- Sığınan birden fazla gri kurt yüzünden alfa sana ancak küçük odayı vereceğim. Sorun olmaz diye düşündüm.
- Yerleşip annem ile babamı görmeye hastaneye gideceğim.

Alfa Vladimir White bizi yalnız bıraktığında Alex odamın kapısını kapattı. Sırtımızda odaya kadar taşımak zorunda olduğumuz çantaları yere bıraktık.
Alex yatağın kenarına oturan beni süzdü.
- Vladimir haklı. Soğuk yüzünden burnun dondu. Giysilerini değiştirmek istemez misin ?
- Hayır. Annem ile babamı görmek istiyorum.
Alex yatağın kenarına oturup elini sırtıma koydu.
- Sevgilim. Uyuz nedeniyle maskesiz odadan çıkman yasak. Annemin durumu kritik. Ve eğer annem ölür ise babamı kaybederim.

Yolculuğa çıkmadan önce hiç böyle söylememişti bana. Kalk gidiyoruz düğün öncesi annen ile babanı görev yerinde ziyaret etmeye diye konuşmuştu.
- Sana nasıl güveneceğim sevgilim ? Düğün müjdesi vermeye geldik. Uyuz bölgesindeyiz. Karantina altında yaşıyor bu sürü. Karda yürürken gri kurtları ağaçların arkasında gördüm. Resmen belanın göbeğinde oturuyoruz.
Alex beni öpmeye başladığında sakinleşmek istemedim.
- Uyuz olacağım sayende. Hayır. Beni öpmek yok. Annem ile babam beni getirmedi Rusya'ya. Sen ise tehlikeye adım adım yürüttün beni. Maske takmak istemiyorum.
Belimden yakalayıp beni kendine çekti. Gözleri doldu.
- Ailem ölebilir. Ve onlarla vedalaşmak istedim. Seni yanımda tutmak değildi niyetim. Annem ölür ise diye korkuyorum.

Yeniden onun hakkında yanlış yorum yapmıştım. Strese giren zihnim adına ondan özür diledim.
- Sevgilim, seni kırdım. Berbat bir luna adayı oldum şuan. Artık iki gün beni görmeye gelmez isen haklısın.
Eli dudağıma gitti.
- Konuşma böyle Olga. Kırılmış değilim sana. Babam aradığında doktorun sözlerini aktardı. Annem tedavi sırasında uyuz ile tanıştı. Şimdi yanına kimse alınmıyor. Babamın bana ihtiyacı var. Benim ise sana.
Alex odadan gitmeden önce alnıma öpücük kondurdu.
- Sen biraz uyu. Dönüşte seni almaya geleceğim. Maskeni benim için tak olur mu ?

Kapı kapandığında pencereye gittim. Arazi hem dağlık hem karla örtülüydü. Kurt formunda bulunan gri kurtların volta attığını görüyordum. Pencereden uzaklaşıp çantamı açmak için dört adım atmıştım. Odanın kapısı açıldı. Alex elinde maske ile duruyordu. Niye geri döndüğünü sormadan önce kapıyı sertçe kapadı.
- Vladimir bugün yolun kardan dolayı kapalı olduğunu söylüyor sevgilim. Anneme ancak yarın öğle saatlerinde gideceğim.
Yavaşça yürüyüp ona sarıldım. Babasını aramasını isteyecektim. Zihnimi görüyordu.
- Babamı aramadım henüz. Hazır değilim konuşmaya.

Başımı kaldırıp onun gözlerine baktım. Alex'in yüzü sanki matem havasına girmişti.
- Annen yaşıyor sevgilim. Böyle yapar isen babana moral vermezsin. Aksine üzüntüsü çoğalır.
Beni yakalayıp kucağına aldı. Yatağa bırakıp bedenimi dudaklarımı buldu.
- Alfa Vladimir'in ağzında ismini duymak ölmekten bin kat beter.
- Kıskançlık saatimiz başlamıştır.
Alex'in şakası cidden yoktu. Direkt boynumu yalamaya başladı. Kurtların eşlerini işaretleyip bıraktığı noktaya hafifçe dişleri geçti.
- Seni başka sürünün yatağında kadınım yaptıracak zorla bana. Ama boynunu gördüğünde vazgeçer umarım.

Önce dudağımı sonra boynumu hafife ısırıp bana bakıyordu.
Kollarımı boynuna dolayıp gözlerine baktım.
- Benim alfa erkeğim sensin Alex. Boynuma mühür gerekmez. Aşkımız için savaşma kimse ile. Çünkü; rakibin yatakta sadece karın olacak. Vladimir benim için sadece başka sürünün alfası.
Benim üstüme yığıldı.
- Beni taşı olur mu ?
Gülümseyip ağırlığı iyi ki aldı yana doğru.
- Üstüme çökünce daralıyorum Alex. Benimle dalga geçmek senin işine geliyor.
Elleri yanağıma gitti. Beni uzanmış kolunun üstüne izliyordu.
- Vladimir beni çağırıyor. Gitmem gerekiyor sevgilim. Bu arada sıkıldı isen odadan çıkıp arkadaşlarını arayabilirsin. Gitmem lazım.

Yataktan çıkıp Vladimir'in yanına Alex gittiğinde gevşeyip uykuya daldım. Gözlerimi açtığımda akşam olmuştu. Yataktan kalkıp perdeyi yana çektim. Banyoya gittim. Elimi ve yüzümü yıkayıp saçlarımı yeniden topladım.
Vladimir'in dağ evi ahşaptan yapılmıştı. Kaldığımız küçük odada oldukça geniş bir yatak vardı. Fakat yatak gıcırtı sesleri çıkartıyordu. Alex ile öpüşürken çıkardığı sesten dolayı yatağı sevmedim.
Yatağın sağında ve solunda ise pencereden rahat bakmak amacıyla büyük ihtimalle hiçbir eşyaya alfa yer vermemişti.
Çünkü; dağda yaşıyor iseniz kar yağdığında sürünüz saldırılara karşı açıktır.
Uzun krem rengi perde vardı pencerede. Pencereler yine dikdörtgen şeklindeydi. Kurt formuna dönüşüp pencereyi açar iseniz rahatça zemine atlama şansınız vardı. Banyonun kapısının sağında ise dolap vardı. Dolabın kapakları açıktı. Büyük ihtimalle insanlar giysilerini buraya koyup misafirlik bittiğinde alıp gidiyordu.
Odanın karşı köşesinde ise yuvarlak bir eskitme ayna vardı. Aynanın kenarlarında sarmaşık benzeri kabartmalı bir bitki duruyordu. Aynayı anlaşılan bir ay içinde kimse silmemişti.
Zeminin tahtalarını kurt yiyordu. Tahta kurtlarının kıt kıt seslerini yüzümü yıkarken rahatça duydum. Kapının arkasında ise köşeye yapışmış bir kare masa vardı. Masanın üstünde ise kalem, bardak, not defteri ve fener duruyordu. Sandalyesi olmayan masanın üst köşesinde ise bir tablo duruyordu. Yataktan bakınca tablo hoştu. Ama niye kapının arkasında tablo olur sorusuna mantık yürütmek istemedim. Odanın herhalde sadeliğine biraz renk gelsin diye alfa düşünmüş olabilir.

Banyonun kapısını ise plastikten yapılmıştı. Banyo iki bölümden oluşuyordu. Sağ tarafta klozet olan camlı bir bölüm vardı. Camdan oluşan kapıyı çekip klozet tarafına gittiğinizde karşı köşede televizyon vardı. Klozette işinizi yaparken televizyon keyfi mi ? Plazmanın amacı dışında orada olduğunu düşündüm. Kapının önünü belki gösteriyordu. Solda ise yine duş kabini vardı. Camları ise siyahtı. Duş alırken banyoya giren olur ise kişiyi görmezdi. Ortada ise normal bir ayna, musluk ve banyo dolabı duruyordu. Su ılık akıyordu. Musluğu sağa sola çevirdim ama soğuk su gelmedi. Ben zaten sıcak suyu severdim. Odadan çıkınca sağ tarafta evin giriş kapısı vardı. Solda ise salon duruyordu. Salonda yine oturma grubu dışında hiçbir şey yoktu. Salonun yanından doğru dar ve uzun yol vardı. Yolun girişinden yukarıya merdiven çıkıyordu. Diğer yolun nereye gittiğini bilmiyordum. Ayrıca evin ortasında yolun basamakları niye vardı sorusuna cevabım yoktu. Belki bu bölüm sadece saldırılara karşı koşarak kurtların evden çıkışını anlatıyordu.
Yolun girişinden ahşap merdivenleri takip etmeye karar verdim. Çünkü; sesler yukarıdan geliyordu. Evi gezecektim böylece.

OlgaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin