Doktor Brook, bizim sürünün kaçık bilim insanı. Onun yapmayacağı şeytani işler yoktur. Daha fazla yaşamak isteyen tüm insanlara özellikle umut adlı ilacı dağıtır. En yakın arkadaşımı kurt saldırısında kaybetmiştim.
Babam onu evimize çağırdığında çantasından benim için bir araba çıkarmıştı.
Sevimli gelmişti böyle bir doktor bana. Ama kurtları çaldığını duydum. Hastalığım yüzünden babam bana inanmadı.
Bir gece, el ayak ortalıktan çekildi. Revire yakın bir odada kalıyordum. Doktor Brook, ilaçlarımı vermek için gece yarısında geleceğini söylemişti anneme. Geldiğinde ise hasta ile yalnız kalmak istiyorum dedi. Kapının önünden annem ayrılmıştı. Uzaklaşan ayak sesi sonrası doktor bambaşka bir kişiyle konuştu.
- Sana beni arama dedim değil mi ? Kafayı yiyor isen benim suçum ne ? Sana sadece vitamin yazdım.
Telefonda konuştuğu düşünüp rahatladım. Ama telefon görüşmesi yapmadı. Sesi yabancı olan bir erkek ona cevap verdi.
- Kurtları istiyorum. Ne yap ne et. Bana kurtları getir. Ruhlarını istiyorum doktor. Yoksa hastalığı herkese söyleyeceğim. Doktorculuk oynayıp hafızasını sildiğin zavallıların yerini alfa öğrensin mi ? İster misin doktor ? Alfa senin ilaçlarının yan etkilerini biliyor mu ?
Konuşma sonrası ayaklarımdan kan çekildi. Titreyip gözlerimi sıkıca kapatmak istedim. Fakat doktor kapıyı çalıp yanıma gelmişti. Ateşimin yükseldiği ama ilaçların etkisini gösterdiğini anlattı.
Olga'nın firar ettiği gece hapishanenin önünde bir gardiyan gördüm. Bizim kurtlardan değildi. Bakar mısın soruma karşılık koşarak arazinin içinde kayıplara karıştı.
Beta kurtları toplayıp gardiyanların tam listesini istedim.
Hiçbir resim gördüğüm adamla uyumlu değildi. Doktor Brook sızma girişiminde başarılıydı.
Ya da zaten babam onu hiç kovmadı. Bana yalan konuşan kişinin babam olmamasını istedim.
Jake'nin rakibim olmaya karar verdiğini artık biliyordum. Antrenman sonrası duş almadan ve kimseye gözükmeden topraklarımı terk ettim. Kalbim bana ışık tutuyordu. Babam daima herhangi bir sürünün bize saldırmasına karşı evden uzakta ama aileye yakın bir geçit öğrenmişti. Geçit, Olga'nın mahallesine çıkıyordu. Hem onun nasıl olduğuna bakıp hemen dönecektim geriye.
Geçitten çıktığımda yağmur yağıyordu. Bir dişi kurt evde tek ise onu rahatsız alfa etmezdi. Ben yapamadım. Onu görmeden evinin önünden gitmek istemedim.
Göğsümde şimdi yaptıklarımın doğru mu yanlış mı sorusu var. Daha kötüsü yine Olga için Pastel arazisinden çıktım. Anne ve babam geceyi bir dişi ile geçiriyor olmama sinirlenmez. Saplantılı şekilde onu izlemeye gidiyordum. Olga ise rüya gördüğünü sabah olduğunda söylemişti. Bugün rüyada değilsin demek istedim. Kahretsin ki onu başka bir adamla gördüm. Mahallede bulunan geçitten çıktım. Olga'nın evinin önünde kırmızı renkte bir araba vardı. Olga ise eğilmiş cama doğru şoför ile konuşuyordu.
Şoföre bakınca doktor diye fısıldadım.
Doktor Brook, elinde bulunan reçeteyi uzattı Olga'ya. Reçeteyi aldı ve cebinden bir ilaç kutusu çıkartıp doktora gösterdi. Uzaktan neler olduğunu duymuyordum. Zihinsel bağlantı yoluyla değil normal sohbet ettikleri için iç çektim. Doktor beş dakika sonra arabasını çalıştırıp gaza bastı. Olga ise reçete elinde nöbetçi eczane buldu. İlaç almıştı bir poşet. Rahat sekiz kutu ilacı gördüm. Olga eve giderken ağlıyor ve telefona bakıyordu. Bir ara telefonu ilaçların arasına gönderdi.
Olga oldukça dalgın şekilde evin kapısını açtığında daha fazla onu izlemek istemedim.
- Olga.
Sırtı dönüktü ama cevap vermiyordu. Daima konuşkan olan dişi kurt şimdi dilini yutmuştu.
- Olga iyi misin ? Beni duymuyor musun ?
Kapıdan içeriye iki adım attı.
- Doktor Brook haklı. Alfadan korktum. Ondan sürekli sesini duyuyorum.
Kapıyı kapatmasına engel oldum.
- Olga. Buradayım. Ne sesinden bahsediyorsun sen ? Çıldırtıyorum sen var diye zaten. Doktor ile görüşmeyi bırakacaksın izin ver bana.
Olga kapıyı bırakıp elindeki poşeti uzattı bana.
- Annem ile babam yok. Hastayım alfa. Buraya geldin değil mi ? Emin olamıyorum. Oysa benim ruhum hep özgürce gezerdi. Şimdi mantıksız şeyler var aklımda. Dün ben balkona halı serdim. Halıyı bulamadım. Doktor Brook bana sakinleştirici yazdı. İçtim ama sakinleşmek yerine ormana gittim. Biri beni çağırdı. Az kalsın araba çarpıyordu bana.
Onun hasta olmadığını biliyordum. Doktor Brook için ölüm emrini verecektim.
- Doktor tam olarak nerede yaşıyor Olga ?
- İki sokak aşağıda. Doktor ilaç yazmıştı bana. Fırının önünde bulunan kaldırıma oturdum. Babama ses kaydı attım. Eve çok huzursuz döndüm. Kar tanesi benimle konuşmuyor son günlerde. Kurdumun uykusu çok geliyor.
Anlattığı şeyleri hastalık döneminde yaşamıştım. İlaçlardan dolayı kurt formuna dönüş hikayem bitmişti.
Jake ile bağlantıya geçtim ve doktorun beta kurtlar tarafından öldürülmesi emrini komutana duyur dedim.
Jake'den olumlu dönüş alır almaz Olga'yı odasına götürdüm.
- Uyu ben burada olacağım Olga.
Olga hiç konuşmadan yatağa yatmıştı. Gözlerim doldu. Normalde hep bana karşı saldırgan olurdu. Olga tamamen uyudu. Onu evde bırakıp Doktor Brook için gitmedim.
Komutan benimle bağlantıya yarım saat sonra geçmişti.
- Alfa. Doktor Brook artık yok. Fakat ofisinde görmemiz gereken var efendim.
- Şimdi olmaz.
- Ama alfa durum çok ciddi. Doktor Brook, sürünün hapishanesinde sahte kimlikle gardiyan olarak çalışması dışında hepimize ait dosyalar var.
- Ofisini imha etmeniz yeterli olacaktır. Telefonu ve bilgisayarı ise almadan eve dönmeyin.
- Anlaşıldı alfa.
Olga'yı yatağından alıp geçitten evime döndüm. Yolda hiç uyanmadı ve onu yatağıma bıraktım. Artık bir yere gitmeyecekti. Telefonunu ve yatağın kenarında duran iki kitabını yine poşetle peşimizde getirdim. Uyanır uyanmaz kitaplarını arar diye düşündüm. Nikola Tesla'ya ait kitabın ilk sayfasında küçük bir not yazıyordu.
- Işıkları zihnimin yanıyor.
Doktor Brook için ise artık ışıkların yanmadığını ona söylemek isterdim. Uykusu bölmeden beta kurtların binasına geçtim.
Merdivenleri çıkıp yatak odama doğru iki adım atmıştım. Odamdan hafif ama tutkulu bir inilti sesi geliyordu. Olga'ya birinin zarar verdiğini düşünüp sessizce hareket ettim. Odamın kapısına kulağımı yaklaştırdım.
- Kendimi okşuyorum şuan. Hissediyorum. Ellerim yerinde. Vücudum dokunuşu duydu. Ama oda bana ait değil. Ay Tanrıçası lütfen bunu yapma bana.
Gülümseyip kapıyı açtığımda Olga'nın elleri yorgana gitti.
- Alfa.
- İki dakika seni yalnız bıraktım odamda. Bakıyorum ki mastürbasyon yapıyorsun yatağımda.
Olga bana kaşları çattı.
- Alex Monday değil misin ?
Yavaşça yatağa yaklaşıp yorganı çektim.
- Alfa diye hitap edeceksin bana unuttun mu yoksa ?
- Mastürbasyon yapacağım. Hepsi rüya. Uyanacak ve evimde olacağım.
Onun giydiği rahat pijamalar üstümde olsaydı eminim yataktan kalkmak benim için zor olurdu.
- Birazdan seninle başka doktora gideceğiz. Doktor Brook öldü. Arkasında kimin olduğunu beta komutanı bulmak için uğraşıyor. Gece boyunca uyumadım.
- İyi isem doktora gitmek istemiyorum. Seninle uyuyacağım.
Olga sanki geriye dönmüştü. Dolaptan pijama takımını aldım. Soyunmaya başlayınca Olga bana sırtını döndü.
- Merak etme ben sadece pijama giyinip yatağa geliyorum.
- Vücudunu gözlerim görmesin. Arzulu uyandım sabaha.
Dişi kurt mu yoksa seksi bir afet mi sorusuna cevabım netti. Seksi bir afetti. Yatağımda mastürbasyon yapıyordu neredeyse.
Çıkarmış olduğum giysileri düzelttim. Olga'nın uyuduğunu nefesinden anladım. Sağ tarafa yatağın geçtim. Yorgan ile üzerini kapattım güzelce. Gözlerimi yumdum. Çok rahat uyuyordum. Kasık bölgeme önce bacağı değdi. Daha sonra kolu boynumu buldu. Vücudu dönüş sırasında bedenimin üstüne çıktı. Göğüsleri, göğsüme doğru değdi.
- Siktir. Böyle yapar isen seni eşim yapacağım.
Bacağını tekrar yatağa bıraktım.
Yumuşacık ve uyanmasından korkan bir ses tonuyla başını omzumdan kaldırdım.
- Olga.
- Uyuyorum anne.
- Siktir. Ben senin alfanım.
- Alfa Alex Monday'ı sevmiyorum.
Uykulu uykulu kalbimi üzmüştü.
- Madem sevmiyorsun. Üstümden çekil öyleyse.
Olga ise yana doğru döndü. Kalçasını çevirdi bana.
- Anne. Az daha uyuyacağım dedim sana. Sesin niye alfa gibi çıktı ? Taklit etme onu.
Annesi herhalde Olga'nın hep uykusunu bölüyordu. Ondan dolayı gözlerimi kapatırken annesinin eve erken dönmemesini diledim.
